Urged Çeviri Türkçe
331 parallel translation
A soul in mortal distress was crying out for help, and a voice within urged him to heed that call.
Ölümcül çileleri olan bir ruh yardım istiyordu diğer bir ses de kendisinin bu sese kulak vermesini istiyordu.
Poor guy spent his life in prison and urged me to follow in his footsteps, so... -
Zavallıcık hayatını hapiste geçirdi ve onun peşinden gitmem için beni zorladı, sonunda da...
- Had brought the evidence against this man and we urged him to resign.
Kendisi delilleri getirmişti. Biz de bu adamın görevi bırakmasını istedik.
Were you not urged by the evil advice of someone else?
Bu şeytani tavsiye konusunda sizi başka biri zorlamadı mı?
Kane urged his country's entry into one war opposed participation in another.
Kane ülkesinin bir savaşa girmesini desteklerken bir başkasınaysa karşı çıktı.
In her best interest, I urged her to plead guilty and ask for the court's mercy.
İyiliği için, suçunu kabul etsin ve mahkemeden merhamet dilesin diye onu zorladım.
The president has urged all citizens to be on the alert for any information about this man, and to transmit such information immediately to the police, the army or the FBI.
"Başkan, bütün vatandaşlardan bu adamla ilgili her türlü bilgiye karşı tetikte olmalarını ve bu tip bilgileri derhal polise, orduya veya FBI'a ulaştırmalarını istedi."
While the president made no effort to minimise the crisis, he urged people all over the country to remain calm.
"Başkan, krizi küçümseme çabasına girmemekle birlikte, ülkedeki herkesten sükuneti korumalarını da istedi."
Max, remember, it was I who urged my government to make this deal with you.
Unutma Max, bu işi seninle yapsın diye hükümetimi ben zorladım.
Decius, well urged.
Decius, yerinde bu sorun.
I urged you further, and then you scratched your head and too impatiently stamped with your foot.
Bir daha sorunca başını kaşıdın önce, sonra ayağını yere vurdun sabırsızca.
But he urged me to stay where I was.
Fakat ısrarla bulunduğum yerde kalmamı tavsiye ediyordu.
Yet, since it is but green... it should be put to no apparent likelihood of breach... which haply by much company might be urged.
Ama henüz çok yeni, onun için de hemen sınavdan geçmezse daha iyi. Prens, yanında büyük bir grupla gelecek olursa böyle bir ihtimal söz konusu olabilir.
Thou knowest our reasons urged upon the way.
Nedenlerini yolda konuşmuştuk.
Then he was urged to tell my tale again -
Sonra benim anlattığım hikâyeyi bu defa o anlattı :
That night, a policeman urged me to inform the police chief, and several workers were arrested.
O gece, bir polis, polis şefini bilgilendirmem konusunda uyardı. ve bir kaç işçi tutuklandı.
When he could have gone, and I urged him to go... he chose to stay and see us through to safety.
Onu gitmesi için zorladığımda gidebilirdi... ama o güvenliğimiz için bizimle kalmayı seçti.
- You urged him?
- Onu sen mi teşvik mi ettin?
When Tom Jorden died, Rigdon urged them to move north, right up here.
Tom Jorden ölünce, Rigdon onları kuzeye tam buraya yerleştirmek istedi.
"'Sylvia', Charles urged.
" Charles teşvik eder bir tonla der ki,'Sylvia',
But now, she urged me to come to see her.
Fakat şimdi, görmeye gitmemi istiyordu.
You recall that private detective you urged me to hire two months ago, Malcolm Purdy, the same little fellow who reported Eve's quiet liaisons with Tom Ward to me?
İki ay önce beni kitalamağa teşvik ettiğin şu özel detektif, Malcolm Purdy'yi anımsıyor musun, Eve'in Tom Ward ile olan gizli ilişkilerini haber veren küçük adamı?
Premier Reynaud said the situation was serious but not hopeless, and urged all citizens to remain calm.
Başbakan Reynaud durumun ciddi ama umutsuz olmadığını söyledi ve tüm yurttaşları sakin olmaya davet etti.
They said you're a kind woman and urged me to be on my way to come here.
İyiliksever bir kadın olduğunu söylediler. Buraya gelmem için beni teşvik ettiler.
The sisters are urged not to take sides... and not to participate in any activity against the forces of occupation... so that the orderly life of the community is not disturbed... and so that our hospital work may go on without confusion.
Rahibelerin taraf olması veya işgal kuvvetlerine karşı herhangi bir... aktiviteye katılması yasaklanmıştır... bu sayede cemaatimizin düzenli yaşamına zarar gelmeyecek... ve hastanemiz bu karışıklıktan etkilenmeyecektir.
Yes, they urged us to take a walk
Evet, biraz yürümemiz için zorladılar bizi.
That's why I urged that he at least be spared the bamboo blade.
Bu yüzden, en azından bambu kılıcı kullanmaması konusunda ısrarcı olmuştum.
I decided to spend the night as they urged me to.
Geceyi, onların arzu ettiği şekilde geçirmeye karar verdim.
All those who are still able to see are urged to make their way to the dockyard.
Halen görebilen herkes, kendi imkanlarıyla tersaneye gelsin.
Schmidt, my friend, urged boldness.
Arkadaşım Schmidt, olaya hemen girişmemi söylüyordu.
All listeners are urged to report any information to -
Dinleyicilerimizin her türlü bil -
I urged him to be very careful.
İlgilenmesini söyledim.
Three weeks before the treaty was ratified three of us sat in this same committee and urged its re-evaluation.
Anlaşma üç hafta önce imzalandı... Üçümüz de yine aynı bu komitenin önüne oturduk ve anlaşmanın gözden geçirilmesini istedik.
I urged them to leave and live obscurely in the country... where they could keep themselves alive.
Taşrada gizlice yaşamalarını önerdim. Ancak orada yaşayabilirlerdi.
Dropping her crook, she leapt towards the vision... which, ever receding and ever beckoning, urged her upwards... until she disappeared into the clouds.
Elindekileri bırakıp ona doğru gitti. Bu görüntüyü takip ederek gökte kaybolana dek yukarı çıktı.
She urged me on into outer space.
Stella beni dış uzaya açılmaya teşvik etti.
Thousands of office and factory workers are being urged to stay at their places of employment, not to make any attempt to get to their homes.
Binlerce büro ve fabrika işçisine, evlerine gitmeyip, iş yerlerinde kalmaları yolunda uyarılar yapıldı.
O trespass sweetly urged!
Ah. tatlı bir dürtüyle işlenen günah!
Romeo did speak him fair, did him bethink how nice the quarrel was, and urged withal your high displeasure.
Romeo güzel konuştu onunla. kavganın anlamsızlığını anlattı ona. sizin ne kadar karşı olduğunuzu da.
She must not be urged or forced to take action.
Harekete geçmesi için zorlanmamalı.
In Chillan, on September 23, 1960, Jorge del Carmen Valenzuela Torres, under court order and urged to tell the truth, put forward :
Chillán'da, 23 eylül 1960 tarihinde, Jorge del Carmen Valenzuela Torres mahkemede, dosyasında belirlenen suçlar karşısında doğruyu söylemesi konusunda ikaz edildi.
Yes, he has urged us to solve our differences with Washington.
Evet, bizi Washington'la olan problemlerimizi çözmeye zorladı.
What demon has urged you to mock these good people with that piece of dog bait?
Bu iyi insanları ve benim kişiliğimde senin de beyin olan Hanımızı alaya almayı hangi şeytan dürttü seni?
He was urged on by the untouchable woman.
Kadın kışkırttı onu.
Yes, he urged me to find the loner thief, Yian Luyan.
"hafiflik" yeteneği? ... Evet, bana "Yalnız Hırsızı"... bulmamı tavsiye etti!
If we both, me and your father urged to have a kidney transplantation who would you give your kidney to?
Eğer ben ve baban için acil böbrek nakli gerekiyor olsaydı böbreğini kime verirdin?
But Generals Wen Da and Li Cheng urged the Grand Secretary to make a decision
Ama General Wen Da ve Li Cheng, Genel sekreterden ölüm emrini almışlar..
I was urged to hang him but for once I was weak.
Kendisini ısrarla asmak istedim ama bir kereliğine zayıflık yaptım.
Yet even now, Himmler urged the master race to fight on.
Himmler ise hâlâ, esas kavgaya devam edilmesini istiyordu.
Famous for his plain speaking to his troops, Monty now urged the war workers to maximum eftort.
Askerlerine karşı açık sözlülüğüyle tanınan Monty şimdi de savaş işçilerine hitap ediyordu.
On July 29, a Russian broadcast talked of Warsaw's impending liberation, and urged the workers of the Resistance to rise against the retreating Germans.
29 Temmuzda Rus radyolarında, Varşova'nın kurtarılmasının an meselesi olduğu söylendi ve direnişçilerin, çekilen Almanlara karşı harekete geçmesi için çağrı yapıldı.