Ut Çeviri Türkçe
182 parallel translation
Horses'hooves, voices... and a lute.
At toynakları, bağrışmalar ve çalan bir ut.
- ut him on, will you?
- Onu verir misin, lütfen?
The rich farmer has lost two sons so a ceremony s out of the question now ut don't worry'll try to earn money for the repairs and then I'll return home
Çiftçi iki oğlunu yitirmiş..... o yüzden ayin söz konusu değil. Ama merak etme. Tamirat için biraz para kazanmaya çalışacağım ondan sonra eve döneceğim.
The more I write, the more you will laugh at my mistakes ut I don't care.
Ben yazdıkça hatalarıma güleceksin. Ama önemsemiyorum.
Sing your names with the harp of ten strings because you have created me in a wonderful way.
On telli ut ile senin adına övgüler dizeceğim. Çünkü sen, beni olağanüstü bir biçimde yarattın.
Credo ut intelligam, my dear man.
Credo ut intelligam, sevgili dostum.
You just show me what you wrote ab'ut me.
Hakkımda yazdıklarını göster bakiyim.
This is our place of Koon-ut-kal-if-fee.
Burası bizim yerimiz Koon-ut-kal-if-fee.
He called it Koon-ut what?
Ne dedi, Koon-ut mu?
In this way, our minds were locked together. So that at the proper time we would both be drawn to Koon-ut-kal-if-fee.
Bu şekilde zihinlerimiz birbirine kenetlendi uygun an geldiğinde Koon-ut-kal-if-fee'ye çekilmemiz için.
I am a Kahn-ut-tu woman.
Ben bir Kahn-ut-tu kadınıyım.
I knew you'd find a Kahn-ut-tu to cure me.
Beni iyileştirmek için bir Kahn-uh-tu bulacağını biliyordum.
The Kahn-ut-tu is the local witch people here.
Kahn-uh-tu buranın büyücüleridir.
I am a Kahn-ut-tu, captain.
Ben bir Kahn-ut-tu'yum, Kaptan.
- She's a Kahn-ut-tu.
- O bir Kahn-ut-tu.
Ut how often do you think
Kendimizi ne kadar sık suçlamalıyız?
ut yourself some bamboo and lash it together with sailcloth.
Biraz bambu kesin ve bambuları yelken beziyle sıkıca bağlayın.
ut don't you forget!
Ama şunu unutma!
ut those monsters awa and you want to let them go.
O canavarlar parmaklıklar ardında. Gidip onlarla konuşun.
Does that answer your question?
Bu sorunuza yanıut olur mu?
nt? Will you c ut to the poi
Sadede gelecek misin?
Et concede ut illis salubriter... a te nutriti.
"Bütün cömertliğinle, Oğlun İsa eliyle gönderdiğin..." "... bütün nimetler için şükranlarımızı sunuyoruz. "
When this guy sneezes, he looks like a party favor.
När den killen nyser, ser det ut som en konfettismällare.
Well, I just wanted to get back out on the road again.
Jag ville bara komma ut på turnering igen.
and you look like you could use a friend.
Och det ser ut som om du kan behöva en vän.
"... ut intres sup tectum meum, sed tantum dic verbo, et sanibitur anima mea. "
"Tanrım, ben seninle aynı çatı altında beraber olacak kadar, değerli biri değilim, bunu biliyorum genede yalvarırım, yalvarırım bana o kelimeyi söyle, söyle ki ruhum huzura kavuşsun."
Quidem magistri discipulos tanta cumata dulcebant ut ipsi discipulis. Now...
Quidam magistri discipolos tanta cum arte docebantutipsi discipulis quldem discere cuperent.
How is she to be married without a proper d? ut?
Uygun bir başlangıç yapmadan nasıl evlenir?
I want to learn the lute.
- Ut çalmak istiyorum.
It's beautiful.
Çok güzel bir ut.
And there, right in front of you, is your lute, the one you used to play for me.
Ve tam karşında, çalmayı çok sevdiğin ut'un duruyor.
Atten-h ut!
Dikkaat!
She thought you were abo ut to tell the whole church
Bütün kiliseye anlatacagini düsünmüs
Let me take this opportunity to declare Koon-ut so'lik- - my desire to become your mate.
Sizin eşiniz olabilmeyi istediğimden dolayı Koon-ut-so'lik deklare etme fırsatına müsaade ediniz.
Sir, I declare Koon-ut kal-if-fee
Efendim, Koon-ut kal-if-fee ilan ettim.
Niles had... Dad, it was called a lute.
- Baba ona ut deniyor.
The Kol-Ut-Shan... a cornerstone of our beliefs.
The Kol-Ut-Shan... inançlarımızın köşe taşı.
- YOU SH UT U P!
- Kapa çeneni!
My homeland may be far away... ut that will never change my Chinese heart
Vatanım uzakta olabilir... ama benim Çinli kalbim asla değişmeyecek.
- More, ut more.
- Biraz daha, biraz daha koy.
- I can see him pullin'her leg, ut not exactly breaking it.
Rygel'e gelince, onun kızın bacağını çekeceğine inanırım, ama kıracağına zor.
Suppose it's not just predicting events, ut actually causing them.
Tahminimce yalnızca olayları öngörmekle kalmıyor, aynı zamanda gerçekten olmalarını da sağlıyor.
- I'm not blaming you Pilot, ut something had to cause it!
- Ben seni suçlamıyorum Pilot, ama bir şey buna yol açtı!
For all we know, the UT won't work.
Bildiğimiz, eğer evrensel çevirici çalışmazsa
B.ut I thought we had an agreement.
Fakat ben bir anlaşmamızın olduğunu düşünüyordum
how abo ut reckless endang erment?
Başkalarını tehlikeye attığınız için desek?
They have their UTs, and we'll try to keep an open comlink.
UT'leri var. Ve açık bir telsiz bağlantısı olacak.
I'll try to tie in the UT.
U.T.'e aktarmaya çalışacağım.
Maybe you should forget about the UT.
Belki de çeviriciyi unutup.
Just a few more and the UT can start building the syntax.
Birkaç tane daha ve UT söz dizimi oluşturmaya başlayabilir.
Ten tiny tots on the train tracks.
Üç tas has hoşaf. Üç tas has hoşaf. Üt sat... hat...