Untucked Çeviri Türkçe
15 parallel translation
Maybe I should leave it untucked.
Sence de öyle değil mi?
Jack, how do you manage to always come untucked?
Jack, her zaman içine sokmamayı nasıI becerebiliyorsun?
Can't remember the last time I saw an international businessman With an untucked shirt.
En son ne zaman gömleği dışarıda olan iş adamı gördüğümü hatırlayamadım.
Oh, your shirt is a little untucked.
Gömleğin dışarı çıkmış.
with their untucked shirts, boneless faces, their stars, both wars and trek.
Pantolonun dışındaki gömlekleriyle ve kemiksiz yüzleriyle. Hem Uzay Yolu hem de Yıldız Savaşları'yla.
We can't have you untucked, our little butler.
Senin kıyafetin bozuk olamaz değil mi? Küçük kâhya.
We'll End another truck with a driver who's a fucking fat kid with his fucking shit untucked... -... who don't think he's Special Forces. - Yeah?
Bir tarafı bir tarafına tıkılmamış kendini özel kuvvet sanmayan şişko sürücülü bir kamyonet bul o zaman.
On the topic of your hipness, do you think maybe on Friday you could go untucked?
Konu modernliğine gelmişken, Cuma günü biraz daha salaş olabilir misin?
Every time I turn the wheel, my shirt comes untucked.
Direksiyonu her çevirdiğimde gömleğim açılıyor.
Your socks are down, your shirt tails are untucked, your trousers are not properly pressed.
Çoraplar çekilmemiş, gömlek içeri sokulmamış pantolon düzgün ütülenmemiş.
Without this balance, a poem becomes slack, an untucked shirt.
Bu denge olmaksızın bir şiir durgunlaşır, açıkta kalır.
Your shirt's untucked.
Tişörtün dışarı çıkmış.
Shirt's untucked.
Gömleğin çıkmış.
I mean, you're late for dinner, your shirt's untucked, you cut yourself shaving.
Yani, yemeğe geciktin gömleğin dışarda, tıraş olurken kendini kesmişsin.
- It was untucked.
- Hepsi açıktaydı.