English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ U ] / Uniqueness

Uniqueness Çeviri Türkçe

73 parallel translation
There is a uniqueness to this project, Senator.
Duyduğum kadarıyla hayır. Uyuşturucu falan mı kullanmıştı?
If you're gonna write that sort of stuff, pass examinations, you're gonna have to suppress, perhaps abandon, your uniqueness.
Bu tür şeyler yazarsan, sınavları geçersin, özgünlüğünü bastırmak, belki de ondan vazgeçmek, zorunda kalacaksın.
Her uniqueness is so perfect, it tends toward universality.
Onun eşsizliği evrenselliğe... varacak kadar mükemmel. Anladın mı?
Over the years, I've discovered it's in joy that the uniqueness of each individual is revealed.
Yıllar geçtikçe, neşenin, her bireyin... benzersiz olduğunu ortaya çıkaran bir şey olduğunu keşfettim.
" there's too much direct evidence against uniqueness.
" eşsizliğin aleyhinde çok fazla doğrudan kanıt olduğuna inanıyor.
I have expended considerable thought with respect to my apparent uniqueness.
Bariz benzersizliğim üzerine... hatırı sayılır ölçüde düşündüm.
I have found that humans value their uniqueness, that sense that they are different from everyone else.
İnsanların özgünlüklerine çok değer verdiklerini keşfettim. Bu sayede herkesten farklı olduklarını hissediyorlar.
I hope that you appreciate the uniqueness of this situation - and its effect on Agent Mulder.
Bud urumun benzersizliğini anladığınızı umuyordum ve bunun Ajan Mulder üzerindeki etkisini.
We have lost our uniqueness.
Eşsizliğimizi kaybettik.
So that your ego can rest assured of your uniqueness.
Böylece egonuz tek olmayı garantilediği için huzur içinde olmalı.
hen I told him I needed to get in touch with my uniqueness but he could not handle that.
Sonra eşsizliğime ulaşmam gerektiğini söyledim ama bunu kaldıramadı.
Afe you quite ceftain you'fe pfepafed to handle his uniqueness?
Bu ayrıcalıklı durumun üstesinden gelebileceğinize emin misiniz?
His uniqueness is a peffect fit fof the Little family.
Ayrıcalıklı durumu tam Little ailesine uygun.
- Alison, I respect your uniqueness and individuality.
- Alison, senin kişiliğine saygı duyuyorum.
The rare lights that give this company its uniqueness, it's luminescence.
Bu firmanın ışık verenleri Tek olanlar Işık saçanlar
These multiplicities and distinctions and differences... that have given great difficulty to the old mind... are actually through entering into their very essence, tasting and feeling their uniqueness.
Eski akla zorluklar çıkaran bu çokluklar, ayrım ve farklılıklar... 0nların en derin özlerine giriyor onların biricikliklerini tadıyor ve hissediyorlar.
And when we are obviously entered into that mode, you can see a radical subjectivity, radical attunement to individuality, uniqueness to that which the mind is, opens itself to a vast objectivity.
Ve biz açıkça bu duruma girdiğimizde kökten bir öznelliği, bireyselliğe kökten bir uyumu kendini geniş bir nesnelliğe açan aklın biricikliğini görebilirsin.
"If you can't prove uniqueness, prove abundance." Something's better than nothing.
"Eşsizliği kanıtlayamıyorsan varlığını kanıtla."
They have no concept of kindness or cruelty, no way of seeing beyond the oneness of all that energy... to the separateness, the uniqueness, your ability to hate, to love, to feel.
Kibarlık veya zalimlik hakkında bir kavramları yok. O enerjiyi ve geleceği görmenin bir yolu yok. Ayrılmak...
The uniqueness of the wave and the accessibility of the wave...
Dalganın benzersizliği ve ulaşabilirliği- -
You take Skinner's uniqueness in your stride.
Skinner'ın benzersizliğini soğukkanlı karşıladınız.
You have to appreciate their uniqueness.
Her birinin eşsiz olduğunu anlaman lazım.
After all, isn't it our very uniqueness that makes membership so valuable?
Sonuçta üyeliği mümkün kılan eşsiz oluşumuz değil mi?
"Our" uniqueness?
Eşsizliğimiz!
And even though every one of us is only a microscopic part of this huge, insatiable animal, each one of us feeds this holy animal with our very unrepeatableness and our uniqueness.
Bizler bu büyük, doymak bilmez hayvanın, yalnızca birer mikroskobik parçaları da olsak, hepimiz o kutsal canlıyı tekrarlanamaz ve biricik benliklerimizle besliyoruz.
Lasting over 500 years, its uniqueness under the reign of 27 kings still remains unmatched in the annals of word history.
27 kralın egemenliği altında 500 yıl hüküm süren hanedan, dünya tarihinde boy ölçülemeyen eşsizliğini hâlâ koruyor.
Celebrate your uniqueness.
Eşsiz oluşunuzu kutlayın.
There is a uniqueness to this project, Senator.
- Bu proje özel bir durum, Senatör.
"'Only uniqueness is success.
"Eşsizliğe ulaşayım!"
I heard what I took for a gunshot... an impression, I remark, not on the grounds of its uniqueness, but for the shot having seemed to issue from so near to my recumbent ear...
Tuhaf olansa sanki dışarıdan değil de üzerine yattığım kulağıma yakın bir yerden geliyordu.
Celebrate your own uniqueness.
Bu benzersizliğinin tadını çıkar.
There are still open questions about the uniqueness of our Earth... and we don't knowwhether our Earth is unusual or not.
Dünya'mızın eşsizliği hakkında açık uçlu sorular var. Ve Dünya'mızın hâlâ alışılagelen bir gezegen olup olmadığını bilemeyiz.
He's saying that most people die without discovering their own genius, without expressing the uniqueness that makes them special.
Demek istediği ; birçok insan, öldüğünde kendi dehalarından veya kendilerini özel kılacak benzersizliklerinden bihaber şekilde gözlerini hayata yumar.
I'm saying that the uniqueness of the knife was the prosecution's main argument.
Benim söylemeye çalıştığım, savcılığın temel argümanının bıçağın benzersizliği olmasıdır.
You need to reorient your way you think about Asians, because we will blow your mind with our uniqueness and inner beauty.
Asyalılar hakkında düşünce şeklinizi değiştirmeniz gerekiyor çünkü, benzersizliğimiz ve iç güzelliğimizle, aklınızı alacağız.
"We would replace power " rooted in possession, privilege, or circumstance " by power and uniqueness
Mülkiyet, ayrıcalık ya da şartlardan gelen gücün yerine sevgi, fikir, mantık ve yaratıcılıktan gelen gücü koyacağız.
Now, because of the uniqueness of the crime, and because the FBI is able to provide resources critical to this investigation they will be leading the interagency task force assigned to the case.
Bu suçun benzersiz bir biçimde işlenmesinden ötürü ve bu soruşturma için kritik olan kaynakların FBI'ın elinde olmasından dolayı bu davaya tayin edilen yardımcı kuvvetlere FBI liderlik edecektir.
arrogance, grandiosity, a belief in one's uniqueness, a preoccupation with power and success, an excessive need to be admired, a sense of entitlement, lack of empathy and the twin tendencies to envy and exploit others.
Kibir, muhteşemlik, tek birinin eşsizliğine inanmak, güç ve başarıya odaklı olmak, aşırı derecede beğenilme ihtiyacı, yetki verme yeteneği, empatiden yoksun, kıskançlığa eğilimli ve diğerlerini sömürebilme yeteneği.
This uniqueness has to express itself.
Bu eşsizlik kendini ifade etmek için vardır.
It was about the uniqueness of every soul.
Ruhların eşsizliği üzerineydi.
I mean, that's amazing,'cause if their uniqueness goes back that far, and, you know, if we can say that they have probably been here in this sort of area for 60,000 years, that means they were very close to the wave of colonisation, doesn't it?
Yani bu çok şaşırtıcı, bu farklılık bu kadar geri gidiyorsa, olasılıkla 60.000 yııdır burada, bu tür bölgede olduklarını söyleyebiliyorsak, bu, onların kolonizasyon dalgasının çok yakınında oldukları anlamına gelir değil mi?
It is vital to get to know your rival, to know their strengths, uniqueness and assets. What...
Rakibinizi tanımanız, güçlü yönlerini, özelliklerini, silahlarını bilmeniz çok önemlidir.
Nobody will be able to appreciate their uniqueness ever again.
Kimse onların eşsizliğini takdir edemeyecek.
The curiosity, perhaps the uniqueness of the human creature is that we live in both realms.
Her iki alemde de yaşıyor olmamız meraktan ya da belki de eşsiz olmamızdan kaynaklanmaktadır.
Well, is it possible to maintain a uniqueness, do you think?
Daim bir eşsizlik sağlamak mümkün müdür sizce?
Yeah, but if you wish to package that uniqueness, well, then you take risks.
Ama dediğin gibi, bu eşsizliği devam ettirmek istiyorsan risk alman gerekir.
The Deepest Realm could never handle... my character's uniqueness is secure!
Lily gibi yıldırımdan korkan biri bununla asla baş edemez. Böylece karakterimin özgünlüğü devam ediyor.
What Darwin was undermining in his work was a fundamental belief - a belief in human uniqueness.
Darwin çalışmalarıyla temel bir inancın altını oyuyordu. İnsanın eşsizliğine dair olan inanç.
"The greatness and uniqueness " of Prof. Shkolnik... "
" Profesör Şkolnik'in büyüklüğü ve benzersizliği...
In our society, there's all this propaganda in favour of uniqueness, eccentricity, et cetera.
Toplumumuzda şöyle bir propaganda var eşsizlik ve farklı olmaya yönelik.
But did they insist about the complete uniqueness of the... of the situation of the Jews? - Yes, this was their problem :
Tamamen benzersiz olduğu konusunda ısrarcı mıydılar?
unique 125

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]