Votes Çeviri Türkçe
2,186 parallel translation
With most of the votes still to be counted coming from urban areas, it looks like it could be a difficult night for incumbent Governor Cullen.
"Hala bazı bölgelerdeki sandıklar açılıyor ve görünüşe göre bu gece vali Cullen için zor bir gece olacak."
In his testimony, confidential witness number two claims that ballot boxes with Non-Republican votes were tossed into Absecon Bay.
İki numaralı gizli tanık ifadesinde cumhuriyetçi oyların olduğu seçim sandıklarının Absecon körfezine fırlatıldığını iddia ediyor.
In your former testimony, you mentioned cash for votes, - multiple casting of ballots... - Yep.
Eski ifadenizde oy için nakit paradan söz etmişsiniz birden fazla oy pusulası kalıbı...
Marissa has got some tough competition and we need young votes, and you can do that.
Marissa zor bir yarışın içinde ve gençlerin oyuna ihtiyacı var. Sen bunu başarabilirsin.
Your uncle is just using you for votes that he doesn't even deserve.
Amcan hak etmediği oyları alabilmek için seni kullanıyor.
We're only trailing by six votes, everyone.
Sadece altı oy farkla gerideyiz millet.
And I've slept with a lot of people, and am really popular, so I think I could get you mega votes.
Ayrıca bir sürü insanla yattım ve çok popülerim, yani acayip oy toplarsın.
Thank you in advance for your votes.
- Oylarınız için şimdiden teşekkürler.
Sue is winning votes by feeding off all the anger and the fear in the country right now.
Sue ülkedeki tüm siniri ve korkuyu emerek oy topluyor. Ne istiyorsun, Schuester?
Buying votes is illegal.
Oy satın almak yasaktır.
It's not over till all the votes are counted.
Bütün oylar sayılmadan bitmiş sayılmaz.
Kurt won... but by 190 votes.
- Kurt kazandı... ama 190 oyla.
Like I even need your votes now that it's basically a one-woman race.
Sanki sizin oyunuza ihtiyacım var artık tek kişilik bir yarış bu.
According to the latest exit polls, I'm up by 40 votes.
Son yapılan ankete göre 40 oy öndeyim.
That's two votes against two votes.
İki oya karşı iki oy.
The point is, our three votes will always beat your two.
Asıl olan bizim oylarımızın, siz ikinizi alt edecek olması.
So get that out of the way and then I'm gonna be up in your grills asking for votes, okay?
Onu bir aradan çıkarayım,... hepinizin mangal partisine gelip... oy isteyeceğim, tamam?
All right, who votes "yes 9 / 11?"
Kimler 11 Eylül'e evet diyor?
Black people's votes go right in the garbage.
- Zencilerin oyları hiçe sayılıyor.
But I did just procure nine votes from the debate team.
Ama az önce münazara takımından dokuz puan tedarik ettim.
But it's gonna come down to a handful of votes.
Ama önemli oylara gelecekler.
Winning by two votes, please congratulate Spencer Hastings, your new class president!
İki oy farkla kazananı tebrik edin Spencer Hastings, Yeni başkanınız!
Pipe down you rascal pipe down okay lets have the votes please preity's idea?
Sessiz olun keratalar! Tamam, şimdi oylamaya geçiyoruz. Preity'nin fikri?
How many votes could he possibly control?
Kaç tane oyu kontrol edebiliyordur ki?
- I got more votes than he did!
- Ondan daha fazla oy aldım
Who votes no?
Kim hayır diyor?
I wouldn't go counting votes yet.
Ben olsam oyları saymaya başlamazdım.
Winner got 98 votes but you got 2 votes
Kazanan 98 oy aldı ama sen 2 oy aldın.
If she votes for drugs, I'll vote for drugs.
- Verelim diyorsa ben de oyumu o yönde kullanmak durumundayım.
Yeah, we sometimes see split votes veering one way or the other, but to have a complete turnaround leaning from not guilty to guilty in a matter of hours just seems odd.
Evet, bazen farklı oyların birinden diğerine döndüğünü görüyoruz, ama oyların tamamının saatler içinde "suçsuz" dan "suçlu" ya dönmesi biraz garip geldi.
What I don't understand is, the foreman was one of the "not guilty" votes, and then, after lunch, not only does he change his vote, but he pressures another juror to overturn his vote?
Anlamadığım şey şu, jüri başkanı "suçlu değil" oyunu verenlerden biriydi ama öğle yemeğinden sonra,... sadece oyunu değiştirmekle kalmadı,... diğer jüri üyelerine de oylarını değiştirmek için baskı yaptı.
After counting the votes... The result is...
Sonuç, 6'ya 2 Han Hui Ju kazandı.
Her votes were lacking.
Peki, birlikte izleyeceğimiz gösteri konusunda ne yapacaksın?
Never issued votes I will return in the case
Ses çıkarma Hemen döneceğim
Well, that's two votes for home.
Eve gitmek isteyenler iki oldu.
You know, I spent a fortune and I still can't get the votes I need to drill.
Servet harcadım ama sondaj için hala yeterli oy alamıyorum.
Italy votes for the ousting of Greece from the Community.
İtalya, Yunanistan'ın Topluluktan ayrılması yönünde oy kullanmaktadır.
We've tallied the judges'scores and added them to our viewers'votes. And let me tell you, this is the closest result we have ever recorded.
Jürimizin puanlarını topladık ve izleyicilerimizin oylarına ekledik... ve şunu söylemeliyim ki, bu, şu ana kadarki en başa baş sonuç oldu.
I sent you to Springfield to hunt vampires... not to chase votes.
Seni Springfield'e vampir avlaman için gönderdim oy kovalaman için değil.
All votes need to be unanimous.
Oylamalar oybirliği gerektirir.
Elected with 99 % of the votes!
Oyların % 99'unu aldık!
With 90,362 votes, Camden Brady.
90,362 oy, Camden Brady.
80,365 votes.
80,365 oy.
We were up 10,000 votes in the exit polls.
Biz anketlerde 10.000 yukardaydık.
There is too much, not votes.
Bir şey ifade etmiyor.
Please wait while we calculate the percentage of votes.
Biz oyların yüzdelerini hesaplarken lütfen bir süre bekleyin.
The percentage of votes in favor of Ms. Ohba's amendment, 49 ¤
Bayan Ohba'nın önerisinin lehine olan oyların yüzdesi % 49.
The percentage of votes in favor of Ms. Ohba's amendment, 50.02 ¤
Bayan Ohba'nın önerisinin lehine olan oyların yüzdesi % 50.02.
Alaska is only three electoral votes, and it's solid red.
Alaska da 3 oylama türü var
The bill does not have enough Republican votes.
Cumhuriyet halkının böyle bi faturası yok
Eight electoral votes, not a huge surprise.
Bu sefer sürpriz yok