Volatile Çeviri Türkçe
535 parallel translation
These rocks came from very high temperatures, crystallised out from magmas that came from deep in the Earth, very rapidly to the surface, high in volatile content, high in water.
Bu kayalar çok yüksek sıcaklıklardan gelmiş. Dünya'nın derinliklerinde magmada kristalize olmuş ve büyük bir hızla yüzeye, uçucu maddelerde dopdolu halde suyun içine gelmişler.
What I'm working on is highly volatile.
Ama bu hemen uçup, kaybolan bir madde.
What I'm working on is highly volatile too.
Benim işim de öyle.
As of this date, lab report indicates presence of appreciable amount of tetralubisol, a highly volatile lubricant in use aboard ship.
Laboratuvar raporu önemli miktarda tetralubisol bulunduğunu gösteriyor, çok etkin bir sıvı.
But your relationship is basically volatile.
Fakat ilişkiniz temelde gelip geçici.
It's highly volatile.
Son derece uçucudur.
As the battle for control of this volatile republic shakes The foundations of this old city.
Ülkeyi ele geçirme mücadelesi bu eski kentin temellerini sarsıyor.
Beau is a volatile Texan and when he gets angry, well, it shows.
Beau, fevri bir Teksas'lıdır. Kızdı mı da, eh, belli eder.
You're transcendent and volatile.
Aşmış ve uçmuşsun sen.
Had not its volatile, needle-like sword
Onun uçuşan iğneleri, Sürüklemezdi beni.
I argued that television was a volatile industry in which success and failure were determined week by week.
Televizyon endüstrisinin haftadan haftaya değişen ve kaygan bir sektör olduğunu söyledim.
Mr. Jensen said he did not like volatile industries and suggested with a certain sinister silkiness that volatility in business usually reflected bad management.
Bay Jensen da bu tarz kaygan işlerden hoşlanmadığını ve tatlı sert bir ifadeyle bu kayganlığın genellikle kötü yönetimden kaynakladığını söyledi.
'These structures contained highly volatile fluids.'
'O binalar yüksek yanıcı sıvılarla dolu.'
- I don't know but considering how volatile they are, it is possible.
- Bilmiyorum ama ne kadar çabuk sinirlendikleri göz önüne alınırsa mümkün olabilir.
- I don't know but considering how volatile they are, it is possible.
- Bilmiyorum. Ama ne kadar değişken olduklarını göz önüne alırsak, bu olabilir.
It is highly volatile
Oldukça kırılgan...
Speaking of volatile...
Kırılganlık derken...
'It says that alcohol is a colourless volatile liquid'formed by the fermentation of sugars,'and also notes its intoxicating effect'on certain carbon-based lifeforms.
Alkol, şekerlerin mayalanmasından yapılmış renksiz, uçucu bir sıvıdır. Ayrıca, belirli karbon tabanlı yaşam formları için keyif verici etkisinden bahseder.
It's never been this volatile before.
Daha önce hiç bu kadar uçucu olmamıştı.
His frayed and volatile temper has destroyed him.
Gerginliği ve patlamaya hazır mizacı yok etti onu.
Part of the inspection process involves... volatile chemicals, very dangerous.
Kontrol sürecinde uçucu kimyasallar kullanıyoruz, çok tehlikelidirler.
But if it begins to heat up, it'll turn volatile.
Ama ısınmaya başlarsa, gaza dönüşür.
Add a volatile liquid, and you've got a bomb you can wear anyplace.
Uçucu bir sıvı eklediğiniz de her yerde kullanılan bir bomba elde ederseniz.
"This was the latest in a series of incidents involving the successful though highly volatile coach." "The New York High School Athletic Association will honour the suspension."
"Son meydana gelen gelişmelerde başarılı bir antrenör olması nedeniyle New York Liseler arası Atletik Birliği bunun yerine getirilemine çalışacak."
These are volatile times, Your Highness.
Kolay alevlenebilir zamanlar bunlar, Ekselansları.
Trioxi was soo cosidered too dagerous ad volatile, eve for experimetal use, lterest i the lethal compoud was abadoed several years ago,
Trioxi nin deneysel kullanımda bile çok tehlikeli ve ucucu bir gaz olduğu dikkate alınmıştı. Öldürücü silahın yapımı birkaç yıl önce durduruldu.
But I've never seen him committing a crime... or in a violent or volatile state.
Ama hiçbir zaman suç işlerken ya da saldırgan ve dengesiz bir ruh halinde olduğunu görmedim.
Morrison became emotionally volatile.
Morrison duygusal olarak istikrarsızdı.
It's very volatile.
Çok patlayıcıdır.
Who knew those chemicals would be so volatile?
Size bugün nasıl yardımcı olabilirim?
I was using some very volatile compounds.
Çok hızlı buharlaşan bazı bileşenler kullanıyordum.
Mr. Allen you've been exposed to highly volatile and reactive chemicals.
Bay Allen, yüksek derecede uçucu ve tepki verici kimyasal maddelere maruz kaldınız.
If hydrogen mixes, for example, with calendenium, it can be very volatile.
Hidrojen, mesela kalendenyumla karışacak olursa, çok parlayıcı olabilir.
There were no volatile chemicals.
Aşındırıcı kimyasal falan yoktu.
See, as I said, this is something of a volatile time, this time here.
Dediğim gibi, uçarı bir dönemdeyiz.
Ambassador, it sounds so volatile.
Büyükelçi, durum çok hassas gibi görünüyor.
Volatile times sometimes require more extreme measures.
Bu tarz olaylar bazen daha radikal önlemler gerektirebiliyor.
The vortex is riddled with volatile pockets of a gas we call toh-maire.
Girdap, bizim toh-maire dediğimiz yanıcı gaz cepleriyle delik deşik olmuş.
He may not know how volatile the field is.
Alanın ne kadar yanıcı olduğunu bilmeyebilir.
Do you know how volatile trilithium is?
Trilithiumun ne kadar uçucu olduğunu biliyor musun?
Kurak is volatile, passionate, but not a killer.
Kurak ateşlidir, tutkulu ama katil değildir.
- Volatile.
- Değişken.
The Neutral Zone is extremely volatile.
Arındırılmış Bölge çok tehlikeli.
The cutting agent is a highly volatile substance.
Uzatmak için kullandığımız malzeme buharlaşıyor.
One of nature's most volatile substances.
Doğanın en uçucu maddelerinden biri.
So, gentlemen, maybe you can explain to me... how intelligent life can actually develop in such a volatile environment.
Beyler, belki bana, zeki bir yaşam formunun böyle bir ortamda nasıl gelişebildiğini açıklayabilirsiniz.
About 15 years ago, we changed from volatile chemicals... to the communications industry.
15 yıldır Kimyasaldan, İletişim sektörüne kadar genişledik.
We make steel, petroleum products... and volatile chemicals.
Şirketimiz çelik, Petrol ürünleri ve uçucu kimyasallar üretiyor.
Excuse me. That`s very volatile.
Çok uçucu bir bileşiktir.
See, so it's a volatile issue.
Yani sonuç belirsiz.
The situation is volatile.
Durum patlamaya müsait.