We'll get it Çeviri Türkçe
3,548 parallel translation
We'll get it to Hodges.
Hodges'a verelim.
Let me get some water. We'll drink it, right?
Gidiyim su şey ediyim, içeriz di mi?
It may not get a lot of press that day, but we'll get bodies.
Basın yoğun olmayacaktır ancak insanlar olacak.
Sir, it seems if we raid the place we'll get money equal to state budget.
Efendim, baskın yaparsak devlet bütçesine eşit para buluruz.
- lf we hold Madhu keycard, we can get information of Bittu's ticket and how it'll hand reach him.
- Madhu'nun giriş kartını alırsak, Bittu'nun bileti hakkında bilgi bulabiliriz ve ona nasıl ulaşacağını.
I've got it all planned we'll just go back to the woods this weekend and get an even better picture!
Herşeyi planladım. - Bu haftasonu araziye tekrar gideceğiz... ve daha iyi bir fotoğraf yakalayacağız.
Well, we'll get you what we can, but it's not gonna be easy.
Elimizden geleni yaparız. Ama kolay olmayacak.
And we'll use the oil to bankroll gas hydrates, get it up and running, and get the Ewing name back on top, where it belongs.
Ve petrolü, gaz hidratlara para sağlaması ve onu işletmesi için kullanacağız ve Ewing adını tekrar yukarı taşıyacağız. Ait olduğu yere yani.
So if we find any proof of J.R.'S fraud or the Venezuelans'involvement in the del Sol sale on there, it'll void the deal and get you off the hook with those crooks for good.
Eğer J.R'ın sahtekârlığını ya da Del Sol satışında Venezuelalıların parmağının olduğunu kanıtlarsak anlaşma fesh olacak ve seni bu sahtekârların elinden temelli kurtaracak.
They say it will pass, but we'll only get $ 400 million instead of $ 900 million.
Geçeceğini söylüyorlar ama 900 milyon dolar yerine sadece 400 milyon dolar alacakmışız.
Look, we'll talk about it when I get home, okay?
Bak, bunu eve geldiğimde konuşalım, olur mu?
We need to come up with a plan that'll get us hard evidence to prove it to her.
Philip'in aslında onun peşinde olduğunu kanıtlayacak güçlü kanıtlar bulmak için plan yapmamız lazım.
Let's think about it We'll get money from them.
İşte bunu düşünelim. Onlardan para alalım.
- We'll get to it.
- Bunu hallederiz. - Bir dakikada.
We'll get a bottle of your most expensive vodka for the table... and then all of the stuff that comes with it.
Masaya en pahalı votkanızı istiyoruz ve votkayla gelen diğer aperatifleri.
We'll get it all.
Hepsini dinleyeceğiz.
- We'll get it, I promise.
- Bulacağız, söz veriyorum.
We'll report it, get lawyers.
Polise bildirip avukat tutacağız.
You think it could get us back to Storybrooke? First we have to see if it survived the curse, then we'll worry about making it work. I don't know.
Sence bizi Storybrooke'a geri götürür mü?
We'll have to get it back to the island.
Onu adaya geri götürmemiz lazım.
Not looking forward to ripping the Band-Aid off my scrotum, but... we'll cross that bridge when we get to it.
Benim torbalardan yara bandını çıkaramayacağım ama o işi yaptığımız zaman köprüyü geçeriz yani.
- We'll get through it.
Atlatacağız.
And it's all going to be over real soon, and we'll get back to the way we were.
Ve bunların hepsi çok kısa bir süre sonra gerçekten bitecek. Şimdi geldiğim yere dönmek zorundayım.
Your mind is not really on that gig, so we'll just get it together, and when they've got it together, we'll go there and do it.
Eğer aklımız konserde değilse işleri düzene sokarız, düzene girince de oraya gider işimizi yaparız.
And we'll hightail it into the forest, get away from that base.
Ve hemen ormana sıvışıp, o üsten uzaklaşırız.
Now, look, you'll not be alone for a minute if you don't want to be, but we have to get it seen to.
Bak şimdi, eğer istemezsen tek başına gitmezsin ama bunu göstermek zorundayız.
We'll get it tomorrow.
Yarın alırız.
Get on your knees and we'll pray it all away.
Dizlerinin üstüne çök ve dilediğin kadar dua et.
We'll get to it.
Uğraşıyoruz.
And I don't think I'll ever get her back if we cut off that leg, so I'm going to save it.
Bacağını kesersek onu geri kazanabileceğimi sanmıyorum. O yüzden bacağını kurtaracağım.
We'll take the info your guys gave us on Rhodes linking him to past crime scenes. Maybe we can get a warrant out of it.
Bu arada adamlarınızın Rhodes hakkında bulduklarına bakalım, onunla ve eski suç mahalleri ile bağlantı kurarsak evini arama izni çıkartabiliriz.
If this killer's driving it, we'll get him. Well, I understand that, there are aspects of this ca...
- Aracı katil kullanıyorsa onu bulacağız.
Whatever happens, we'll get through it.
Ne olursa olsun bunu aşacağız.
If we're going to find a diversion to get into the station, we'll find it here.
Tren istasyonuna gitmek için dikkat dağıtacak bir şey bulacaksak burada bulacağız.
We'll get a hit off his location before he picks up, make it look like his cutout pocket-dialed him.
Telefonu açmadan önce yerini tespit ederiz. Aracısı onu yanlışlıkla aramış gibi gösteririz.
We just have to get him better, and then we'll figure it out.
Onu iyileştirelim yeter gerisini sonra hallederiz.
Then we'll get to do it all over again.
Sonra tüm bunları tekrar yaşayacağız.
Just get back here as soon as you can, and we'll... we'll figure it out.
Mümkün olduğunca çabuk gel, ve... birlikte halledeceğiz.
Just kiss each other real quick, you know, and then you'll probably hate it, and we can get to this proposal,'cause I got some ideas.
Sadece hızlı bir şekilde birbirinizi öpün, bilirsin, ve muhtemelen nefret edeceksin, ve sonra teklif hakkında konuşabiliriz, çünkü bazı fikirlerim var.
Yeah, why don't we all take a fiver, and then we'll get back into it.
Neden beş dakika ara verip, sonra devam etmiyoruz?
We'll get it back, Will.
- Geri alacağız, Will.
Why don't you find it and we'll get right out of your hair.
Neden siz onu bulmuyorsunuz ve biz de hemen yakanızdan düşmüyoruz.
Button it, sis, or we'll get caught.
Kes sesini kızım, yoksa yakalanacağız.
Well, I will go get rid of the Germans, and then you can teach me how to play horsey, and we'll figure it out.
Ben gidip Almanlardan kurtulayım. Daha sonra sen de bana nasıl atçılık oynanacağını öğretebilirsin. Ve böylece sorunu çözeriz.
We'll walk you in through the back, declare your innocence on the front steps. It'll be tough, but I can get you through this.
Sizi arkadan çıkaracağız ve sonra masumiyetinizi açıklayacağız.
It's a bit of a shock, a bit sudden, but I think we'll get used to it.
Biraz şok edici ve ani oldu ama sanırım alışacağız.
Soos, here... We'll get 500 pieces of candy and have fun doing it, too, Even if it takes all night!
Soos da burada... 500 parça şekeri toplayacağız ve bunu yaparken eğleneceğiz, bütün gece sürmesi gerekirse bile!
We'll keep going until we get it in writing.
Yazılı emre kadar her şey eskisi gibi olacak.
We'll work on it when I get back.
- Gelince bir şey bulmaya çalışırız.
We'll all get to be there to witness it.
Buna tanıklık etmek için hepimiz orada olacağız.
Not all of it, but we'll finish it when we get back.
Hepsi değil, fakat geri döndüğümüzde onu bitiririz.
we'll get it done 28
we'll get it back 20
we'll get through this together 19
we'll get through this 109
we'll get' em 26
we'll get there 126
we'll get you there 19
we'll get her back 25
we'll get through it 33
we'll get by 19
we'll get it back 20
we'll get through this together 19
we'll get through this 109
we'll get' em 26
we'll get there 126
we'll get you there 19
we'll get her back 25
we'll get through it 33
we'll get by 19