Unverified Çeviri Türkçe
24 parallel translation
Well, according to this unverified rumor.
Teyit edilmemiş dedikoduya göre.
- Another of your unverified rumours.
- Asılsız dedikodularından biri daha.
A young man, according to this unverified rumor.
Genç bir adam, bu doğrulanmayan dedikoduya göre.
Common sense will tell you these legends, these unverified rumors, are ridiculous.
Sağduyu, bu efsanelerin bu doğrulanmamış söylentilerin saçma olduğunu söyler.
A young man, according to this unverified rumor.
Doğrulanmayan söylentiye göre genç bir adam.
- Well, unverified insight.
- Teyit edilmemiş kavrayışlar.
This is an unverified threat.
Bu, doğrulanmamış bir tehdit!
- Possibly, but unverified.
- Belki ama kesin değil.
I mean, they grew up getting their news from a million unverified sources online.
Haberlerini milyon tane doğrulanmamış kaynaktan edinerek büyürler.
It was an allegation where you anticipated a response, an unverified assertion.
Bu doğrulanmamış bir iddiaya yönelik doğru olduğunu iddia etmenize yönelik bir yanıt.
A myth is just an unverified fact.
Efsane, sadece doğrulanmamış gerçektir.
What you had was an unverified sighting outside a hooker joint with a drunk agent who
Elimizde doğrulanmamış bir görüntü var, randevuevinin kapısında.
But why would she pay 4 million bucks for unverified information?
Ama doğrulanmamış bir bilgi için niye 4 milyon papel versin ki?
To the mysterious and unverified Mrs. Knickertwist.
Gizemli ve kimliğinin doğruluğu tespit edilmemiş Bayan Knickertwist'e.
An unverified report states that even deaths have occurred.
Tetkik edilmemiş bir polis raporu ölümlerin meydana geldiğini söylüyor.
Unverified account that a body has been found.
- Aldığımız duyumlara göre bir ceset bulunmuş.
We have intelligence, unverified, that Heller's being secretly treated by a neurologist.
Doğrulanmamış bir istihbaratımız var Heller'ın gizlice bir nörolojist tarafından tedavi edildiğine dair.
All of my efforts were in vain, because of one unverified rumor.
O dönemde bütün çabamı ortaya koydum. Doğrulanmamış bir dedikodu yüzünden bütün emeklerim heba oldu.
The message is four words in length, lacks context, is unverified, and so cannot be trusted.
Mesaj dört kelime uzunluğunda, içerikten yoksun doğrulanmamış ve bu yüzden de güvenilir olamaz.
No, but she is an unverified asset.
Hayır ama doğrulanmamış bir değer.
Don't get confused by unverified news. Don't cloud the truth either.
Doğrulanmamış haberlerden etkilenmeyin.
During Hurricane Sandy - an unverified Twitter account posted...
- Sandy Kasırgası sırasında doğrulanmamış bir twitter hesabından...
What's not wise is peddling unverified and politically motivated horseshit to the press.
Mantıksız olan şey onaylanmamış ve.. ... siyaset temelli olan saçmalıkları basına sızdırmak.