Uptown Çeviri Türkçe
854 parallel translation
Say, look, I got a date uptown.
Alt katta bir randevum var.
A little round about, the police found it in room 14 B at the Uptown Hotel where Manny Arnold was killed.
Biraz dolambaçIı da olsa. Polis şehir dışındaki otelin 14 B numaralı odasında bulmuş. Manny Arnold'un öldürüldüğü yer.
- Don't you wanna go uptown?
- Kuzeye çıkmayacak mısın?
I run a place uptown.
Kuzeyde bir yer işletiyorum.
Mabel's husband is at work, and Mabel's uptown, gadding around... so you got her all to yourself today, Roy.
Mabel'ın kocası işte, Mabel ise kasabaya indi. Yani bugün tamamen sana ait Roy.
I went uptown.
Merkez dışına çıktım.
Just off Madison Avenue in uptown New York... there was a five-story dwelling.
New York'ta, Madison Caddesi yakìnlarìnda beş katlì bir bina vardì.
Thank you very much, but I have to see a friend uptown.
Çok teşekkür ederim Bayan St James, ama bir arkadaşımı görmeliyim.
That friend of mine uptown, he has a slight cold.
Şehir dışında oturan şu arkadaşım, ufak bir soğuk algınlığı geçiriyor.
You wanna have it uptown or downtown?
Şehir içinde mi yoksa dışında mı olsun?
Uptown? Downtown?
Şehir dışına mı?
How long will it take you to get uptown?
Bu tarafa gelmeniz ne kadar sürer?
- Uptown, shoulders.
- Son moda, geniş omuzlar.
Pardon me, sir, but how do I get uptown?
Affedersiniz, şehrin yukarısına nasıl gidilir?
I beg your pardon. Is this the uptown platform?
Affedersiniz, burası kuzey platformu mu?
No, the next one, uptown.
Hayır. Sonraki, kuzeye.
- Uptown or downtown?
- Sosyetede mi varoşta mı?
[Peter Narrating] Within a week of her arrival... she was already on her way uptown.
Gelişinden sonraki bir hafta içinde...
Uptown.
Kuzey'e.
Remember, you take the uptown train.
Unutmayın, şehir merkezine giden trene bineceksiniz.
- Anything you want while Im uptown?
- Merkezden istediğin bir şey var mı?
I know a spot uptown thats just loaded with cosy corners.
Şehir merkezinin dışında samimi köşelerle dolu bir yer biliyorum.
Ill be uptown anyway.
Nasıl olsa merkeze geleceğim.
I just got to go uptown for a while.
Biraz gezmeye çıkacağım.
Maybe just went uptown for a couple of minutes.
Balki birkaç dakikalığına kente indi.
I'll tell you what, we could start out on Lex, and then go uptown... and then downtown, and then end up at a little bar I know on 3rd.
İlk önce Lex'e gidelim, sonra şehrin yukarısına sonra aşağısına sonra da 3. Cadde'de bildiğim küçük bir bara gidelim.
Well, do you want a ride uptown tonight?
Bu gece şehre inmek ister misin?
- I'm moving uptown.
- Kuzeye taşınıyorum.
I could go uptown and get one, I guess.
Kasabaya gidip bir tane alabilirim, sanırım.
I would go uptown and get myself a drink, but I haven't got the ertia.
Kasabaya gidip, kendime bir içki alabilirim, fakat gücüm yok.
And the guy on the outside he didn't like and they were going uptown.
Dış tarafta oturan heriftense hoşlanmıyormuş.
And they were going down Broadway and they had to make a left and another left to go uptown.
Üçü Broadway'e doğru gidiyormuş ve oraya varmak için... iki sol dönüş yapmaları gerekiyormuş.
And Bird made his left turn and went uptown without him.
Ama Charlie sola dönüp onu almadan yoluna devam etmiş.
LOOKS UPTOWN.
Yarın neye ihtiyacım olacağını söyle.
Uptown.
Şehir dışına.
- Uptown.
- Şehir dışına.
Her mother's flitted out for a weekend uptown.
Annesi de haftasonu için şehirdışında oradan oraya uçuyor.
I'll tell you what, let's go uptown.
Şehir merkezinin dışına gidelim.
I hear they got a new broad uptown.
Orada yeni bir hatun varmış.
- I don't feel like going uptown.
- Canım istemiyor.
We'll take a ride and go uptown.
Geze geze gideriz.
- I don't feel like going uptown.
- Benim canım istemiyor.
- You want to come uptown?
- Merkez dışına gelmek istiyor musun?
- I'm going uptown.
- Gidiyorum.
- I don't feel like going uptown.
- Merkez dışına gitmek istemiyorum.
- Uptown. - Do me...
- Merkez dışındaki.
- We're going uptown.
- Merkez dışına.
As a matter of fact, I'm on my way uptown right now.
Doğrusu ben de şehir merkezine gidiyordum tam.
You don't want to go to your family doctor uptown... so you figure you'll come here and get everything straightened out, right?
Şehir dışındaki aile doktorunuza gitmek istemediniz, böylece buraya gelip herşeyi halletmeye karar verdiniz, doğru mu?
- Why don't you go back uptown?
- Neden yukarı mahalleye geri dönmüyorsunuz?
- Uptown.
- Dışında.