We'll be good Çeviri Türkçe
460 parallel translation
Well, we have to go there and see? but I'll be a good match for a husband.
Kararı sen vereceksin ama benden iyi koca olur.
You see, we'll meet new friends and... see a lot of new faces and the change of climate will be good for us in a good many ways.
Görürsün, yeni dostlarla tanışacağız ve... bir kaç yeni sima tanıyacağız. Ve havamızın değişmesinde, bir hayli yöntemin olması bizim için iyi olacaktır.
We'll have a good night's sleep, go down in the morning, tell them about the shipwreck, and nobody will be any the wiser.
İyi bir uyku uyur, sabah aşağı inip, onlara gemi enkazı.. .. hakkında bilgi veririz ; ve kimse durumun farkında bile olmayacak.
We'll just be good friends.
Arkadaş kalmaya devam edeceğiz.
And as probably you'll eat too much to be any good next day... we'll make that a holiday, too.
Muhtemelen o kadar çok yiyeceksiniz ki ertesi günü de tatil ilan edeceğiz.
I kept thinking about you all the time - about how good it'll be when everything's over and we can go back home.
Hepsinin bitip de evimize gittiğimiz zaman ne kadar iyi olacağını düşündüm.
I'm going with you for five days, and good company I'll be... but at sunset on May 14, when my time is up... wherever we are, I'm going to knock you two apes'heads together.
Sizinle beş günlüğüne geliyorum ve sorun çıkarmayacağım. Ama Mayısın 14'ünde, gün batımında sürem dolunca... nerede olursak olalım, siz iki hergelenin kafalarını tokuşturacağım.
Get good wages out there and put it all together, and we'll be all right. Good wages?
İyi maaş alıp, biriktirirsek kendimizi kurtarırız.
We'll be good, won't we?
Uslu duracağız, değil mi?
I'm sorry I had to do that to you... but if you're a good sport, we'll shake and be friends.
Sana bunu yapmak zorunda kaldığım için üzgünüm. Bir centilmensen el sıkışır, arkadaş oluruz.
Look, now, why don't you be a good kid, and we'll take you in to a doctor?
- Seni doktora götürelim.
Then it'll be good we're here.
Öyleyse burada olmamız iyi olacak.
I don't think there'll be much traffic and we ought to make good time.
Fazla trafik olmayacaktır ve güzel vakit geçireceğiz.
We'll be good to you.
Biz de sana karşı iyi olacağız.
- By the time we get to Pearl you'll be as good as new.
- Pearl'e varana kadar hiçbir şeyiniz kalmaz.
We'll be just in time for a good hot dinner at the shelter.
Barınaktaki sıcak akşam yemeğine tam zamanında yetişeceğiz.
If that's the case, sir, we'll be good enough.
- Peki efendim, yeteri kadar iyi olacağız.
Then we'll both try. You try to be here at 4 : 00 and I'll try to be good.
Sen 4 : 00'te gelmeye gayret et..... ben de iyi olmaya.
Good. We'll never be stronger than we are right now.
Asla eskisinden güçlü olamayız.
I think we'll be able to give a very good account of ourselves.
Düşünüyorum da çok iyi bir durumda olacağız.
If you'd be good enough to make a statement to Sergeant Bacon we'll talk again later.
Memur Bacon ifadenizi alsın, gene görüşürüz.
You wanna put a few together and we'll be a good...
Ayarlamak istiyorsan sorun...
What good will it do us then? We'll be forty.
Kırk yaşına geldikten sonra ne işe yarar onlar?
We'll just be good friends.
İyi iki arkadaş oluruz.
That's good. We'll be well off with them two man killers out of here.
Bu iyi Böylece iki katilden kurtulmuş olacağız.
They'll catch us anyway, so we're going to be good little boys.
Bir şekilde yine yakalarlar bizi, biz de iyi çocuklar olmaya karar verdik.
It's a good thing that we'll be there tomorrow.
Yarın ulaşacak olmamız iyi bir şey.
Well, you may be sure we'll take good care of Mrs. Langdon.
O hâlde Bayan Langdon'a iyi bakacağımızdan emin olabilirsiniz.
Good afternoon, race fans... and welcome to Charlotte Motor Speedway... where we'll soon be underway with the Charlotte 100... first place paying $ 7,500.
İyi akşamlar yarış severler... Charlotte Yarış Pistine hoşgeldiniz... Charlotte 100 yarışı birazdan başlayacak... birincilik ödülü 7500 dolar.
Fräulein, would you be good enough to get some pencils and some notebooks... and we'll soon find out who's speaking the truth.
Hanımefendi, birkaç kalem ve defter getirebilir misiniz? Böylece, kimin doğru söylediğini hemen öğreniriz.
We'll have a good meal, we're gonna be in danger, get almost arrested, and spend all our money!
İyi bir yemek yeriz, riske gireriz, tutuklanmanın eşiğine geliriz. Ve bütün paranı harcarız.
We'll be good friends, okay? .
İyi arkadaş olacağız tamam mı?
- We need a good one, or there'll be trouble.
- İyi birini bulmazsak başımız derde girecek.
Don't you worry either because we'll be as good as gold.
O zaman sen de merak etme, Hepimiz uslu olacağız.
We'll be very good for one another.
İkimiz için de iyi olur.
At least we'll be able to get a good look at it.
En azından onu gözle görebileceğiz. Dutton'dan Stone'a.
We'll be good.
Merak etme, iyi olacağız.
We'll tell the judge how cooperative you've been, and, uh, that'll be good for three years.
Hakime yardım etmediğini söylersek üç yıl yersin.
I thought it might be a good idea for each one of us to get up... and tell everybody what we'll be doing next.
Bildiğiniz gibi, bir çanağa para atıyor ve bahis oynuyoruz. Ne kadar... çanakta ne kadar para toplanıyor?
I'll be the boss very soon, and I'll fire you we need good models, not whores...
Yakında patron olacağım, ve ilk iş seni kovacağım. İyi modeller lazım bize, fahişeler değil.
And if the eight of us can work together, we'll makes Ballard a General... and we'll be living high in good old Mexico, rich and free.
Sekiz bize birlikte çalışabilir eğer Ve yaparız Ballard Genel yapar... Ve zengin ve ücretsiz iyi eski Meksika, yüksek yaşam olacak.
- We'll see. Now you be a good girl and go to sleep.
Şimdi iyi bir kız ol ve uyu bakalım.
We'll be back. Until then, good night, and I wish you a safe journey home.
Tekrar görüşene kadar iyi geceler, sağ salim gidin.
It'll be hours before we drain off enough to do any good.
Boşaltım işleminin faydası olması için saatlerce sürmesi gerekir.
Hey, it'll be good if we go fishing.
Hey, bir şeyler yiyelim.
- We hope they'll be good for our country.
- Ne diyor bu Zühtü Hoca ya? - Vallahi hiçbir şey anlamadım.
And I hope we'll be together in the good times to share them with joy.
İyi günleri birlikte paylaşmayı diliyorum.
By tomorrow we'll be good friends.
Yarın çok sıkı dost olacağız.
Good, good. Listen. We'll be back to pick you folks up at 2 : 30, okay?
Dinleyin, sizi 2 : 30'da almaya geleceğiz.
If you're lying, or if you warn Prince... we'll be back and pull your drapes for good.
Yalan söylüyorsan, Prince'i uyarırsan geri dönüp derini yüzeriz. Anladın mı?
We give this stuff one more good bounce... and Murdock'll be telling his jokes to St. Peter.
Bu kasaları bir kez daha zıplatırsan Murdock şakalarını Aziz Peter'a yapacak.
we'll be back soon 49
we'll be right back 266
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll be together again 17
we'll be okay 108
we'll be together 58
we'll be waiting for you 19
we'll be there soon 56
we'll be there 212
we'll be right back 266
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll be together again 17
we'll be okay 108
we'll be together 58
we'll be waiting for you 19
we'll be there soon 56
we'll be there 212