English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ U ] / Unequal

Unequal Çeviri Türkçe

94 parallel translation
And, for I should not deal in her soft laws... she did corrupt frail nature with some bribe... to shrimp mine arm up like a withered shrub... to heap an envious mountain on my back... to shape my legs of an unequal size... to disproportion me in every part... like to a chaos or an unlicked bear whelp... that carries no impression like the dam!
İnsanlıktan nasibimi almayayım diye, tabiat anayı rüşvetle ayarttı, kolumu kurumuş bir fidan gibi çarpıtması, sırtıma dalga geçilecek iğrenç bir kambur yüklemesi, bir bacağımı uzun, diğerini kısa yaratması, bedenimi bir karmaşa, anasını hiç andırmayan, biçimsiz bir et yığını hâline sokması için!
It is as though there were a line divided into unequal parts.
Adeta eşit olmayan parçalara bölünmüş bir hat varmışcçasına.
I think that I, too, may be unequal to my ambitions.
- Ben de amaçlarımın üstesinden gelecek gibi değilim.
Egypt was unequal to a horde of desert tribesmen... when they'd scarcely a pistol to call their own.
Silahları. Mısır, tabancaya bile sahip olmayan kabilelerden oluşmuş bir çöl ordusuna eşit değildi.
China will be unable to put her own house in order until she is free of your enslaving, unequal treaties.
Köleleştiren, eşitliksiz dayatmalarınızdan kurtulmazsa, Çin kendi düzenini sağlayamayacak.
Unequal evolution did not begin until after your ancestors removed themselves from constant exposure to the gas, Mr. Advisor.
Dengesiz evrim, atalarınızın kendisini gazdan uzaklaştırmalarından önce başlamadı.
" All Uvas under go a cycle of 3 seasons of unequal length.
" Tüm Uvalar 3 eşit uzunlukta mevsim döngüsüne maruz kalırlar...
this cracked mirror has only ever reflected your face fragmented into three unequal portions ;
... yüzünü ancak birbirine eşit olmayan üç parça halinde gösterebilen bu kırık aynan ;
The spectacular false struggles... of the rival forms of separate power... are also real, in that they translate the unequal and conflict laden... development of the system, the relatively contradictory interests of the classes, or of the subdivisions of classes that recognize the system,
Ayri güçlerin rakip biçimleri arasindaki yalanci gösteriye dair mücadeleler ayni zamanda gerçektir ; sistemin esit olmayan ve çekismeli gelisimi ile sistemi kabul eden ve sistem içinde kendilerine bir rol biçmeye çabalayan sinif veya kesimlerin az çok çelisen çikarlarini anlatir.
Illustrious mrs magistrate there's only a way to dismantle this unequal accusation which my client, a principled and honest citizen,...
Saygıdeğer hakime hanım müvekkilime yapılan bu haksız suçlamayı kaldırmanın tek bir yolu vardır.
It's too unequal.
Bu ilişki fazla dengesiz.
No matter how sharp the knife these two pieces have unequal cross sections.
Bıçak ne kadar keskin olursa olsun iki parça birbirinden farklı kesittedir.
It's an awesome spectacle... and a vicious display of seething opponents... once again paralleled in an obstinate attempt to prove... superiority of the roads unequal in our lifetime.
Muhteşem bir manzara... ve bir kez daha... yollardaki üstünlüklerini kanıtlamak için yanyana dizilmiş... öfkeli rakiplerin amansız gösterisi.
- seem to have unequal harmonic values.
-... tekil armonik yapıda gibi görünür.
Repugnant to command, unequal match'd Pyrrhus at Priam drives, in rage strikes wide.
İğrenç buyruğundan, güçleri eşit olmayan Pyrrhus saldırdı Priam'a, gözü dönmüştü, boşa gitti savurduğu kılıç.
Unequal match, Pyrrhus at Priam drives in rage strikes wide.
Pirus saldırıyor hemen Priamos'a eşitliği çiğneyen gücüyle.
An unequal part, of course, but an important part, nonetheless.
Benimkine eş değerde olmasa da yine de önemli bir parça.
But Jane has told me to say that she still feels quite unequal to receiving anybody.
Ama Jane bana hala ziyaretçi kabul edebilecek durumda olmadığını söyledi.
Pupils are unequal and sluggish.
Gözbebekleri eşit değil ve boğuk.
Should we try something more robust, or do you feel unequal to the task?
Daha hareketli şeyler denersek bunu bir eşitsizlik olarak mı görürsünüz?
Pupils are unequal and unresponsive.
Göz bebekleri eşit değil ve ışığa yanıt vermiyor.
However you view it, it's an unequal relationship.
Nasıl baktığın umurumda değil, dengesiz bir ilişki.
Sideburns unequal lengths.
Favorileri eşit olmazdı.
I'm convinced each day we're a little closer to... the fight Between those who wish to change this country... and those who seek to perpetuate this unequal inhuman society.
Her geçen gün inanıyorum ki, "bu ülkeyi değiştirmek isteyenler" le "bu adaletsiz, insanlık dışı sistemi sürdürmek isteyenler" arasındaki savaş gittikçe yaklaşıyor.
Why did the world ever become so unequal?
Dünyada bu kadar çok eşitliksiz nasıl ortaya çıktı?
Caesar would never trust such an unequal partnership.
Sezar böyle eşit olmayan bir arkadaşlığa asla güvenmezdi.
It's not unequal.
Eşit olmayan diye bir şey yok.
It's rapid and unequal.
Hızlı ve düzensiz.
There are more unequal matches made every day.
Her gün daha uygunsuz çiftler ortaya çıkıyor. Evet hayatım.
There are more unequal matches made every day.
İyi giyimli ve güzel insanlar bir araya gelince onları ayırmanın bir yolunu bulamazsınız.
My friend Swearengen, aware their combat is unequal, feels the appeal of the gory finish.
Dostum Swearengen, adil savaşmadıklarının farkında olduğu için kanlı sonun çekiciliğini hissediyor.
" vomiting, unequal pupils, seizures
" Kusma, düzensiz göz bebeği felç
Chile today is a deeply unequal society.
Şili bugün son derece eşitsiz bir toplum.
As long as schools are segregated, Negroes will receive an education that is both separate and unequal.
Okullar bu şekilde ayırımcılığa tâbi tutulduğu sürece zenciler bölünmüş ve eşit olmayan bir eğitim alacaktır.
You write that unlike any other creature, man has an inherently unequal ability to have...
Yazmış olduğunuz kitapta insanları diğer varlıklardan ayıran şeyin...
Well, then it may be that slices of cake unequal in size actually creates a fairer distribution.
Tamam, o zaman kek dilimleri eşit ölçülerde olmayabilir aslında daha adil bir dağıtım yaratır.
The bunkers are unequal distances apart.
Siperlerimiz birbirinden oldukça uzak mesafede olup ;
In their unequal battle against industrial fishing fleets, they can't find enough fish to feed their young.
Bu dengesiz savaşta endüstriyel balıkçılıkla karşı karşıyalar. Genç nesli beslemeye yetecek sayıda balık bulamıyorlar.
Anon he finds him, striking too short at Greeks, his antique sword, rebellious to his arm, lies where it falls, repugnant to command. Unequal match'd,
Hemen de buluyor onu, güçsüz dermansız vuruşurken Yunanlılarla, emektar kılıcı, çıkıp yüreğinin buyruğundan, düşüp kalıyor düştüğü yerde.
Pupils are unequal.
Gözbebeklerinin tepkileri yetersiz.
More wonderful things have happened, there have been many happy and unequal marriages, but... no more.
Daha muhteşem şeyler de olmuştur zamanında, bir sürü mutlu, eşitsiz evlilikler yapmış insan var. Ama benden bu kadar.
There have been many happy and unequal marriages.
Bir sürü mutlu, eşitsiz evlilikler oldu.
Oh, thank you. As tennyson wrote, "i mete and dole unequal..."
Tennyson'nın yazdığı gibi, "Ben eşit şekilde bölüştürüp dağıtmazsam..."
This sorry mind is unequal to such wit for the balance cannot bear the weight.
İdrak-ı meali bu küçük akla gerekmez, zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez.
Since the 1980s, the United States has become a more unequal society, and its economic dominance has declined.
1980'lerden bu yana Amerika çok daha eşitsiz bir toplum haline geldi ve ekonomik egemenliği düşüşe geçti.
Well, freeing the football players While keeping my clients locked up, That's unequal protection under the law,
Benim müvekkillerimi içeride tutarken futbolcuları salıvermeniz bu kanun karşısında eşitlik ilkesine ters düşer ve insan haklarının ihlaline girer.
Are inherently unequal. "
- doğal olarak eşit değillerdir. "
We're still separate and unequal.
- hala ırkçı ve eşit değiller.
Separate educational facilities are inherently unequal. "
- Ayrı eğitim tesisleri doğal olarak eşit değildir. "
It's unequal treatment under the law.
Yasalar çerçevesinde adil bile değil.
Lt's just too unequal.
Bu hiç adil değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]