Warrant Çeviri Türkçe
7,905 parallel translation
Search warrant!
Arama izni!
We have a warrant to search these premises for illegal narcotics.
Bu binayı uyuşturucu için arama iznimiz var.
Sir, read the warrant.
Efendim, izni okuyun.
Too bad you skipped town before the arrest warrant was served.
Ne yazık ki tutuklama emri çıkmadan önce şehirden tüymüşsün.
We don't want to serve this warrant.
Bu tutuklama emrini çıkarmak istemiyoruz.
The arrest warrant you inquired about for Holly Weaver, it's been voided.
Holly Weaver için sorgulattığınız tutuklama emri kaldırılmış.
Holly Elizabeth Weaver, we are exercising the warrant you have in Ohio and we'll be transporting you tonight.
Holly Elizabeth Weaver. Seni Ohio ile olan anlaşmanı uygulayıp bu gece transfer edeceğiz.
What if I make your warrant go away?
Ya anlaşmanın yok olmasını sağlasam?
Angela, i think we should prepare to go for an arrest warrant on egan.
Angela, bence Egan için bir tutuklama emri çıkartmak içi hazırlanmalıyız.
But I'm not sure we have enough for a warrant.
İzin alabilmemiz için yeterli kanıtımız var mı bilmiyorum.
The investigation's ongoing ; more as the situations warrant.
Soruşturma devam ediyor ve daha olacağı garanti değil.
You can't go in there without a warrant.
- Arama izni olmadan giremezsiniz.
The outstanding warrant goes back four years.
Arama emri dört yıl geriye gidiyor.
But the problem is, I just can't go there and look inside without a warrant.
Ama asıl problem şu ki arama izni olamadan içeri dalamam.
And to get a warrant, I need proof of some kind, - which neither of us have. - Well...
Arama izni için, bir kanıta ihtiyacım var ki bizim kanıtımız yok.
[Police radio chatter] We have a warrant to search your house and property.
- Evini ve mülkünü aramak için iznimiz var.
FBI! We have a warrant!
İznimiz var.
Hanson, I need a warrant.
Hanson, arama emrine ihtiyacım var.
Judge will never issue a warrant based on a hunch.
Yargıç bir önseziye dayanarak arama emri vermeyecektir.
Open up. We have a warrant.
Aç kapıyı, iznimiz var.
We'll get a warrant for your place.
Evin için arama izni çıkartacağız.
So we go for a FISA warrant and ask for the judge to keep our reasoning under seal.
Sebebimizi gizli tutabilmek için FISA izni isteriz yargıçtan biz de.
Do you really think Justice will support us on another warrant after the reaming we got yesterday?
Dünkü olaydan sonra sence Adalet Bakanlığı bize izin verir mi sanıyorsun?
At the very least, the Prince will give us his Royal Warrant.
En azından Prens bize Kraliyet Yetkisi verecektir.
I'm probably signing my parents'death warrant by telling you this, but... I lied.
Muhtemelen sana bunu söyleyerek ailemin ölüm emrini imzalamış oluyorum ama sana yalan söyledim.
I stand firm in my belief that an attack by Ar Rissalah does not warrant an assault on our constitution.
Ar Rissalah'ın düzenlediği saldırının anayasamızı yok sayma hakkı vermediğine dair inancım çok güçlü.
I shouldn't even be looking at people's credit card records without a warrant.
Arama izni olmadan insanların kredi kartı kayıtlarına bile bakmamam lazım.
That's got to be enough for a judge to sign off on a warrant.
Yargıcın arama emri imzalaması için yeter de artar bile.
Jeremy's stepfather is the judge who signed the warrant for the Feds to raid the compound.
Jeremy'nin üvey babası yargıçtı baskını yapmaları için federallere izin veren oydu.
He had a warrant, didn't he?
Hem elinde izin belgesi yok muydu?
Would be nice to monitor his credit card activity, but the judge who gave us the search warrant was being generous as it is.
Kredi kartını takip edebilsek iyi olurdu. Ama arama emrini veren yargıç zaten çok cömert davrandı.
It seems there's an outstanding warrant for your arrest.
Sizin için büyük çaplı bir arama başlatmışlar anlaşılan.
Your official death warrant has been issued.
Resmi idam hükmün çıkarıldı.
We have a search warrant, by the way.
Bu arada elimizde arama emri var.
I got the warrant.
İzin belgesini aldım.
We've got a warrant to search your house.
- Evini aramak için iznimiz var.
It's a disorderly warrant.
Bu düzen bozucu bir ceza.
I know that fake warrant that I put you and D'av through was... Inappropriate, juvenile, and almost melted our ship?
Sen ve D'av için çıkarttığım sahte Emrin uygun olmayan, çocuksu ve neredeyse gemimizi eriteceğini mi biliyorsun?
Yeah, well, lucky for you, unless there's a warrant involved, I don't give a shit about you,
Evet, şansına işe bir Emir karıştı Warrant ile ilgisi olmadıkça, umurumda değilsin.
- What's the warrant?
- Emir ne?
- No warrant, but a long time coming.
- Emir yok, ama olacağı belli.
You took a Level Five Warrant.
Seviye 5 Emri aldın.
Take no bribes, take no sides, warrant is all, ring any bells?
Rüşvet almaz, taraf tutmaz. - Her şey emirledir anladın mı?
When she took her first kill Warrant, I knew she was ready to return to our work.
İlk öldürme emrini aldığı zaman işimize dönmek için hazır olduğunu biliyordum.
If you're worried about protecting your source, Mr. Goetz, I would worry more about a national-security warrant from... don't threaten me, Agent Rollins.
Eğer kaynağınızı korumak için endişeleniyorsanız, Bay Goetz milli güvenlik yetkilisi için daha fazla endişelenirdim.
It's a good thing because that screaming is your only justification for entering the home of my client without a warrant, isn't that right?
Bu iyi bir şey çünkü arama emriniz olmadan müvekkilimin evine girmenizin tek gerekçesi bu, değil mi?
You, your FBI buddy, and your niece swooped down on Dr. Strauss'home without a warrant, and then he disappeared, rendition style for weeks without any opportunity to talk to a lawyer or to have the evidence against him questioned.
Siz, FBI'dan arkadaşınız ve yeğeniniz, arama emri olmadan Dr. Strauss'un evine girdiniz ve sonra o ortadan kayboldu avukatıyla konuşma fırsatı ya da ona karşı sorgulanan bir kanıt olmadığı halde haftalarca gözaltı şeklinde yaşadı.
Let's get a search warrant for a government...
Hükümetten arama izni almalıyız...
Then we're asking for a warrant for the Masonic Temple's security footage which you will be on.
Sonra Mason Tapınağı'ndaki güvenlik kaydı için arama emri isteyeceğiz sizin içinde olduğunuz kayıt için.
Judge Dale denied our warrant.
- Hakim Dale arama izni vermedi.
Ray Donovan, we have a warrant to search the premises!
Ray Donovan arama iznimiz var!