Vapid Çeviri Türkçe
81 parallel translation
I find you vapid, irrelevant and a waste.
Bence sıkıcı ve gereksizsiniz.
"Though summer at the lake seems but a vapid, vacuous experience, " it is a tonic for my troubled youth. " How old were you when you wrote this?
Göldeki o yaz yavan ve boş geçmiş olsa da sorunlu gençliğimin merhemi olmuştu.
Which explains the redundancy "vapid" and "vacuous".
'Yavan've'boş'u bir arada kullanmamdan belli zaten.
That's quite touching in a vapid, pointless way.
Tatsız ve saçma ama oldukça dokunaklı.
For the most part, your papers ranged from the merely adequate to the completely vapid.
Sıradan kızlar değiller, onlar da senin gibi.
What about having to feign interest in her vapid chitchat just to get some touch?
Ona biraz dokunabilmek için onunla ilgileniyormuş gibi yapıp çene çalmaya ne diyeceksin?
For reasons beyond my control, I will soon become vapid, sluggish and slow-witted.
Kontrolüm dışındaki sebeplerden dolayı, yakında sıkıcı, tembel ve gerizekalı olacağım.
Wednesday, a salon, listening to a young poet's insufferably vapid verses.
Çarşamba genç şairlerin gecesidir. Onların çektigi acılar ve kafiyeli mısraları dinlenir.
- Vapid?
- "Ruhsuz" mu?
Stay close to Prince Clayvor, my vapid little fiancée', and if he assumes the crown, kill him.
Prens Clayvor'a yakın olmak, şu sönük küçük nişanlıma yani, ve eğer tacı kapacak olursa, onu öldürmek.
That vapid morning chat show?
- O yavan sohbet programını mı?
Imagine being subordinated to such an empty, vapid bag.
Böyle boş bir çuvalın emrinde olduğunuzu düşünsenize.
Vapid? - I was going to say sweet.
Sevimliler diyecektim.
Meanwhile, tears coursing down her face, the honourable Agatha Ransable whose repulsive liaison with the Prime Minister shocked the nation this week, bewailed her, quote, ruined bogus vapid bogus and worthless life, unquote.
Diğer yandan, Başbakan'la iğrenç ilişkisi bu hafta herkesi şok eden saygıdeğer Agatha Runcible, gözlerinden yaşlar dökülerek pişmanlığını şu sözlerle anlattı : "Hayatım mahvolmuş, sahte, anlamsız, sahte ve beş para etmez."
He's just another slice off the loaf of shallow, vapid... pain in the ass 09erdom.
Uyuz, basit, boş 09'lulardan biri daha işte.
These people live in a universe where they feel entitled... to get what they want when they want it... and they don't care who's in their way. I hate that world. Vapid, selfish.
Bu insanlar, kendilerinde, istediklerini, istedikleri anda alma hakkı gördükleri ve önlerinde kimin durduğunun umurlarında olmadığı bir dünyada yaşıyorlar.
And that I'm a vapid narcissist when you mix me with alcohol.
Ama alkolle karıştığım zaman bencil oluyorum.
By the way, I've changed the names to protect the vapid.
Bu arada, yavanlığı korumak için isimleri değiştirdim.
I acknowledge the pretense to civility... in a man so brutally vicious... as vapid and grotesque.
Son derece vahşi, acımasız ve kaba bir adamın medeni numarası yaptığını kabul ediyorum.
my girlfriend was A. nice girl disguised as a vapid narcissist.
Benim kiz arkadasim da ruhsuz bir narsist gibi görünen iyi bir kizdi.
But then it turnedut she really was just a vapid narcissist.
Ama sonradan gerçekten de ruhsuz bir narsist oldugu ortaya çikti.
remember your girlfriend who just turned out to be a vapid narcissist?
Ruhsuz bir narsist oldugu ortaya çikan kiz arkadasin vardi ya,...
I mean, who would ever suspect vapid eye candy as white-trash cat burglars?
O kızların ortalığı soyup soğana çeviren birer hırsız olduklarından kim şüphelenir ki?
You can't call a seven-year-old girl a vapid narcissist.
Yedi yaşındaki bir kıza kendini beğenmiş aptal diyemezsin.
You're the meanest, most manipulative, most... vapid person I have ever known.
Sen tanıdığım en acımasız, en manipüle edici, en sıkıcı insansın.
Who would choose to hang out with a bunch of drunkards whose goal in life is to fornicate on as many vapid sorority girls as possible?
Kim hayattaki tek amacı takılabildiği kadar dernek kızıyla takılmak olan insanlarla birlikte vakit geçirmeyi ister ki?
Everyone thought she was one of those... vapid little girls who runs around without underwear, gets married to guys they meet in gas station bathrooms.
Herkes, onun da şu can sıkıcı küçük kızlardan olduğunu düşünürdü. İç çamaşırı giymeden dolaşan benzin istasyonunun tuvaletinde tanıştığı adamla evlenen biri.
My God, you're so vapid.
Tanrım, çok sığsın.
That's the same as vapid, right?
Bu sığlıkla aynı şey, değil mi?
Oh, it's better than vapid.
Sığlıktan daha iyi.
You are so vapid.
Çok sığsın.
you've proven to be such a vapid, helpless incompetent, that for you to say something correct is a wild departure from the norm. Therefore, I decided I had better pick a word that drew attention to the fact that it was such an extraordinary occurrence. And I went ahead and chose "actually."
Şimdiye kadar, ne kadar ruhsuz, aciz ve beceriksiz olduğunu kanıtladın, bu yüzden herhangi bir şeyi bilmen istisna olarak kabul edilebilir ; ben de bir kelime seçerek bunun ne kadar olağandışı bir olay olduğuna dikkat çekmek istedim ve ben de- - ben de "aslında" kelimesini seçtim.
A helpless, vapid, incompetent ass-kisser.
Aciz, ruhsuz, beceriksiz bir yalaka.
Her stupid, vapid, insipid...
Onun aptal, yavan, sıkıcı...
If you like shallow, vapid, narcissistic girls.
Sığ, boş, narsist kızlardan hoşlanıyorsan.
Are you so vapid, are you so unable to make it on your own that you would sink your fangs into a dying man?
Ölen bir adama dişlerini geçirecek kadar,... aciz ve yavan mısın?
I thought cheerleaders were just vapid cretins... but you're actually master strategists.
Ben de amigo kızları beyinsiz zannederdim ama siz aslında strateji uzmanıymışsınız.
Because a lot of people think that models, Even though they're very attractive are somewhat vapid.
Çünkü bir çok insan modellerin çok çekici olmalarına rağmen sıkıcı olduklarını düşünür.
She's a vapid, vapid girl, but she's your daughter, okay? So...
Çok ruhsuz bir kız ama yine de senin kızın.
Would there be any freedoms of press or speech if one must reduce his vocabulary to vapid, innocuous euphemism?
Özgür basın, özgür söylem... bir kelimenin azalması ile... tatsız ve zararsız bir kelam haline gelmez mi?
Anyway, our hero falls in love with this mermaid who is involved in a fraudulent, vapid relationship with a megalomaniacal, arguably gay merman... you know, complete sociopath.
Kahramanımız denizkızına âşık oluyor. Ama denizkızı eşcinsel ve megaloman bir deniz adamı ile sahte ve sıkıcı bir ilişki içindedir. Adam tam bir sosyopat.
And only when with this cliched, vapid little moron does he feel like the genius he knew he'd become.
Klasik olan tek yanı ise sıkıcı küçük gerzek, onun sayesinde nasıl bir dâhiye dönüşeceğini bilmesiydi.
I don't want to be in one of those vapid puff pieces.
Yok yere şişirilmiş programların birine katılmak istemiyorum.
Because I am pretty sure I left "Vapid Bitch" off the list. You think you're so clever, but you're not. You're just using my brother to get back at me, and I am going to make sure that he knows that.
çünkü ruhsuz şıllıkları listenin dışında tuttuğuma eminim çok zeki olduğunu düşünüyorsun ama değilsin benden intikam almak için kardeşimi kullanıyorsun bende onun bunu bilmesini sağlayacağım herşey seninle ilgili değil Mandi.
And the award for most vapid film review of the century goes to...
Ve yüzyılın en saçma film yorumu ödülü...
I'm sure you have so much in common with that vapid coose Jenny.
Eminim ki o sıkıcı Jenny ile... birçok ortak noktan vardır.
Okay, you are one vapid chick.
Çok sığ bir kadın oldun.
Dalia is the most vapid, shallow, black hole of a human being I've ever met.
Dalia tanıdığım en bön, en sığ, en boş insan.
Oh, come on. Free drinks, and I'm assuming your vapid stepmother insisted on a good caterer.
Hadi ama bedava içki ve üvey annen iyi bir yemek şirketi için diretmiş sanırım.
As far as I can see, you are the same vapid, narcissistic, self-aggrandizing bitch as you ever been.
Gördüğüm kadarıyla, Sen aynı ruhsuz, narsist, Kendini bir şey sanan bir kaltaksın, her zaman olduğun gibi.
I found him a little... vapid.
Ben onu biraz... boş buldum.