English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ U ] / Unnerving

Unnerving Çeviri Türkçe

127 parallel translation
Our work is unnerving yet painstaking and detailed and 80 % if not even 90 % of our leads are false.
İşimiz yıldırıcı, bir o kadar da zahmetli ve teferruatlıdır.. .. genellikle ihbarların % 80 ila % 90'ı asılsız çıkar.
Somehow I find transporting into the darkness unnerving.
Bilinmeyene ışınlanmak sinir bozucu.
Those pounding noises are unnerving the first time you hear them.
Şu sesleri ilk duyduğunda cesaretin biraz kırılıyor.
It's a bit unnerving.
Biraz ürkütücü.
Do you know how unnerving it is for everyone who works with me and works in this building because you and your men are snooping around?
Biliyor musunuz, sen ve adamların etrafta dolaşmanız benimle ve bu binada çalışan herkes için ne denli sinir bozucu bir şey?
It is unnerving.
Sinir bozucu.
The street noises are just unnerving.
Sokağın sesi çok sinirimi bozuyor.
How unnerving.
Ne kadar sinir bozucu.
That's very unnerving.
Bu çok sinir bozucu.
Mr Remmick's presence is unnerving.
Bay Remmick'in varlığı yeterince sinir bozucu.
To tell the truth, I found it a little unnerving.
Doğruyu söylemek gerekirse, biraz sinir bozucuydu.
- This is most unnerving.
- Sinir bozucu bir durum.
Life is so unnerving For a servant who's not serving
Hayat cesaret kırıcıdır hizmet etmeyen bir hizmetçi için...
I'm beginning to find it unnerving.
Sinir bozucu bulmaya başladım.
The religious prejudice is a little unnerving.
Ama dini önyargılar biraz ürkütücü.
This entire situation is a little bit unnerving.
Tüm bu yaşananlar biraz sinir bozucu.
It's unnerving.
Sinir bozucu.
A mission that could put you in a situation that would be far more unnerving than a dressing-down by me.
Seni haşlamamdan çok daha sinir bozucu bir duruma düşürebilecek bir görev.
But it's still a pretty unnerving way to start off the night.
- Cadı kısmını geçelim. - Cadıları geçtik.
It's sort of unnerving.
Sinir bozucu.
This experience has been very unnerving.
Bu tecrübe beni fazlasıyla gerdi.
Yes, well, I'd imagine it would be fairly unnerving.
Evet, çok sinir bozucu olduğunu tahmin edebiliyorum.
Unnerving, isn't it?
Sinir bozucu, değil mi?
Most find it quite unnerving.
En çok.. ... cesareti kıralanı bulur.
I just find these long-lost boyfriend calls a little unnerving.
Son zamanlarda bu sık oluyor.
I've got to say I find it a little unnerving walking past 300 German POWs carrying pickaxes.
Kazma taşıyan 300 savaş esirinin yanından geçerken biraz dehşete düştüğümü söylemeliyim.
It is pretty unnerving, being here right next to the shoal.
Oldukça cesaret kırıcı, sürünün tam yanında burada olmak.
It's a little unnerving.
Biraz cesaret kırıcı oluyor.
It's just, all this attention is a little unnerving.
Sadece bütün bu ilgi biraz can sıkıyor.
Can you play something a little less unnerving?
Sinir bozucu olmayan bir şeyler çalar mısın?
Contractions can be unnerving, but she's fine.
Sebebini bilmediğinizde kasılmalar sinir bozucu olabilir ama durumu gayet iyi.
First contact can be unnerving.
İlk temas bazen sinir bozucu olabiliyor.
It's unnerving, though.
Cesaret kırıcı olsa bile..
I know this must be very unnerving for you.
Kendinizi güvende hissetmiyor olabilirsiniz.
It is some of the most precarious, unnerving and dangerous climbing I've ever done.
Bu şimdiye kadar yaptığım en belirsiz, sinir bozucu ve tehlikeli tırmanıştı.
It's a little unnerving to have somebody tell you how you feel all the time before you know it yourself.
Bunu kendiniz biliyorum önce Birinin her zaman nasıl hissettiğimi söylemek için sinir bozucu biraz.
I understand how this might seem unnerving.
Bunun ne kadar sinir bozucu olduğunu anlıyorum.
- It's rather unnerving.
- Oldukça sinir bozucu.
It's a little unnerving.
Lt sinir bozucu biraz var.
It got a bit unnerving so I legged it back down.
Biraz sinir bozucuydu ama İdare etmek zorunda kaldım.
Some people find that unnerving.
Bazı insanlar bunu rahatsız edici bulur.
It was unnerving after a while.
Bir süre sonra sinir bozucu olmaya başladı.
It's frustrating, unnerving,
Bu çok sinir bozucu, güven sarsan,
Just a little unnerving.
Sadece biraz sinirli. Eminim öyledir.
It must have been unnerving, this man telling you that your boy was in danger.
Bütün bunlar sinir bozucu olmalı, bu adamın gelip sana oğlunun tehlikede olduğunu söylemesi.
I know how unnerving a remodel can be.
Yeni bir biçim vermenin nekadar cesaret kırıcı olduğunu bilirim
I mean, how unnerving.
Yani, ne güven sarsıcı bir şey.
Oh, my God, he's unnerving.
Tanrım. Çok sarsıcı!
It's unnerving.
Çok sarsıcı.
That tends to be a bit unnerving even when the charges are ludicrous.
- Gerçekten mi?
Probably not too far of a leap, given their unnerving advancements in the field.
Alandaki ilerlemelerini düşününce, çok da olanaksız bir atılım değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]