Unzipped Çeviri Türkçe
67 parallel translation
You know last night when Easy's dress came unzipped?
Biliyorsun, Dün gece Easy'nin fermuarı bozulduğunda
Someone unzipped my dress!
Birisi elbisemin fermuarını açtı!
- She unzipped my fly.
- Fermuarımı açtı.
Well, one time we got him out here and I kinda got up close to him and unzipped my pants and took out my pecker.
Bir gün onu bu kaldırıma çağırdık, anlatabildim mi? Yaklaştım ve fermuarımı açtım, çavuşu dışarı çıkardım.
Wejust unzipped our fly.
Fermuarımızı açtık bir kere.
She kissed me, and she unzipped my pants, and-and-and-and-and- -
Beni öptü, pantolonumun fermuarını açtı, ve, ve,...
She unzipped my pants and massaged my penis.
Pantolonumun fermuarını açtı... ve penisimi okşamaya başladı...
It's a matter of recombinant ribonucIeic acids unzipped by a radioactive guanine peptide.
Bu, birleştirilmiş DNA ve ribonükleik asidin, bir radyoaktif guanin peptid ile çözülmesi.
No, most drowning victims are found with high levels of alcohol in their blood and their flies unzipped.
Hayır, genelde boğulan kurbanların kanlarında yüksek seviyede alkol bulunur ve fermuarları genelde açıktır.
As it stands, I have no "And then she unzipped her jumper" stories.
Hiç "Ve kız kazağını çıkardı." hikayem yok.
I unzipped myself.
Fermuarımı çözdüm.
- So to your knowledge, Mr Kloster's pants have never been unzipped in public? - You got me.
Yani bildiğiniz kadarıyla, Bay Kloster'ın pantolon fermuarı halk içinde hiç açılmamıştı.
I took off my shirt, and I unzipped my pants.
Gömleğimi cıkardım, ve fermuarımı indirdim.
"THE SUSPECT UNZIPPED HIS PANTS AND EXPOSED HIMSELF."
"Şüpheli pantolonunun fermuarını açtı ve kendini teşhir etti."
We were in high school and she was sick of him sittin'on the couch all open and unzipped.
Lisedeydik, annem gün boyu fermuarını açıp kanepede yatmasından bıkmıştı.
Finally I see him across the street from me and he's unzipped himself and he's taking his cock out and he's not waving it but he's, it's just dangling there and he's running up and down the street and people are screaming and horrified.
Şarap beni öyle çarptı ki, iki kelimeyi bir araya getiremedim. Beni bağışlayın. Siz benim özümü aldınız, ben de sizin paranızı...
I took the rucksack off, and then unzipped the top pocket with one hand, and got the pen knife out.
Çantayı çıkarttım ve tek elimle üst göz fermuarını açtım, Çakıyı çıkarttım.
I don't know. It just popped into my head unzipped.
Bilmiyorum, gözümün önüne açık geldi.
- How come you're not unzipped?
- Fermuarın neden kapalı?
I'm gonna tell my buddies. "Stan Ross unzipped my pants."
Tüm arkadaşlarıma söyleyeceğim.
Unzipped.
Fermuarı açık.
And with that, he unzipped his fly and hauled out his manhood.
Sonra fermuarını açtı ve erkekliğini çıkardı.
He unzipped his pants. He kept saying that it wasn't wrong and that he wasn't my father!
Pantolonunu açtı, bir yandan da sürekli kötü birşey yapmadığını zaten babam olmadığını söylüyordu.
Kyle Vance's briefcase is unzipped?
Kyle Vance'in evrak çantası açılmış.
And then all of a sudden it got really quiet and I looked up and Kody unzipped his sweatshirt.
Sonra birden sessizlik çöktü. Bir baktım Kody önünü açmış.
I never unzipped it. - This bag?
- Çanta bu mu?
He unzipped, pulled down his pants, and he stood there with his
Fermuarını açtı, pantalonunu indirdi, ve karşıma dikildi
He's completely unzipped.
Tamamen fermuarı açtı.
That the sound of my fly being unzipped.
Fermuarımın açılma sesiydi.
We just unzipped the bodies, so it's gonna take some time to confirm cause of death.
Torbaları az önce açtık. Ölüm sebeplerini söylemek için biraz zaman lazım
Then why is your fly unzipped?
öyle değil. o zaman fermuarın neden açık?
He walks down to the diamond, unzipped his fly and just let loose.
Sahanın içine yürümüş fermuarını açmış ve koyvermiş.
He went to the baseball field where his father Ray coaches. And he went to the home plate and he, like, unzipped his fly, took out his penis and pissed on home plate.
Babasının beyzbol koçluğu yaptığı sahaya gitmiş ve kale levhasının üzerinde durup fermuarını açmış penisini çıkarıp kale levhasının üzerine işemiş.
Must've fallen out of your bag when you left it unzipped so anyone could reach in and take it.
Herkesin rahatça uzanıp alabileceği şekilde fermuarını açık bıraktığında düşmüş olmalı.
- Search of the dorm room was legal, but the moment you unzipped Mr. Murphy's gym bag, the search became illegal.
Ne oldu ki? Odanın aranması hukuka uygun ama Bay Murphy'nin spor çantasının fermuarını açtığın an arama gayri hukuki oldu.
Suddenly, out of the blue, he unzipped his fly and took out his dick, erected, and poked it against my thigh.
Aniden, fermuarını açtı ve aletini dışarı çıkardı, ereksiyon geçirmişti, ve kalçamı aleti ile dürttü.
Before he unzipped his ready duffle bag.
Ona kaybolmasını söylerdim?
Can I get unzipped, please?
Fermuarımı açar mısın, lütfen?
- or unzipped...
-... veya soyunmana...
Then she unzipped her face and revealed her self-important lizard head.
Sonra o yüzündeki fermuarı açtı ve ortaya kendini beğenmiş kertenkele kafasını çıkardı..
He took me to a cul de sac. Unzipped his pants... and I knew what he wanted...
Tenhaya bi yere çekti ve fermuarını açtı ne istdiğini biliyordum
- And your fly's unzipped.
- Senin de dükkanın açık.
I just snuck out and unzipped.
Gizlice sıvışıp soyundum.
It had to stay closed, unzipped, or else she'd go completely psychotic.
Muz, kapalı ve açılmamış olmalıydı, aksi takdirde psikoza giriyordu.
When I unzipped my pants and slipped my... Pixie stick into her Barbie dream house.
Pantolonumun fermuarını açtım ve peri çubuğumu onun Barbie Rüya Evine soktum.
Oh, you unzipped me.
Beni açtın işte.
So I unzipped the tent to have a look..... and there it was.
Bakmak için çadırı açtım... ve onu gördüm.
But as she unzipped her pajamas, it reminded him of past situations which he'd successfully been aroused.
Ama Ann pijamasının fermuarını açarken bu, Gob'a başarılı bir şekilde tahrik olduğu eski hadiseleri anımsattı.
Your fly's unzipped.
Fermuarın açık.
Young man, your fly is unzipped.
Delikanlı, fermuarın açık.
Oh, you unzipped me.
İçimi açtın.