Unicorn's Çeviri Türkçe
202 parallel translation
It's where the Unicorn sank!
Burası Unicorn'un battığı yer.
But it's unfortunate that a person as skilful as you is a gang member of the Unicorn Clan
Ama senin gibi yetenekli birinin... haydutluk yapması çok yazık
C.L.T. S must check their unicorn op.
CLTS, unikomlarını kontrol etmeli.
He says, "There's the unicorn."
"Tekboynuz orada" dedi.
It's a one-horned animal that appeared in Greek mythology. It's called a "unicorn."
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Yunan mitolojisinde tek boynuzlu at olarak bilinen varlık... { \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black }...
Creatures that live in a unicorn's forest learn a little magic of their own in time ; mainly concerned with disappearing.
Tekboynuz ormanında yaşayan canlılar zamanla kendi küçük sihirlerini öğrenirler. - Özellikle ortadan kaybolmayı.
Look and see her, how she sparkles, it's the last unicorn!
* Bak ve gör onu, nasıl parıldadığını, * o son tekboynuzun.
She's the last unicorn in the world.
O, dünyadaki son tekboynuz.
How do you know she's a unicorn?
Onun bir tek boynuz olduğunu nereden biliyorsun?
Look and see her, how she sparkles, it's the last unicorn!
* Bak ve gör onu, nasıl parladığını, * son tekboynuzu!
But first we must see that no harm's come to the Unicorn.
Fakat öncelikle Unicorn'un zarar görüp görmediğine bakmalıyız.
It's more important that you find the Unicorn.
Unicorn'u bulmamız daha önemli.
The Unicorn was trying to outrun them!
Unicorn korsanlardan kaçmaya çalışır.
It's a unicorn, and I've waited a year.
O bir tek boynuz ve bunun için bir yıl bekledim.
Aardvark, baboon, caribou, dolphin, eohippus, fox, gorilla, hyena, ibex, jackal, kangaroo, lion, marmoset, Newfoundland, ocelot, panda, rat, sloth, tiger, unicorn, varmint, whale, yak, zebra.
Aslan, ayı, babun, balina, çakal, dağ keçisi, eohippus, fare goril, kanguru, kaplan, karibu, marmoset, ocelot, panda, sırtlan, tek boynuzlu at, tilki, varmint, yakalı tembel, ternöv köpeği, zebra.
Unicorn is mythical. Eohippus is prehistoric. But you weren't being very specific now, were you, Bob?
Tek boynuzlu at efsane, eohippus tarih öncesi... ama kesin sınır çizmemiştin, öyle değil mi?
- It's some kind of distortion field... in hyperspace. - A unicorn?
- Boynuzlu bir at mı?
If she's that rich I want a unicorn.
Madem o kadar zengin, tek boynuzlu at isterim.
Third graders voting crazy isn't the same as an adult seeing a unicorn. - That wasn't my point.
Üçüncü sınıfta çılgınca oylama yapılması, bir adamın, tek boynuzlu at görmesiyle aynı şey değil.
You could be evidence of a person who saw a unicorn who's not crazy.
Ne demem için? - Bir tane gördüğünü söylemen için. Tek boynuzlu bir at gören ama buna rağmen deli olmayan bir insana emsal oluşturman için.
Those who see them share some of the unicorn's traits.
Bunları gören insanların ortak bir takım özellikleri var.
I can make my potion more potent If I can add unicorn's milk of 2 heads.
Sihirli iksirimi, iki başlı at sütüyle daha da güçlü yapabilirim.
LIKE THAT UNICORN.
Unicorn hoşuma gitti. Evin düzen sıkıcıydı.
Eleanor is Memphis's unicorn.
Eleanor Memphis'in tekboynuzu.
- What's a unicorn?
- Tekboynuz nedir?
That's when you pull me off my unicorn. You tear away my gossamer petticoats, and you put your Schooner deep inside my Rebecca.
O anda beni tek boynuzlu atımdan indiriyorsun, bürümcük kombinezonumu yırtıyorsun ve Uskuna'nı Rebeccam'ın derinliklerine doğru itiyorsun.
That's unicorn blood, that is.
Bu bir tekboynuzlu kanı.
- "There was once a unicorn named Ariel..."
- "Ariel adında bir Tekboynuz varmış..."
See, she's pure and holy and rides a unicorn.
Temiz, mübarek ve tek boynuzlu ata biniyor.
It's just an Unicorn Dance!
Sadece bir Unicorn Dans olduğunu!
"Uranus's Unicorn," and the "Giant Jizz".
"Uranuüs'ün Tekboynuzu", ve "Dev Meni".
Maybe it's made of unicorn fur.
Belki tek boynuzlu at kürkünden yapılmıştır.
Say he's got a son, or he's 29 and keeps a journal with a unicorn on the cover.
Oğlu olduğunu, ya da 29 yaşında olup üzerinde tek boynuzlu at resmi olan bir günlük taşıdığını.
It's like finding a unicorn, Zach.
Tek Boynuzlu At bulmak gibi birşey, Zach.
It's like finding a really hot unicorn.
Cidden çok seksi bir'Tek Boynuzlu'bulmak gibi.
Hello. I'm Finlay McMillan and I would like to welcome all of you to Unicorn Gallagher's LIFE IS DEATH exhibit.
Ben Finlay McMillan ve hepinize Unicorn ve Gallagher'in "HAYAT ÖLÜMDÜR" sergisine hoş geldiniz demek istiyorum.
Now it's a picture of me and you on a unicorn.
Şimdi ikimizin tek boynuzlu at üstündeki resmi oldu.
well, Iet's just say it's a little bit like finding a unicorn.
Diyelim ki bu bir "Unicorn" bulmak gibi.
Do you also have a plan if one of you finds a unicorn?
Tek boynuzlu bir at bulursanız da ne yapacağınızı planlamalısınız...
Specializes in unicorn blotters.
Kurutulmuş uyuşturucular konusunda uzmanlaşmış.
It's called "One-Armed Mermaid That's Part Unicorn With Bigfoot."
Adı "Bir Parçası Tek Boynuzlu At Olan Tek Kollu Deniz Kızı, Koca Ayakla".
Here's your unicorn.
İşte tek boynuzlu atın.
Sort of a cross between a Pegasus and a unicorn.
Pegasus'la Tek Boynuzlu karışımı bir ırktır.
A white hole is like the unicorn... an exotic animal that's never been seen before.
Beyaz delik tek boynuzlu ata benzer : kendisi daha önce görülmemiş egzotik bir hayvandır.
- That's hilarious. Hey, remember the year you got me that unicorn marionette with the purple horn?
Bana tek boynuzlu at kuklası aldığını hatırlıyor musun?
There's a man who's been impaled by what appears to be a unicorn.
Gitmem gerek. Adamın birine tek boynuzlu at girmiş.
Well, it seems a guy dressed his horse up as a unicorn for his daughter's birthday... and things went terribly awry.
Adamın biri, kızının yaş günü partisi için atını tek boynuzlu gibi giydirmiş. Ve işler çığırından çıkmış.
Get me a unicorn, and I'll tell you so many secrets about Paul.
Bana boynuzlu at getir ben de sana Paul'un bütün sırlarını anlatayım.
Deep in the unicorn's rump sack, you find 60 gold pieces and a mysterious scrap of cloth bearing the unmistakable stench of dwarf urine.
Unicorn'un kıçının derinliklerinde 60 tane altın buluyorsunuz ve yanında da bariz cüce sidiği kokan gizemli bir bez parçası.
Oh! And that one looks like a unicorn winning a gold medal.
Ve şu da altın madalya kazanmış tek boynuz gibi.
- The Unicorn, he's here.
- Unicorn burada öyleyse.