Ust Çeviri Türkçe
5,472 parallel translation
Okay, I just met a guy upstairs and he's super hot, he's actually smart and witty, and he wants to fly me to Paris for the weekend.
Üst katta bir adamla tanıştım. Adam çok seksi gerçekten çok akıllı, komik ve benimle hafta sonu için Paris'e gitmek istiyor.
You got about five minutes before that hot, crispy crust... Comes together with the ice cream and melts into a warm, soupy mess.
Üst kısmı dondurmayla bütünleşmeden önce beş dakikam var.
We argued. He went back upstairs.
Üst kata çıktı.
Ugh, I'm gonna tackle upstairs.
Üst kat ile uğraşacağım biraz.
Upstairs.
- Üst kattan.
Up the stairs.
- Üst katta.
The aerodigestive tract is completely intact.
Üst solunum yolları sağlam.
Second door down the hall, beneath the dresser.
Üst katta koridordaki ikinci kapı, dolabın altında.
So, what's go... up with you?
Üst kata... nasıl gidiyor?
Oh, I don't think we should do that.
Üst kat değil orası.
No teeth on the upper.
Üst dişleri yok.
The femur, the upper thigh.
Üst uyluk.
Call you back? High-ranking Taliban commanders.
- Üst düzey Taliban komutanları.
The higher-ups took some convincing, but I was able to push you for it.
Üst düzeydekileri biraz ikna etmem gerekti ama seni öne çıkarmayı başarabildim.
Senior boarders get a room to themselves.
Üst sınıf yatılı öğrencilerin kendi odaları olur.
Upstairs on the right.
- Üst katta sağda.
You know how pissed they'd be upstairs?
Üst rafta olmazlarsa ne kadar kızarlar biliyor musun?
A man of high rank on our staff who will repel patients?
Üst zümreden, hastalarımızı korkutacak birini?
Look who I found loitering at the top of the stairs.
Üst katlarda aylak aylak dolaşan birini buldum.
Upstairs.
Üst kat.
Upstairs.
- Üst kat.
Well, she lives right upstairs.
Üst katta yaşıyor.
Something in upper management would be great. I'll take anything.
Üst yönetimde bi yer mükemmel olur herşeyi kabul edebilirim.
Don't talk to me when you're high.
Üst tabakaya geçtiysen benimle muhatap olma.
I love the next level. The next level is my best friend.
Üst seviyeyi çok severim, en iyi arkadaşımdır.
Forward?
- Üst kata yani.
Transit up and forward starboard side, down and aft portside.
Üst güverte ve baş tarafa intikaller için sancak taraf alt güverte ve kıç için iskele taraf kullanılacak.
Uh, the baby... the one upstairs?
Üst kattaki bebek...
- He's upstairs.
- Üst katta.
I got a full house upstairs.
Üst kat tamamen müşteri dolu.
She was married to high-rank Soviet diplomat.
Üst rütbeli bir Sovyet diplomatla evliydi.
Three top, and five bottom. That one.
Üst tarafta üçüncü ve alt tarafta beşincisi.
They're upstairs.
Üst kattalar.
No, no, no, not that- - They're upstairs?
Hayır hayır, o... Üst katta mı?
If you want to take it upstairs and explain why you'd rather I didn't, be my guest.
Üst katlarda çalışmak istiyorsan benim yapmadığım şeyi açıklamayı tercih edersin.
Do you know anyone hiring ex-billionaires with superior archery skills?
Üst düzey okçuluk yeteneği olan eski milyarderleri işe alan birini tanıyor musun?
I have to go upstairs.
- Üst kata çıkmam lazım.
My outer shell is not snug to my skeletal system.
Üst bedenim iskelet sistemime tam olarak oturmuyor.
- Upstairs will never agree!
Üst kat buna asla izin vermez!
Let's go upstairs.
Üst kata çıkalım.
Get on to the flyover from there
Üst geçide kadar git.
Those are executive suites.
Üst düzey daireler.
I'm from topside.
Üst kuruldanım.
A top-notch cellular biologist.
Üst düzey bir hücre biyolojisi uzmanıydı.
I'll take it upstairs.
Üst kattan cevap vereceğim.
Single gunshot wound to the upper torso.
Üst gövdede tek bir mermi izi var.
Next to it.
Üst yan odasında.
I've checked everywhere in here.
Üst katta değil. Her yere baktım.
We've been dumped into foster care way too many times because of that prick upstairs.
Üst kattaki o sik kafali yüzünden birçok kez evlatlik verildik.
- Is above us.
- Üst katımızda.
They're all upstairs on the passenger deck.
- Üst katta yolcu bölümündeler.