English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ U ] / Unobstructed

Unobstructed Çeviri Türkçe

45 parallel translation
If we want an unobstructed view...
Eğer engelsiz bir görüş açısı istiyorsak... Burada kalmanızı tercih ederim.
I'm sure the Emissary will consider everything you have to say and then Bajor's admittance can go forward... unobstructed.
Eminim Elçi söylediğiniz her şeyi dikkate alacak ve Bajor'un kabulü engelsiz bir şekilde ilerleyecektir.
Seat 1-C was the only seat with an unobstructed path through the windshield.
Koltuk 1-C, rüzgarlığın engellemediği tek koltuktu.
How about this table with its unobstructed westward view... of the wide cosmopolitan expanse of Clump Street?
Bu masaya ne dersin? Engellenmemiş batıya bakan tarafıyla Clump caddesinin geniş kozmopolitanlığı?
Unlike the Richards medical towers, where the labs are small, these labs are totally open, spanning the full length of the building, and each scientist has a study with an unobstructed view of the Pacific Ocean.
Laboratuarların küçük olduğu, Richards Tıp Kulelerinin aksine, bu laboratuarlar ; tamamen açık ve, bina boyunca uzanıyorlar, ve her bilim adamının, Pasifik okyanusunu gören kendine ait bir odası var.
BEING SURE TO COVER THE TEETH, ALLOWING FOR A SMOOTH AND UNOBSTRUCTED ENTRY.
Düzgün ve engelsiz bir giriş için dişlerini sakladığına emin ol.
He can put his equipment on the floor and rotate unobstructed.
Teçhizatlarını zemine koyup... rahatça hareket edebilirler.
According to Supervising Criminalist Grissom's report, you had an unobstructed view of Ms. Reed, so how do you explain the fact that you didn't see her?
Adli Tıp Uzmanı Grissom'ın hazırladığı rapora göre Bayan Reed'i görmeni engelleyen bir şey yokmuş. Peki, onu görmediğini nasıl açıklıyorsun?
I thought I told you to make sure that not one of these rooms... have an unobstructed view to this place.
Sana buradaki odaların hiç birinin... - burayı görmemelerini sağla demiştim.
The most important thing about this boat, of course, is the view, 320 degrees unobstructed,
Bu geminin en önemli yanı, 320 derecelik kesintisiz görüşe sahip olması.
Well, I have just put no-parking signs all up and down the street here... in hopes of clearing a safe and unobstructed path through Stars Hollow.
Buradaki sokaklara park edilmez tabelası koydum. Stars Hollow'dan güvenli ve serbest bir geçiş sağlamayı umdum.
Right coronary flow's unobstructed.
Sağ koronerlerde tıkanıklık yok.
It's the only lot in the neighborhood with 360-degree unobstructed views.
Bu mahalledeki, 360 derece engellenmemiş manzarası olan tek yer.
We still need to get them to a boxed-in area with an unobstructed line of fire.
Hâlâ onları kapalı bir bölgeye çekmemiz gerekiyor. Tek tarafı tıkalı bir yer.
Given that for over 30 years, I've enjoyed an unobstructed view of our koi pond, no.
Geçen 30 yılı düşünürsek koi havuzumuza engelsizce bakmanın tadını çıkardım, hayır.
Look, you have an unobstructed view of AAA Money from here, and judging from how much you love your grandchild and your cigarettes, I'm guessing you spend a lot of time looking out that window.
Buradan sokağı çok açık bir şekilde izleyebiliyorsunuzdur. Torununuzu ve sigaralarınızı da ne kadar çok sevdiğinizi hesaba katarsak pencereden dışarıyı izleyerek bolca vakit geçirdiğinizi düşünüyorum.
Oh, five years of unobstructed research, unlimited funds?
Beş yıl boyunca serbest araştırma sınırsız kaynaklar?
The adjacent building has an unobstructed view into the office, high enough for a vantage and, if necessary, a shot.
Bitişik binada ofisin içini gören bir açıklık var, bir atış gerekecek olursa, avantaj için yeterince yüksek.
It gives the enemy gunners a clear, unobstructed angle of fire.
Silahlı düşmanlara açık bir görüş açısı sağlıyor.
Subjects are in position with unobstructed views of the screen.
Denekler ekranları rahatlıkla, görebilecek şekilde konumlarını aldılar.
There's an unobstructed view of the bradstones'bedroom From the living room.
Oturma odasından, Bradstone'ların yatak odasını görmeye engelsiz bir görüş var.
This provides an unobstructed view of the contents.
Bu düzen tüm yiyecekleri net şekilde görmenizi sağlar.
Well, from here, I have an unobstructed view Of the second floor and down the stairs.
Buradan bakınca ikinci katı ve merdivenleri açıkça görebiliyorsun.
I didn't see you there coming down this long, brightly-lit, unobstructed corridor walking straight towards me.
Bu fazlasıyla aydınlık, boş koridorda bana doğru geldiğini nasıl oldu da görmedim.
Snowball was unobstructed.
Kartopu engelsizdi.
He has wrecked Rome, taken our son, and now marches on Naples unobstructed!
Roma'yı haşat etti, oğlumuzu aldı. Şimdi de Napoli'ye yoluna çıkacak kimse olmadan ilerliyor!
The office in this picture has an unobstructed view of midtown from an upper floor.
Resmin çekildiği büro, şehir merkezindeki yüksek bir binanın açık görüş alanına sahip.
This spray is completely unobstructed.
Dağılımı engelleyen hiçbir şey yokmuş.
You need an unobstructed view.
Engelsiz görüş gerekiyor.
And boom, the blast will strip the entire valley of all foliage and wildlife, so we can mine it unobstructed.
Patlama tüm vadiyi, bitki örtüsünü ve yaşayan canlıları yok edecek böylece bir engel olmadan kazı yapabileceğiz.
Mr. Gold was staying in the room next to Mr. Florrick, but the door between them was open, and I just wanted to see if he had an unobstructed view of the bedroom.
Bay Gold Bay Florrick'in bitişiğindeki odada kalıyormuş,... ama odalar arasındaki kapı açıkmış,... yatak odasının açık bir manzarasının olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
And our conversation can proceed unobstructed by paperwork.
Ve terapimiz kağıt işleriyle engellenmeden devam edebilir.
Single story marine warehouse with unobstructed views of the surrounding area.
Etrafını rahatça görebileceği tek katlı bir depoda.
Hindered by the bottle! Unobstructed!
Bir şişenin yaptığını görüyormusun?
But before the cloud hid it all, there were several seconds of unobstructed view.
Duman dağılmadan önce birkaç saniyelik engellenmemiş bir görüş alanı vardı.
As quartermasters, we serve our men best when we rise above the fray and see the truth from an unobstructed vantage.
Biz serdümenler olarak, kargaşanın üstesinden gelirken tüm gerçekleri en doğru bakış açısıyla süzer ve adamlarımıza en iyi hizmeti veririz.
And then you can have your way unobstructed. And put the son of your choice on the throne.
sonrasında kendi yoluna gidebilirsin ve seçtiğin oğlunu tahta oturtursun.
High above the village, the summit affords an unobstructed view of the heavens.
Köyün üst noktasındaki zirve size cennetten engelsiz bir manzara sunuyor.
Unobstructed view of the surrounding streets.
Çevredeki sokakları net görüş olanağı var.
We just got unobstructed access, north side studio.
Stüdyonun kuzeyinden sağlam erişim elde ettik.
Unobstructed access on the north.
Stüdyonun kuzeyinde sağlam erişim.
How about 360 degrees of unobstructed views of the Antioquian countryside?
Peki ya 360 derece, önü açık kırsal Antioquia manzarasına ne dersiniz?
Completely unobstructed.
Tamamen net bir şekilde.
Now, from my desk, I would have an unobstructed view, and that kind of irks me.
Şimdi benim masamdan, kesintisiz bir görüşe sahibim ve bu biraz canımı sıkıyor.
An enchanting view of the Villagers, 360-degree Unobstructed vantage point from
Şehre bakan manzaralı hoş bir balkonu var ayrıca etrafı açıklık ve ferah ek olarak 5000 amperlik bir Elektrik şebekesi var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]