Wastin Çeviri Türkçe
104 parallel translation
You're wastin'my time.
Zamanımı boşa harcıyorsun.
You're wastin'time!
Vakit harcıyorsun!
But what are you wastin'our time for?
Peki bizim zamanımızı ne için harcıyorsun?
So why don't we stop wastin'our time here?
O zaman neden zamanımızı harcamayı kesmiyoruz?
You're wastin'your time.
Zamanını harcıyorsun.
- I'd like to stop wastin'time.
- Ben artık zaman harcamayı kesmek istiyorum.
- You're wastin'the taxpayers'money.
- Ödenen vergileri çar cur ediyorsun.
If you ask me, we're just wastin'our time.
Bana sorarsan zamanımızı harcıyoruz.
# Some people say I'm wastin'time #
# Bazıları zaman öldürüyorsun der #
# People say I'm wastin'time, yeah #
# Bazıları zaman öldürüyorsun der #
You're wastin'your time preaching'.
Vaazla zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
No. I think you're wastin'my time.
Hayır, benimkini boşa harcıyorsun.
Stop wastin'my time.
Zamanımı harcamayın.
Stop wastin'my time
Zamanımı harcamayı kes.
Says you're wastin'your time
# Zamanını boşa harcadığını söylüyor #
They're wastin'the show.
Boşa kürek çekiyorlar.
I'm not wastin'it on these shitheads.
Bizi istiyorlar aptal.
And I'll tell you upfront, to your face, You're wastin'your time here.
Ve sana en başından söylüyorum ki, vaktini boşuna harcıyorsun.
But I'm telling you something. If you're foolin'with me, if you're wastin'my time, if anythin', I'm gonna fuck you up.
Ama şunu bilesin ki, eğer benimle dalga geçiyorsan zamanımı boşa harcatırsan, işte o zaman canına okurum.
[Jack] ELLIE, TIME'S A-WASTIN'!
Ellie, vakit kaybediyoruz!
If you're trying to be charming', don't be wastin'it on me.
Çekici olmaya çalışıyorsan, benimle vakit harcama.
Day's a-wastin'.
Günü boşa harcamayalım.
What're you wastin'a beer on him for?
- Birayı neden ona harcıyorsun?
I didn't pay for Anna Mae to come all the way up here... from Nutbush, Tennessee, to be wastin'time with a bunch of musicians.
Anna Mae'yi, Tennessee'den buraya, bir takım müzisyenle zaman harcasın diye getirmedim.
Time's a'wastin'.
Süren doluyor.
I'm wastin'away.
Şuna bak, boşluğu öğütüyorum.
Just be wastin ´ time
"Sadece zaman kaybet"
No. You're not gonna answer, you're wastin'my time.
- Vaktimi boşa harcıyorsun.
- Well, you're wastin'time.
- Vakit öldürüyorsun.
C'mon, Rock, time's a-wastin'!
Haydi, Rock, zaman geçiyor!
Well, you're wastin'your time?
Pekala, vaktini boşa harcıyorsun.
Better not be wastin'my time.
İçeri gelin. Zamanımı boşa harcamayın sakın.
We shouldn't be wastin'this stuff. We oughta be out kickin'some Goa'uld butt!
Goa'uld'ların kıçlarına bir tekme atma şansımızı kaçırmamamız gerekir.
- You're wastin'our time.
- Vaktimizi boşa harcıyorsun.
Wastin'my goddamn money.
Paramı ziyan ediyorsunuz be.
Time's a-wastin'.
Zaman boşa geçiyor.
Probably just wastin'my time.
Muhtemelen sadece zamanımı harcayacağım.
You're wastin'your time!
Vaktinizi boşa harcıyorsunuz!
Well, let's get the hell outta here and stop wastin'our time.
Hadi buradan gidelim de vakit kaybetmeyelim.
But I should've known I was wastin'my time.
Fakat tek bildiğim vaktimi boşa harcadım.
Time's a wastin if you're not tastin'
# Bak tadına, boşa geçmesin zaman
Time's a-wastin'!
Zaman kaybediyoruz!
Time's a-wastin', boy.
Zaman geçiyor, evlat.
She don't even take the money out the drawer, she take it out her pocket. " Wastin'my time.
Hemen birçok kişinin aklına 60'lardaki otobüs arkası olayları, yemek büfelerinden kovulma vakaları gibi şeyler geliyor.
"Time's a-Wastin'." Let's do that one.
"Zaman Boşa Gidiyor."
- Uh, let's do "Time's a-Wastin'."
- Dediğimi söyleyelim.
- Time's a-wastin' - Time's a-wastin'
Zaman boşa gidiyor...
You lazy and you wastin'your life.
Tembelsin ve hayatını harcıyorsun.
You're wastin'your money.
- Paranı boşa harcıyorsun!
Stop wastin'your fire!
Boşuna ateş etmeyin!
If you're lookin'for the humans, you're wastin'your time.
Eğer insanlara bakıyorsanız, zamanınızı boşa harcıyorsunuz. Onlar gitti.