English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ V ] / Vaccines

Vaccines Çeviri Türkçe

239 parallel translation
Those vaccines he's transferring to us are highly perishable.
O aşılar oldukça bozulabilir aşılar.
They need those vaccines on Theta Vll, captain.
Bu aşılara ihtiyaçları var, Kaptan.
VACCINES ARE THE ONLY FORM OF PROTECTION.
Aşı tek korunma yöntemi. Mao Zedong'un Sözleri :
There are vaccines to be prepared.
Hazırlanması gereken aşılar var.
Vaccines which must be modified to suit each individual case.
Her vaka için ayrı ayrı düzenlenmesi gereken çeşitli aşılar.
Allergy vaccines?
Alerji aşıları mı?
He pioneered several vaccines.
Bir çok aşı keşfetmiş.
Dear Diary, the vaccines have arrived.
Sevgili Günlük. İğneler geldi.
He tells me the vaccines are useless and can make you go into shock.
Bana aşıların işe yaramayacağını ve anafilaktik şoka yol açabileceklerini söyledi.
Then, not only would you make billions... from the patents of the vaccines developed... but you would also be the supposed savior of the space program.
Daha sonra, geliştirilen aşıların patentlerinden sadece milyarlar kazanmayacaksın... uzay programının da kurtarıcısı sanılacaksın.
They're concerned because a Pakled transport came through carrying retroviral vaccines.
Endişeliler. Bir Pakled nakliyesi geçmiş retrovirüs aşıları taşıyormuş.
Order a series of RIG and rabies vaccines.
Bir seri araç ve kuduz aşısı iste.
New alloys, vaccines.
Yeni alaşımlar, aşılar.
They didn't know you meant vaccines.
Aşıyı kastettiğini anlamamışlar.
There's some vaccines, antibiotics.
Aşılar var, antibiyotikler.
We have to have a system of standardizing lengths of quarantine and developing vaccines and...
Böyle bir durumda standart karantina önlemleri alıyor ve tedavi için...
That's how vaccines are developed.
Bu şekilde aşı elde edilir.
For the vaccines!
Aşılar için!
As far as I can tell, their "new" inoculations aren't much different from run-of-the-mill radiogenic vaccines.
Şu kadarını söyleyebilirim ki yeni aşıların normal radyojenik aşılardan çok farklı değiller.
We're carrying new vaccines to our homeland.
Memleketimize yeni bir aşı taşıyoruz.
My colleagues and I have been working at a secret base but not to create vaccines.
Meslektaşlarım ve ben gizli bir iş üzerinde çalışıtığımız doğru ama aşılar üzerinde değil.
The immune system is strengthened by vaccines.
Aşılar bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Vaccines aren't completely safe.
Aşılar tamamıyla güvenli değil.
If everybody stops getting vaccines then smallpox will be back, polio, measles.
Herkes aşı olmayı bıraksa, çiçek hastalığı, çocuk felci, kızamık hortlar.
To create medicines, vaccines.
Oh, çok çeşitli nedenler için. İlaç ve aşı yapmak için.
Think about it, Sam. We've all taken the anti-ageing and anti-cancer vaccines.
Düşün Sam, hepimiz gençlik ve anti-kanser aşılarını olduk.
No, remember, he woke up in La Plata asking about vaccines.
Hayır, hatırla, La Plata'da uyandı ve aşıları sordu.
- We brought some vaccines...
- Aşı getirdik...
Dysentery, measles, pneumonia, no vaccines, of course, so death rates run 15 to 20 people a day in every village, and there's land mines, lots of them.
Dizanteri, kızamık, zatürre kol geziyor, ama aşı yok, her köyde günde 15-20 kişi ölüyor.
Well, I put together a shipment of supplies, vaccines, medicines, the usual.
Nakliye edilmesi için aşı, ilaç gibi şeyler toparladım.
Autologous cancer vaccines, hematology procedures, hyperthermia treatments. Here.
Autologous kanser aşısı haematology prosedürleri ve hipertermi tedavisi gibi.
The inscription number, the vaccines.
Kayıt numarası, aşıları...
Here are the vaccines.
Aşılar...
Do you have the papers, vaccines, tests?
Belgeleriniz var mı, aşılar, kontroller falan?
It's like vaccines :
Aşı gibi :
I asked the care taker to show me what vaccines that they had in case that we needed more, and...
Bekçiden aşıları göstermesini istedim yani ihtiyacımız olabilir diye ve...
Because these flu viruses are so similar, sometimes we can use the less virulent strain to make vaccines and treatments for the deadly ones.
Çünkü bu grip virüsleri çok benzer, bazen daha az ölümcül olanları ölümcül olanlara karşı aşı üretmek için kullanırız.
If the vaccines and treatments are made from the wrong pathogen, and the Spanish flu reemerges, which I assure you it will, we will not be ready - millions will die.
20 kişi öldü. Eğer aşı ve tedaviler yanlış patojenden yapılırsa, ve İspanyol gribi yeniden ortaya çıkarsa, temin ederim ki çıkacak, o zaman hazır olmayacağız- - milyonlar ölecek.
What about the 300 % rise in cases since they increased the vaccines for children?
Çocukların aşılanmasına başlandıktan sonra vakalarda % 300'lük artışa ne demeli peki?
These are the people who make the vaccines that make our kids sick.
Bunlar çocuklarımızı hasta yapan aşıları üreten insanlar.
Well, it claims that the rise in autism is due to a vaccine preservative - vaccines that both Matthew and Megan got when they were two.
Şey, iddiaya göre, aşılarda kullandıkları bir koruyucu madde otizm riskini artırıyormuş. Ve o aşıdan iki yaşındayken Matthew ve Megan'a da yaptırdık.
The vaccines to protect you against exotic diseases.
Egzotik hastalıklara karşı seni koruyacak aşıları.
The vaccines to protect you against exotic diseases.
Egzotik hastalıklara karşı seni koruması için aşılar.
influenza vaccines? Those distribute I. I ensure that everyone what gets.
El altından aşı satıyorsun da ne demek?
where are the vaccines?
Aşılar nerede?
Lk can you delighted communicate that you are arrested for trade in vaccines.
El atından aşı sattığınız için tutuklusunuz.
YOU have broken Article 12 / 10 by remembering sponsored vaccines your tenants.
Madde 12 / 10'u ihlal ettiniz. Bunu da kiracılarınıza ait aşıları satarak yaptınız.
I have a hekel to those rotten influenza vaccines.
Bu iğnelerden nefret ediyorum. Lanet olası grip aşıları.
I will give you the money for the vaccines.
Sana aşılar için parayı vereceğim.
The vaccines were a success, and where am I?
Aşı başarılı oldu ve ben neredeyim?
Vaccines.
Aşılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]