English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ U ] / Utterances

Utterances Çeviri Türkçe

23 parallel translation
I have had enough of his faces and utterances!
Hareketlerine ve tavırlarına yeterince katlandım!
The mantalogical harbingers, the vaticinal utterances
Gaipten haberciler. Kahinlerin sözleri.
The fratidical premonitory utterances of the mantalogical omens.
Gaipten gelen işaretlerin önsezisel uyarıları.
Silius Caecina is charged with treasonable utterances.
Silius Caecina vatana ihanet kapsamındaki laflarından ötürü suçlanıyor.
Utterances?
Laflarından mı?
From such a face and form as mine the noblest sentiments sound like the black utterances of a depraved imagination.
"Benimki gibi bir yüz ve vücuttan en yüce duygular ahlaksız bir hayal gücünün kapkara sözleriymiş gibi duyuluyor."
His words had presented her a pretty picture of herself quite unlike the practiced mask of uprightness that mirrored back to her from the medical examiners and the investigators and all the lawmen who dared no such utterances.
Yabancının sözleri, kendini iyi hissetmesini sağlamıştı. Yabancının ifade tarzı, çevresindeki adli tıp görevlileri ve müfettişlerin soğuk ve duygusuz konuşmalarına benzemiyordu.
Yet these ticks, these utterances seem to have some cognitive component.
Yine de görünüşe bakılırsa bu tikler ve sözler bazı mantıksal bileşenler de içeriyor.
But these utterances are completely involuntary caused by a neurological pathology.
Ancak, bütün bu hareketler tamamen isteksiz ve nörolojik bozukluktan ileri geliyor.
They are to post themselves in front of food shops to prevent complaints. If they hear people making improper utterances, they are to demand their identity immediately and turn them over to the state attorney.
Şikayetleri engellemek için yiyecek dükkanlarının önünde konuşlanacak eğer insanları uygunsuz şeyler konuşurken duyarlarsa hemen kimliklerini isteyip devlet görevlilerine teslim edeceklerdi.
The spoken words, the utterances.
Söylenen sözler, ifadeler.
I have attended the disclosure with the reverence befitting all your utterances, my dear.
Senin telaffuzundaki bu hayranlığı anlayamadım, canım.
"Any further utterances in public... or media appearances by Brian Clough... will be met with instant dismissal."
"Bundan böyle, kamu önünde ya da medya aracılığıyla herhangi bir açıklamada bulunduğu takdirde Brian Clough'un görevine derhal son verilecektir."
I think you're having delirious utterances because you're full.
Bence sen sayıklıyorsun çünkü zaten doymuşsun.
First took shape as a literary movement... with a production of a number of notable utterances.
40'lı yıllarda başladı, bir kurtuluş hareketi olarak, dikkat çekici bir deyim üretimi ile.
What ignorant utterances.
Ne cahilce bir laf.
Right. .. is not ridiculing one of the most sublime utterances that any human being has ever spoken on this Earth?
İnsanlık tarihin en büyük konuşmalarından birini... aşağılamıyor mu?
This poor gentleman used to speak in long, eloquent sentences, but after years of drinking, he can only speak in short, choppy utterances.
Bu zavallı adam eskiden uzun anlamlı cümleler kurarken yıllarca içtikten sonra artık kısa, saçma sapan sözler söylüyor.
Miss, I've had sufficient of your mother's gnomic utterances.
Bayan, annenizin özdeyişlerinden yeterince duydum.
14 utterances.
14 kere söyledin.
His bank account isn't the issue here, and don't even bother bringing up excited utterances and spontaneous statements.
Burada ki konu, onun banka hesabı değil, ve hatta rahatsız etmiyor beni, çok heyecanlı ve gelişigüzel ifadesi.
Just about hit me, and now you're gonna sling foul utterances in my direction?
Az kaldı bana çarpıyordun ve şimdi de kötü sözler mi sarf edeceksin?
Why, then, are the utterances that emanate from your mouth so loudly critical of the king?
O zaman neden ağzınızdan çıkan her kelime Kral'ı eleştirir şekilde?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]