Vede Çeviri Türkçe
85 parallel translation
Everything that ever grew, the goose and the gander and the gosling too, the duck upon the water, when he feels that way too, says... "
Dişi kaz, erkek kaz ya da kaz yavrusu, vede sudaki ördek, büyüyen yetişen her şey canı çektiğinde söylüyor... "
Especially when it has no days and nights but just days that turn black when the sun goes down
Vede o hayatın gecesi kalmamışsa, sadece güneş battığında kararan günler halinde yaşanmışsa.
No, you were too smart for that. But not smart enough to realize that he'd have nothing to do with your sort.
Hayır, bunun için çok akıllısın vede gerçekte başkalarını da kandırabilirsin senin gibilerinin ne tür olduğunu bilmeyenleri...
Because you are all the German I know, and perhaps all I care to know.
- Sorun değil Çünki sende bildiğim tüm almanlar gibisin, vede bildiklerimi belkide kendime saklamalıyım.
And end up bedded by the King?
vede Kral ile yatmak için mi?
That lady taught me all through Sunday School... and in the sixth grade.
Bayan bana pazar okulu boyunca öğretti... vede altıncı sınıfta.
- Se vede dupã tapet.
- Duvar kağıtlarından belli oluyor.
We need the plane, and we need time to fix it.
Uçağa ihtiyacımız var vede tamir etmek için zamana.
A train will be arriving at Chengdu, from Shanghai, in 20 days. Everyone on it is either wealthy or of high status.
tren Chengdu da, 20 gün sonra şangayda olacağız trendeki herkes çok zengin vede yüksek makamlarkaki insanlar.
And there's Julia.
Vede Julia.
The patterns correspond exactly to those in Lt Kelly's body... and in the sample container.
Bu kalıp Teğmen Kelly'nin vücudundakilerle uyumlu... vede örnek konteynırındakilerlede.
Couldn't think you're so powerful when I saw you last time I can't imagine you could defeat the schools and be the master of the Ming Sect
Seni son gördüğümde bu kadar güçlü olabileceğine ihtimal veremedim 6 okulu yenebileceğini zannetmiyorum vede Ming Mezhebine lider olabilceğini...
By the year Kennedy was shot Andy had transformed a storage room smelling of turpentine into the best prison library in New England...
Kennedy'nin vurulduğu sene Andy, neftyağı kokan ambarı New England'taki en iyi hapisane kütüphanesine çevirmişti vede Hank Williams'ın seçmece en iyi albümlerini.
And behind every shady deal behind every dollar earned there was Andy, keeping the books.
Ve namuzsuz her anlaşmanın arkasında kazanılan dolarlar vardı vede kayıtları Andy tutuyordu.
Rosiori de Vede... Bucuresti.
Ve ardından da Bükreş.
I see your hobbies are drinking, smoking weed and all types of ill shit.
Hobilerinizin, ot tüketimi, alkol kullanımı vede bu tarz kafa yapıcı şeyler olduğunu görüyorum.
I, Joey Lawrence, would just like to congratulate you, Kelly Bundy and judges Wong, DeAngelo and D'Arcy otherwise known as her father, his shoe-selling sidekick and our soon to be choked out next-door neighbor.
Ben, Joey Lawrence, Kelly Bundy'yi yarışmayı kazandığı için tebrik ediyorum. Ve jüri üyesi Wong'u, DeAngelo'yu vede D'Arcy'yi diğer tabirleriyle, babası ve onun ayakkabı satıcısı yancısını ve de birazdan aramızdan ayrılacak olan kapı komşularını.
And the ziti.
Vede ziti'yi.
Paul had been transformed by the grace of God... so he was a new creation in Christ.
Paul Tanrının bir formuydu, vede İsa'nın.
And if you still feel the same way, then I'm sure I can find- -
Çok uzun sürmez, vede eğer yine aynı şeyi düşünürseniz, eminim ki biz- -
No services, and there's one doctor in town.
- Servis yok, vede kasabada bir doktor.
I have to run over to the office and give Mr Peterson a cheque.
Hemen ofise gitmeli vede Mr. Peterson'a bir çek ayarlamalıyım.
According to Tom, she's a pretty determined woman.
Tom'a göre kararlı vede hoş bir kadınmış.
As she covers the ground outwardly... so she advances towards fresh interpretations of herself, inwardly.
Dış görünüşünü gizleyen, vede kendi hakkında yorumlar yapan, içine dönük.
And this is the quality which lends Frea Starks'books... the memorable poetic density which is their special cachet.
Starks'ın kitabından bir yorum... vede hafızalara damgasını vurmuş biri.
Moreover, it is this quality which makes them as fresh and strike- -
Vede, onu bu seviyeye- -
Uh, dear Lord... we are humbly thankful for these gifts... for the blessings on our home, our family and our guests.
Tanrım, sana bu yiyecekler için minnettarız, evimiz, ailemiz vede misafirlerimiz için.
Seems to me that the bulls have the best of the time. Just laying around the fields, waiting for somebody to come along and ask them to do their work.
Öyle görünüyor ki boğalar bütün zamanlarını, kırlarda uzanarak, vede onlara işini yapmasını gereken birini bekliyorlar.
It's silly for her to be driving back and forth... when she, she don't know her way around that well.
Onun burdan kalkıp oraya kadar sürmesi... biraz şaçmaca, vede yollarıda çok iyi bildiği söylenemez.
Yeah, yeah. They've got this really cute little house down by the creek.
Çiftlikte ufak vede tatlı bir evleri varmış.
But he always dreamed of having a place where he could raise horses... and have a whole separate life.
O her zaman atlarını sürebileceği bir yeri olsun istemişti... vede farklı bir yaşam arzulamıştı.
Just relax your centre. - Yeah.
Sakinleş vede kendini ortala.
Uh, and I couldn't find any Parmesan cheese.
Vede Parmesan peynirini bulmamıyorum.
- Say good night and thank you.
İyi geceler vede teşekürler deyin bakalım.
I'd felt like I'd lost everything and I'd be all alone, and- -
Herşeyimi kaybettiğimi vede hep yanlız kalacağımı düşünmüştüm.
But one day, somebody will look at this extraordinary woman that you're becoming and... all they'll see is how much they love you.
Ama bir gün... bir gün biri bu mükemmel bir kadına dönüşecek olan kıza bakacak... Vede görecekleri tek şey onların seni ne kadar çok sevdiği olacak.
Well, once when, uh, Dad was in India, he, he got lost... way, way up in these mountains.
Peki, bir keresinde, uh, babam Hindistan'daydı, ve o yolunu... kaybetti, vede dağlara doğru yol aldı.
And when he finally found his way back, everyone said that he had discovered a new route.
Vede dönüş yolunu bulduğunda, herkes onun yeni bir yol keşfettiğini söyledi.
If I was the best husband I could be, the best father... even, even being a good lawyer only mattered because of what it meant for us.
Eğer- - Eğer en iyi koca, en iyi baba, ben olsaydım vede iyi bir avukat, işini iyi yapan, bunların hepsi bizim için olacaktı.
That was "impulse" there and there!
"İtici" nedir? İşte şu vede şu!
So, you want to have your cake and eat it too.
Yani senin pastanı vede yemek istiyorum çok
"Come and embrace me, like this wind..."
Gel vede benimse rüzgar gibi
Adult with a posterior hip dislocation and a kid with a compromised airway.
Yetişkinde kalça çıkğı vede çocukta tıkanmış sollunum yolu.
Meanwhile, you were playing up here with a TIA who's clinically stable and a drunk with a simple scalp lac.
Bu arada, klinik olarak stabil biri ile uğraşıyorum... vede başka bir sarhoş ile
- OK. - Charge the gas and 4 pints of oil.
- Benzin parasını vede yarım galon yağı hesaba yaz.
It pays, and there are perks.
Parası bol, vede avantası var.
- He grabbed the guy's gun and hit him with it. Gruesome.
- Çocuğun silahını elinden aldı vede onunla vurdu.Tüyler ürperticiydi.
I'll call 911 and the police.
Ben 911'i vede polisi arayacağım.
I've come to hate them, and their chiselling.
Onlardan vede oyma çalışmalarından..., nefret etmeye gelmişim buraya.
they don't stain your clothes.
Minarel dolular vede giyside leke bırakmıyorlar
No, I brought him along, and my daughter, too.
Hayır, onu vede kızımı yanımda getirdim.