English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ V ] / Vocabulary

Vocabulary Çeviri Türkçe

535 parallel translation
Different vocabulary.
Biri başka, diğeri başka.
I don't know what the difficulty is but I can assure you, that the word "impossible" is not in the vocabulary of Matuschek and Company.
Sorun ne bilmiyorum ama sizi temin ederim ki "imkansız" kelimesi Matuschek ve Ortakları'nın sözlüğünde bulunmaz.
But her vocabulary, even in ordinary conversation...
Ama kelime haznesi, sıradan bir konuşmada bile...
If I didn't know you well, counselor, I would think that in your vocabulary "horse" is synonymous with "lawyer's fee."
Sizi iyi tanımasam, "at" ın dağarcığınızdaki eşanlamlısı... "para" olarak geçiyor sanacağım.
I tell you, I was a happy hambone then. Vocabulary of 7 words.
- "Ne fiyakalı bir gençlikti bizimkisi, değil mi?" - 7 harflik bir sözlük!
Your husband's English vocabulary seems quite adequate, you know.
Kocanızın İngilizce kelime hazinesi oldukça yeterli görünüyor.
Now go juggle your vocabulary someplace else.
Şimdi git de kıvrak kelimelerinle başka bir yerde soytarılık yap.
You're a crude, vulgar show-off, and your vocabulary belongs in an outhouse.
Kaba, adi bir artistsin ve kelimelerin bir tuvalete layık.
He increased my vocabulary.
Kelime hazinemi genişletti.
Why, that's quite a vocabulary... Now you just hold on, ma'am. You just hold on.
Yargıç Waterman'ın mahkeme kararıyla çocuklar Sosyal Hizmetler Departmanı'nın vesayeti altındalar.
Don't tell me you regret Francis'vocabulary.
Francis'in kullandığı kelimeleri özlemediğini söyleme bana.
Not Francis'vocabulary nor Francis'manners.
Ne Francis'in kelimelerini ne de Francis'in görgüsünü özledim.
"Okay" is not part of my vocabulary.
"Tamam" kelime hazinemin bir parçası değil.
- Can't be the limit of our vocabulary.
- Sözcük dağarcığımız sınırlı olamaz.
Vocabulary and syntax, consciously and deliberately
Kelime haznesi ve sözdizimi, bilinçli ve kasten.
Your line of work requires a specialized vocabulary.
Sizin yapacağınız iş belli bir sözcük hazinesi istiyor.
Agreed? There's no such word in the Troglyte vocabulary.
Troglit söz dağarcığında öyle bir kelime yok.
Oh, he's just an old boor with a 20-word vocabulary, and all of it Regulations.
Köyde geze geze yosun bağlamış. Hepsi nizamnamelerden ibaret yirmi kelimelik dağarcığı var.
It's in my vocabulary, too.
Benim sözlüğümde de var bu kelime.
You're still using a 19th-century vocabulary.
Hâlâ 19. yüzyılın lügatını kullanıyorsunuz.
Ah, excuse me sir, but you're using words that aren't in their vocabulary.
Affedersiniz efendim ama kelime dağarcıklarında olmayan sözcükler kullanıyorsunuz.
Her vocabulary is rather extensive.
Bu konuda kelime hazinesi bayağı zengin.
Don't you think you should expand your vocabulary?
Kelime hazneni genişletmen gerekmiyor mu?
The tone, style and vocabulary have long been familiar, each emission bearing the same distinctive stamp.
Ton, üslup ve kelimeler, hepsi tanıdık her yayın, aynı bildik markanın ürünü.
But God knows from what implausible source Miss Greta Ohlsson learned her English vocabulary, too ludicrous to be credited.
Ama Bayan Ohlsson'un gerçek olamayacak kadar komik bir dilbilgisini nereden almış olabileceğini tanrı bilir.
That word isn't even in my vocabulary tonight.
O sözcük bu gece benim sözlüğümde bile değil.
And this is just standard vocabulary.
Bu da standart sözlük.
Page-a-day vocabulary calendar.
Herügün-bir-sayfa kelime kitabı.
- Vocabulary!
- Sözlek değil sözlük!
DO YOU REMEMBER THE VOCABULARY TEST
Kelime dağarcığı testini hatırlıyor musun?
It seems they're trying to teach us a basic tonal vocabulary.
Temel müzikal sözcükler öğretiyorlar.
Another expression to erase from your vocabulary.
Bu da sözlüğünüzden silmeniz gereken bir kullanım.
First of all, improve your vocabulary.
Herşeyden önce, sözcük dağarcığını geliştir.
Improve your vocabulary the meaning and origin of words...
sözcük dağarcığını geliştir sözcüklerin anlamını ve kökenini öğren...
Let me try and enlarge your vocabulary.
Bırak dağarcığını genişleteyim.
You know, Axel, you got a terrific vocabulary.
Biliyorsun Axel, çok kötü bir telaffuzun var.
Your vocabulary is improving.
- Kelime haznen gelişiyor.
The final exam will consist of questions about that strategy as well as your ability to master Latin grammar and vocabulary.
... ve Latin dilini inceleyeceğiz. Final sınavında bu strateji ile ilgili sorulardan oluşacaktır. Latince gramer ve kelime üzerinde yeteneklerinizi zorlayacaksınız.
is not to be found in the German vocabulary.
Alman lugatında bulunuyor olamaz.
What did you get, a vocabulary for Christmas?
Noel için ne hediye verdiler, bir sözlük mü?
The words "I can't" weren't in her vocabulary.
"Yapamam" onun kitabında yazmazdı.
I think it was on last month's Power Vocabulary Builder.
Sanıyorum bu geçen ayın imla klavuzu baskısında geçiyordu.
It's a word I got out of Bobby's semiconscious vocabulary.
Bu Bobby'nin yarı bilinçli halde ağzından çıkan bir kelime.
Trucker shorthand brutalizes my vocabulary banks.
Kamyoncu stenografisi benim sözcük bankamı bozmakta.
From what I know about you, I didn't think "quitting" was part of the Calley vocabulary.
Seni tanıdığımdan beri "bırakmak" sözcüğünün Calley sözlüğünde bir yeri olmadığını olduğunu düşündüm.
Or is sentiment now a part of your emotional vocabulary?
Duygular bu işin bir parçasıdır. Senin duygusal kelimelerin nedir?
A couple-hundred-word vocabulary, a rough idea of syntax.
Birkaç yüz sözcük, kaba bir gramer bilgisi.
The word is not in my vocabulary.
Benim lugatımda "korku" diye bir kelime yoktur.
That word is not in my vocabulary.
O kelimeye benim kitabımda yer yok.
I terminated my uninterrupted categorisation of the vocabulary of our post-Norman tongue.
Normandiyalılar sonrası lehçemize ait sözlüğümün kesintisiz sınıflandırılmasını nihayete erdirdim.
Guilt's not a word in my vocabulary. I mean...
Kitabımda suçluluk yazmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]