Voiced Çeviri Türkçe
130 parallel translation
The velvet-voiced ventriloquist!
Kadife sesli bir vantrilok ( karnından konuşan )!
But that woman voiced a formal complaint.
Fakat bayan resmi bir şikayette bulundu.
The will to freedom has been voiced in every other tongue.
Özgürlük sözcüğü her dilde söylenir.
You vote guilty like the rest of us, then some golden-voiced preacher tears your heart out - some underprivileged kid couldn't help becoming a murderer - and you change your vote.
Hepimiz gibi suçlu oyu verdin, sonara altın gibi parlak sesli bir vaiz yüreğini parçaladı - imkanları olmayan bir çocuk katil olmaktan kendini alamadı - ve sen oyunu değiştirdin.
His voiced traveled with such a still purpose.
Sesi, öyle huzurlu bir amaçla yayılıyordu ki.
Oh, well, you have just voiced a perfectly normal reaction.
Çok normal bir tepki gösterdin.
Lenin voiced criticisms of a general strike... insofar as it tends to preclude other forms of struggle.
Lenin, diğer mücadele yollarını imkânsız hale getirmesinden dolayı genel greve olan eleştirilerini dile getirmişti.
Anyone the American government doesn't like they use the voiced term of communist.
Amerikan hükümeti hoşlanmadığı her adam için komunist yaftasını yapıştırır.
You've never voiced it, but you've always thought that logic was the best basis on which to build command. Am I right?
Sen her zaman komutayı mantık temelinde geliştirmeyi düşündün.
about Messenger, who voiced a different opinion at that meeting.
Toplantıda farklı bir fikir dile getiren Haberci hakkında.
McGovern, who had voiced complete support for Eagleton has more recently expressed doubts and said that Eagleton must make a decision whether to stay or leave the ticket.
Eagleton'a tam destek veren McGovern son zamanlarda bu konuyla ilgili tavrını değiştirdi ve Eagleton'un kalmak ya da adaylıktan çekilmek konuşunda bir karar vermesi gerektiğini söyledi.
Only now have we voiced our choices and put them to a vote.
Seçimimizi ve oyumuzu daha şimdi dile getiriyoruz.
Screechy-voiced little glue-sniffers.
Cırtlak sesli, küçük zamk koklayıcılar.
Others have voiced their concern by question and dissent.
"Diğerleri muhalefet tarafından endişelerini dile getirdi."
As a result, I have alerted my executive officer to the suspicions voiced by Keel and the others.
İkinci kaptanımı Keel'in söylediği tehditten haberdar ettim.
It was at a level I could understand, and I liked his ideas... that he voiced to us.
Benim pek anlayamadığım bir seviyeydi ama bize beyan ettiği fikirler hoşuma gitti.
From this time on, though they never voiced their suspicions to me, they kept a vigilant eye on Claus.
Bu komanın ardından, onlar bu şüphelerini asla benimle paylaşmadılar. Ama gözleri hep Claus'un üstündeydi.
You have voiced certain reservations about his abilities.
Becerileri hakkında belirli bazı kuşkuları dile getirmiştiniz.
I have always voiced my opinions, even when they differ from Capt Picard's.
Düşüncelerimi her zaman sesli olarak belirtirim, hatta bazen kaptan Picard ın fikirleriyle ters düşsem bile.
Suspicion had been voiced.
Şüphe sesini yükseltti.
- Well, I might not have voiced it until now...
- Belki şimdiye kadar hiç dile getirmemiş olabilirim...
Mayor Barresi today voiced his disapproval of Tom Mullen's decision. Donna Hanover joins us later in the broadcast.
Belediye Başkanı Baressi bugün Tom Mullen'ın kararına katılmadığını açıkladı.
I'm the one who voiced suspicion about her.
Onunla ilgili şüphelerimi dile getiren tek kişi ben olduğumdandır.
If anything, I voiced my awe and amazement at what the Stargate is.
Eğer birşey varsa, bu Yıldız Geçidi'ne karşı duyduğum hayranlık ve şaşkınlıktır.
- [Dan] Nebraska football fans voiced their criticism- -
- [Dan] Nebraska futbol taraftarları eleştirilerini dile getirdi- -
There's a concern that's been voiced about some moves made on your behalf for another Los Angeles franchise.
Ortada bir endişe var. Senin adına başka bir Los Angeles takımını almak için harekete geçildiğine dair.
Perhaps a honey-voiced radio therapist whose birthday's just around the corner?
Doğum günü yaklaşan güzel sesli bir radyo terapistine mi?
You've signed up quite a few people, Dad - the Sea Captain, Bumblebee Man, Comic Book Guy, the Squeaky-voiced Teen.
Kaptan'ı, Arı Adam'ı, Çizgi Romacı'yı, Cırtlak Sesli Genç'i.
( raspy-voiced ) : "Oh, you're going to miss me when I'm gone."
"Oo ben gidince beni özleyeceksiniz." derdi.
Earlier, the South Park townspeople voiced their opinion.
South Parklılar fikirlerini şöyle anlattı.
He has attempted on several occasions to escape his duties, voiced doubts on the chances of our victory... and made defeatist comments in public.
Kendisi birçok kez görevlerinden kaçmak için fırsat kollamış başarımızın olasılıkları hakkındaki şüphelerini sesli biçimde dile getirmiş ve basında yenilgiyi kabul ettiğine dair yorumlarda da bulunmuştur.
Amazon tradition states that the council must speak with one voiced.
Amazon geleneklerini konseyde, Dile getirerek konuşmamız gerekir
l-l had all sorts of concerns, and I voiced them differently.
Bütün bu endişelerimi farklı bir şekilde dile getirdim,
You want that, you high-voiced bastard?
Bunu ister misin? Seni gürültülü p.ç!
Jonas Quinn has voiced some concern about this mission regarding the instability of the naquadria.
Jonas Quinn naquadrianın düzensizliği yüzünden görevle ilgili kaygılı olduğunu söyledi.
Colonel Albrecht von Thaer became so worried about the state of the German Army, that he voiced his concerns to Hindenburg.
Albay Albrecht von Thaer, Alman ordusunun durumu için çok endişeliydi. Kaygılarını Hindenburg'a iletti.
I'm surprised it hasn't voiced it's concerns earlier.
Hatta bu kaygılarınızı daha önce bildirmenizi beklerdim.
- Open up a.gen file and type in the phrases we want voiced.
- Bir.gen dosyası açıp söyletmek istediklerimizi yazacağız.
SQUEAKY-VOICED BRITISH TEEN : Welcome to Judi Dench's Fish Chips.
Judi Dench'in Fish Chips'ine hoş geldiniz.
Today President Clinton voiced concerns at the deteriorating situation in Sarajevo...
Bugün Başkan Clinton, Sarayova'da kötüye giden durum hakkındaki görüşlerini beyan etti...
At a neighborhood watch meeting the next night, residents voiced their concerns over the increasing dangers their community faced.
Dönüşümlü mahalle nöbeti toplantısında, mahalle sakinleri, hızla artan tehdit karşısında duydukları endişeleri dile getirdi.
Squeaky-voiced teen : I could also deep-fry the bag.
- Ayrıca poşeti de kızartabilirim.
Oh, and be with your deep-voiced gal pals?
Oh, ve senin kalın sesli kız arkadaşlarınla olmak mı?
You voiced your reservations years ago when you left the project... and now you're here, like this?
Projeyi terk ettiğinde fikirlerini kendine saklamıştın.. ve şimdi buradasın, hem de bu şekilde?
No opposition voiced.
Bir itiraz dile getirilmedi.
You have already voiced your thoughts.
Sen düşüncelerini zaten söyledin.
Because opinion solicited does not equal one freely voiced.
Çünkü fikrin ima edilmesiyle açık açık söylenmesi aynı olmaz.
Access became restricted soon after some of us in government voiced our disapproval about building the weapon.
Hükümet içinde bazılarımız silahın yapımına karşı çıkınca, erişim kısıtlandı.
I voiced my concern about this plan to change the Wraith into humans prior to the experiment on Michael.
Micheal'a yaptığımız deneydeki gibi Wraithleri insana çevirme konusundaki plandan dolayı endişemi sunmuştum.
We're far too old to be moved by your honey-voiced ass-kissing.
Kıç yalayıcı laflarını dinlemek için oldukça yaşlıyız.
I voiced my concerns, and you told me your plans.
Turta yedik. Ben tamamım. Teşekkür ederim.
voice 254
voices 86
voicemail 54
voice breaking 417
voiceover 55
voice mail 36
voice breaks 98
voice echoing 29
voices 86
voicemail 54
voice breaking 417
voiceover 55
voice mail 36
voice breaks 98
voice echoing 29