Upholstery Çeviri Türkçe
205 parallel translation
It has real velvet upholstery.
Koltuk döşemeleri gerçek kadifeden.
We're doing it for Betty, Maryjo, Linda, Julie... the gang down at Ray's Auto Upholstery and... well, the list is too long.
Şarkıyı isteyenler : Betty, Mary Jo, Linda, Julie... Ray'in Oto Döşeme Atölyesi'ndeki çocuklar ve...
It's white with red upholstery.
Beyaz, koltukları kırmızı.
And now for the information of you youngsters who were slashing the upholstery and tearing out the seats during the denouement.
Sonuç olarak koltuk yüzlerini kesen ve oturaklara zarar veren siz gençleri bilgilendirmeye gelince.
- The upholstery?
- Çok güzel. - Peki kumaş?
Don't dirty my upholstery with your filthy clothes.
Döşememi pis elbiselerinle kirletme.
I'll be careful not to dirty your nice upholstery with my dirty, filthy clothes, Stepmother.
Güzel döşemeni pis kıyafetlerimle kirletmemeye dikkat ederim, üvey anne.
You wouldn't want any grease on your nice upholstery.
Güzel koltuk kılıflarınızın yağlanmasını istemezsiniz.
But the upholstery on the couch.
Ama kanepenin döşemesi batmış.
Oh, she was, but, uh, the color clashed with my upholstery... so I made her go back to her own natural peasant color.
Evet öyleydi, ama, mobilyalara uymadığı için doğal haline dönmesini rica ettim.
The truth of the matter is... I kind of like girls with a little upholstery... here and there.
Gerçeği söylemek gerekirse orasında burasında biraz fazlalığı olan kızları severim.
I'll let you feel the upholstery.
Döşemeye dokunabilirsin.
I just love tuck-and-roll upholstery.
Fitilli döşemelere bayılıyorum.
Here, with soft bolstered upholstery.
Yumuşak destekli döşemesi de var.
Soft upholstery?
Yumuşak döşeme ha?
I hope the drums don't mess up your upholstery.
Senin davullar döşemeyi berbat etmez umarım.
- Upholstery.
- Döşeme.
We know that the dope-factory is disguised as an upholstery warehouse.
Bu uyuşturucu fabrikasına döşeme deposu süsü verildiğini biliyoruz.
Deluxe cabins, a first class restaurant velvet upholstery. - Was it good?
Lüks kabinler, birinci sınıf bir restoran kadife döşemeler.
Bone white, leather oxblood upholstery, big, huge chrome fender skirts.
Pontiac hakkından uzmansın, ha? Kemik beyazı... deri koyu kırmızı döşeme... büyük, kocaman krom çamurluk.
And from the theater I want an armchair with red velvet upholstery.
Bir de, tiyatrodan kırmızı kadife kaplı bir koltuk istiyorum.
You get in my car and you slap barbecue all over my upholstery.
Arabama binip döşemelerin üstüne barbekü sosu döküyorsun.
Nice upholstery.
Güzel dekorasyon.
She nodded out the second she hit the upholstery.
Döşemeye oturur oturmaz uyuklamaya başladı.
Don't touch the windows. Don't touch the upholstery.
Pencereye dokunma, döşemeye dokunma.
- Don't touch the upholstery.
- Döşemeye dokunma.
It's very good. It'll blow the lid off the upholstery business as we know it.
Evet gerçekten çok güzel.Yaratıcı temanız birçok kişinin hoşuna gitmeyecektir.
So I get up, have my watered-down Tang and still-frozen Pop Tart, get in my car, with no upholstery, no gas and six more payments, to fight traffic just for the privilege of putting cheap shoes
Böylece kalkıyorum, Sulandırılmış Tang'imi ve donuk tartımı yiyorum, trafikle savaşmak için, döşemesi olmayan, gazı bitmiş ve daha 6 ödemesi bulunan arabama biniyorum.
Sorry about the upholstery.
Döşemeler için özür dilerim.
There'll be blood all over my upholstery.
Döşemelerimin her yeri kan içinde kalır.
Are you saying my upholstery is shit?
Döşemen berbat mı dedin sen?
Now, my upholstery is shit?
Döşemelerim berbat mı?
I thought they'd be scraping you off the car upholstery by now.
Cesedini arabanın döşemesinden kazıyorlardır sanıyordum.
The automatic clutch, Joe It comes with the deluxe upholstery and the high-speed wiry zone
Otomatik vites Joe... lüks döşemelerle birlikte geliyor... yüksek hızlı bölge.
He was completely gutted, leaving an empty shell... sitting there on the giraffe-skin upholstery.
Bütün bağırsakları, geriye zürafa derili döşemede oturan boş bir kabuk bırakarak dışarı çıktı.
Lab says these are the same fibres as the truck upholstery.
Laboratuvara göre lifler kamyon döşemesindeki liflerle aynı.
It's very nice upholstery.
- Kaplaması çok hoş.
No! I mean, I like upholstery on a man.
Hayır, yani ben erkekte göbeği severim.
She said she likes a little upholstery on a guy.
Şey, erkeklerde göbeği sevdiğini söyledi.
Hey, watch the upholstery.
Döşemeye dikkat et.
Get it out. Wipe down the upholstery.
Sonra koltukları silin.
Upholstery don't need to be spick-and-span. You don't need to eat off it.
Çok iyi olmasına gerek yok.
Oh my god, you're bleeding all over the upholstery!
Aman Tanrım, bütün döşemeyi kana buluyorsun!
Jordan, he is bleeding all over my upholstery!
Jordan, döşememin her yerini kana buluyor!
In the carpet or the upholstery?
Halıda veya döşemede?
Smoke smell gets in the upholstery, fucks up the resale value like crazy.
Döşemelere siniyor, satarken fena halde fiyatı düşürüyor.
Half his head is on the upholstery.
Kafasının yarısı döşemede.
No, the upholstery is too nice.
Şuna bak.
Oh! Your upholstery's shit anyway.
Döşemelerin zaten berbat.
- Watch the upholstery.
- Silah kılıfına dikkat.
hey, watch that upholstery! It's my father's car.
Hey döşemeye dikkat et!