Vegetarians Çeviri Türkçe
148 parallel translation
As a rule, they were vegetarians, rather amiable and easy to get along with.
Genel olarak vejeteryandılar, oldukça cana yakın ve geçinmesi kolaydılar.
Because we are vegetarians, my son.
Çünkü biz vejeteryeniz oğlum.
You see, we're vegetarians.
Biz vejetaryeniz de.
Vegetarians?
Vejetaryen?
- We're vegetarians.
- Biz vejeteryanız.
Even vegetarians.
Vejetaryenler bile.
Blessed are the vegetarians.
- Tanrı vejetaryenleri korusun.
Millipedes, then as now, were vegetarians, and they must have found plenty to eat among the mosses and liverworts.
Kırkayaklar, şimdi olduğu gibi, o zaman da vejetaryendi ve bu yosunlar ve ciğer otları arasında bolca yemek bulabildiler.
They're vegetarians, so when individuals meet, neither risks being eaten by the other.
Vejetaryen oldukları için, bir araya geldiklerinde birinin diğerini yeme riski olmaz.
The vegetarians who never said hello.
Asla selam vermeyen vejetaryenler.
Vegetarians have weak muscles!
Vejetaryen beslenme sizi sıska yapmış!
Are you vegetarians?
Vejeteryan mısınız?
We're vegetarians here in Nilbog.
Nilbog'lular vejeteryandır.
You vegetarians, you eat like birds.
Vejetaryensin, bir kuş kadar yiyorsun.
- I don't like vegetarians.
- Sadece vejetaryenleri sevmiyorum.
I'd probably give vegetarians a better rate for life insurance than a smoker, though.
Vejetaryenlere sigara içenlerden daha iyi prim veririm.
We're all vegetarians here.
Biz hepimiz vejetaryeniz,
I am a vegetarian. We're both vegetarians.
Ben de vejetaryenim, Ikimiz de vejetaryeniz,
We're both vegetarians and therefore of the same species.
Korkma ben et yemem, seni de yemem.
Damn vegetarians.
Lanet olasıca vejetaryenler.
- Odin and the rest of'em are vegetarians.
- Odin ve diğer hepsi, vejetaryendir.
Paul and Linda are vegetarians too.
Paul ve Linda'da vejetaryen.
I hate vegetarians.
Vejetaryenleri sevmiyorum.
We're vegetarians.
Biz vejetaryeniz.
Even vegetarians are forced to scavenge.
Otoburlar bile leş yemek zorunda kalabilir.
Are your parents vegetarians?
- Tamam. Ailen vejeteryen mi?
Mr. Exley, I'm not a big sports hero like yourself, sir, and I really don't have an opinion on Negroes, or Jews or Communists or even Canadians and vegetarians, for that matter, but I cannot stomach the murder of a man
Bay Exley, sizin gibi büyük bir kahraman değilim ve ayrımcılık yapmam, ne zencilere, ne Yahudilere ne Kanadalılara ne vejetaryenlere.
The Planet of the Vegetarians, yes!
Vejetaryenlerin gezegeni, evet!
Goat-cheese pizza and onion tartlets for the vegetarians.
Keçi peynirli pizza ve vejetaryenler için küçük soğan tartları.
I know a lot of vegetarians and we tend to like the same films.
Pek çok vejateryenle aynı filmlerden hoşlanırız.
They are vegetarians, is that ok?
Onlar vejateryen. Sorun olur mu?
You're vegetarians.
Vejetaryensiniz.
Half the zombies are vegetarians!
Zombilerin yarısısa benim gibi vejetaryen.
Vegetarians have rights.
Vejeteryan beslenin.
We're both Gemini vegetarians.
İkimiz de vejetaryeniz ve ikizler burcuyuz.
- Don't like vegetarians.
- Vejetaryenleri sevmem.
OH, HONEY, PLEASE. I MEAN, VEGETARIANS DON'T SIT AROUND AND WATCH FOOTBALL ON SUNDAY.
Ama tatlım vejeteryanlar nasıl olur da bir pazar günü futbol izlerler.
Vegetarians on this side, meat over here.
Vejeteryanlar bu tarafta, etler şurada.
Wait a minute. I thought rhinos were vegetarians.
Gergadanların vejetaryen olduklarını sanırdım.
- We're vegetarians.
- Biz vejetaryeniz.
It also says they're probably vegetarians because they would have realised the benefits of such a diet.
Muhtemelen de vejeteryan oldukları yazıyor. Çünkü dietin yararlarını çoktan farketmiş oldukları sanılıyor.
We don't want her joining the Scientologists or the vegetarians.
Scientolojist'e katılmasını istemiyoruz. Ya da vejeteryanlara.
Exactly what you think you are doing lyers'are Tamil Brahmins and very strict vegetarians
Tam olarak ne yaptığını zannediyorsun? Iyer'ler Tamil Brahman ve çok katı vejetaryendirler.
I thought you said you weren't gonna let vegetarians in here anymore.
Hani artık vejetaryen müşterileri kabul etmeyecektin?
No, you said you weren't gonna let vegetarians in here anymore.
- Hayır, onu sen söyledin. - Ama bu gece fırında pirzola yapacağım.
Stick and leaf insects are peaceful vegetarians.
Sopa çekirgeleri ile yaprak böcekleri uysal vejetaryenlerdir.
- They are vegetarians
Onların hepsi vejetaryen.
Vegetarians never get to do the wishbone.
Vejetaryenlerin bunu yapma şansı yok.
I live with three vegetarians.
Üç vejetaryenle yaşıyorum.
There are probably many bakers who are vegetarians, right?
Çok fazla vejetaryen fırıncı yoktur herhalde. Bilmem.
I mean vegetarians.
Vejeteryan demek istedim herneyse.