Vegetation Çeviri Türkçe
381 parallel translation
Vegetation?
Bitki durumu?
Rich vegetation with more than 200 species of trees.
Bitki örtüsü çok zengindir, ve iki yüzden fazla çeşit burada özgürce yetişir.
I was greatly fascinated by the vegetation on the island.
Adada bulduğumuz bitkilerden çok büyülendim.
The United states of america is a sun-lighted, dusty country with vegetation of no great height and...
America Birleşik Devletleri güneşli, bitki örtüsü çeşidi bakımından zayıf, tozlu bir ülke ve...
Vegetation was denser.
Bitki örtüsü daha sıktı.
Yes. The neat and unconfused reproductive technique of vegetation.
Evet bitkilerde oldukça karışık olan bir üreme biçimi.
Of all the worlds the life forms on Mars could see and study, only our own Earth was green with vegetation, bright with water, and possessed a cloudy atmosphere eloquent of fertility.
Mars'ta yasayanların inceledikleri gezegenlerin içinden sadece Dünyamız yeşillik ve su kaplıydı... ve üremeye elverişli, bulutlu bir atmosferi vardı.
New vegetation rises from the sands.
Yeni yeni bitkiler türeyecek kumlardan...
While I was riding here, I noticed a singular lack of vegetation in the area.
Buraya doğru at sürerken, çevrede bitki örtüsü olmadığını fark ettim.
I was very excited by the island's vegetation.
Adadaki bitki örtüsünden çok etkilendim.
- of Tahitian vegetation.
-... tartışıyorduk.
In others, we found the vegetation too sparse to sustain life or the water supply too limited.
"Bazılarında bitki örtüsü hayatımızı sürdürmek için yeterli değildi..." "... ya da su kaynağı sınırlıydı. "
The indiscriminate destruction of vegetation may alter the global climate in ways that no scientist can yet predict.
Bitki örtüsünün gelişigüzel tahribatı, hiçbir bilim adamının tahmin edemeyeceği şekilde küresel iklimi etkileyebilir.
Whatever it was destroyed the vegetation here certainly hasn't damaged the city.
Bitkilere zarar veren şey, şehre hiç zarar vermemiş.
Vegetation invaded the desolate prospect, its blackness recalling the Sea of the Dead.
Bitkilerin akınına uğramış ıssız karanlığı Ölüm Denizini çağrıştıran bir yerdi.
Yeah. No vegetation.
Evet, bitki örtüsü de yok.
The next morning, the heath was covered with a lush vegetation that should never have grown there.
Ertesi sabah bölge, orada asla yetişmemesi gereken yemyeşil bir bitki örtüsüyle kaplıydı.
Why do they make us heap this vegetation into the acid streams?
Neden bize bu bitki yığınını asit nehirine attırıyorlar?
Our vegetation will flourish.
Bitki örtümüz tekrar gelişecek.
An eternal, endless forest, whose mists were as poisonous as its vegetation.
Sisleri de en az bitki örtüsü kadar zehirli olan, uçsuz bucaksız bir ormandı.
Borgia plant listed in library record tapes as carbon group three vegetation... similar to Earth nightshade family.
Borgia bitkisi kayıt teyplerinde 3. grup karbon bitkisi olarak geçiyor. Dünyadaki köpek üzümüne benzer.
Our tests indicate the planet's surface without more vegetation is simply too barren to support life.
Gezegenin yüzeyinde yaptığımız testler daha fazla bitki örtüsü olmadan hayatın süremeyeceğini gösteriyor.
And now, this year's most exciting discovery... Drimble Wedge and the Vegetation!
Ve şimdi, bu yılın en heyecan uyandıran keşfi Drimble Wedge ve Vegetation.
Vegetation, captain.
Bitki örtüsü.
No detectable soil or vegetation.
Toprak veya bitki örtüsüne rastlanmadı.
There's no fresh water, no vegetation - nothing.
Taze su veya sebze yetişimi yok.
There's hardly any vegetation, no animal life.
Neredeyse ne bitki var, ne de hayvan.
This is a barren world, limited vegetation, no animal life.
Verimsiz topraklar. Sınırlı bitki yaşamı var, hayvan yok.
Seascape and vegetation.
Deniz ve bitki örtüsü var.
Lower animals and vegetation encroaching on the cities.
Hayvan ve bitki türleri şehirlere girmeye başlamış.
It would be impossible for vegetation to evolve in so short a period.
Bitki örtüsü bu kadar kısa bir sürede gelişemez.
- Your report covers all vegetation?
- Rapor tüm bitki örtüsünü mü kapsıyor?
All vegetation is inedible.
Bitki örtüsü yenilemez durumda.
I don't see any water, but there must be some to grow the vegetation.
Hiç su göremiyorum ama orada bitkilerin gelişmesi için su olmalı.
But there is Earth-type vegetation.
Fakat bitki örtüsü var.
Is it possible the vegetation could absorb the water directly from the air?
Bitki örtüsü suyu havadan alabilir mi?
Bones, see if you can find out anything about the vegetation and your parasite.
Bones, bak bakalım bitki örtüsü ve parazitinle ilgili bir şey bulacak mısın.
It threatens to destroy the vegetation on the entire planet, leaving it uninhabitable.
Gezegenin bitki örtüsünü tehdit ediyor, yaşanılmaz hale getiriyor.
It seems immoral to let The Bay disappear under the vegetation when it could...
Bu güzel körfezi vahşi bitki örtüsüne mahkum etmek sizin de anlayışınıza ters - bize biraz yardımcı...
I prefer the chaos of vegetation over what you'd like to bring here.
Vahşi bitki örtüsü, buralara dikmeye çalıştığınız moloz yığınından iyidir.
"When the soil peels, intense vegetation..."
" Toprak yeryüzünden soyulduğunda, yoğun bir bitki örtüsü...
( man # 6 ) The entire vegetation was gone completely.
Tüm bitki örtüsü yok olmuştu.
Anyway, he put this vegetation on my ear.
Her neyse, bu otları kulağıma O tıkadı.
Well, in this climate the vegetation grows so fast... that the village otherwise would be muffled.
Buradaki iklimden ötürü bitki örtüsü çok hızlı bir şekilde büyür ve köyleri tamamen otla kaplanır.
Many burrow through litter and dense vegetation, and their front wings have become converted into protective covers.
Birçoğu çöpler ve yoğun bitkiler arasında kazdıklarından ön kanatları koruyucu örtüler haline gelmiştir.
Starbuck, Apollo, look at the vegetation.
Starbuck, Apollo, bitki örtüsünün rengine bakın.
Its teeth suggest that it chewed coarse vegetation.
Dişlerine bakıldığında kalın bitkilerle beslendiği anlaşılıyor.
The effect on the vegetation has been dramatic.
Bunun bitkiler üzerinde çok çarpıcı bir etkisi oldu.
Fantastic vegetation.
Muhtesem bir yesillik.
Stealing what he needs, living offwild animals and vegetation.
İhtiyacı olanı çalarak, vahşi hayvanlarla ve bitkilerle yaşayarak.
Young vegetation.
Gençlik örtüsü.