English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / We'll get you there

We'll get you there Çeviri Türkçe

529 parallel translation
I'll call you when we get there.
Vardığımızda seni ararım.
And then we'll find a way to keep you over there... until you get well.
İyileşene kadar seni orada barındırmanın bir yolunu buluruz.
You'll find out when we get there.
Oraya vardığımız zaman öğrenirsin.
We'll get you there in a jiffy.
Seni oraya bir çırpıda götürürüz.
Hollis, I'll bet you a K ration dinner we get there first.
Hollis, bir yemeğine iddiasına varım ki oraya ilk biz varacağız.
We'll get you there.
Seni oraya götüreceğiz.
We'll take it nice and easy. Get up there, you!
Sakince yol alacağız.
We'll get out there, you qualify, you play and you win. No.
Sahaya çıkarsın, sınavı geçersin, oynayıp kazanırsın.
If the plane isn't still there, we'll have time to get back to you.
Uçak orada değilse bize yanına dönebilmek için zaman tanımalısın.
We get to Las Palmas, if that ship captain ain't there, you'll really see a fuss.
Las Palmas'a vardığımızda sizin kaptan orada değilse işte o zaman sizinle gerçekten ilgileneceğim.
But if we're going to get you to Metaluna alive, there's a little procedure you'll have to go through.
Ama sizi Metaluna'ya sağ salim götürmek istiyorsak,... size uygulamamız gereken ufak bir prosedür var.
You'll see when we get there.
Gittiğimizde görürsün.
You'll find out when we get there.
Oraya gittiğimizde anlarsın.
We'll get you there as fast as we can.
Seni çarçabuk götürmeye çalışacağız.
Fritz, listen, do you think when we get to New Guinea, if we ever do, there'll be any girls our age?
Fritz, dinle, Yeni Gine'ye gideceğimiz zaman ne düşünüyordun... başarabilseydik... yaşıtımız kız olup olmayacağını düşünmedin mi?
Then we'll find you a nice woman, you'll get married start a family, that's all, what else is there?
Sonra sana güzel bir kadın buluruz, evlenirsin bir aile kurarsın, bu kadar işte, daha ne olsun?
You'll get there as quickly as we do.
Biz varana kadar sen de gelirsin.
We'll get there before you do.
Sizden önce alacağız.
We'll get you there.
Sizi oraya ulaştıracağız.
When we get there, I'll tell you.
Sonrası oraya varınca.
You'll pay me your share at the fort when we get there in a week.
Ban borcunu bir hafta sonra kaleye vardığımızda ödeyeceksin.
- That's all we need. - I'll get you there.
Hallederim.
There'll be no evacuation, Jim. But perhaps we should go back and get you straightened out.
Boşaltma olmayacak, ama belki dönüp senin durumunu düzeltebiliriz.
- We'll get you there.
- Seni yetiştireceğiz.
We'll get you there, buddy. - We'll get you there. - Keep your eye on the road.
Bay Howard Brubaker, lütfen 8 numaralı kapıya gelin.
WE'LL GET IT DOWN THERE TODAY. YOU'LL GET IT BACK IN TEN WEEKS.
Bunu bugün götürürüz 10 hafta içinde elinize geçer.
After we get to know you better, you won't even have to ask, it'll be there.
Sizi daha iyi tanıdıktan sonra, istemenize bile gerek kalmayacak, daima masanızda olacak.
Don't worry, Mr Ketcham, we'll get you outta there.
Merak etmeyin Bay Ketcham, sizi çıkartacağız.
THE SUN WAS NOT UP YET We'll get to the city together, and take the train from there. You'd better wait, will you?
GÜNEŞ DAHA DOĞMADAN
The day you go get the money, we'll be there.
Parayı sakladığın yerden çıkardığında, orada olacağız.
You get jeep, we be there in one hour. We be back by dinnertime. Soon-Lee, we go to Chorwon, we'll have Chinese food for dinner.
Umarım yarın sabah gözünü açtığında yanında biri olur ve ona artık bacak arasında hiç bir şeyin kalmadığını söyler.
There's nothing here I'm gonna miss... except you. Yeah, well, we'll get to see each other. How?
Burada bir gün daha kalıp Kongre Üyesinin oğlunu kontrol edeceğiz ve... biraz golf oynayacağız.
Now you go up there, and you get your friends and the rifles... and you come back down here and we'll do business.
Şimdi oraya gidip arkadaşlarınla tüfekleri alıp buraya döneceksin. Sonra iş yapacağız.
Don`t worry, we`ll get you out of there.
Üzülmeyin, sizi oradan çıkaracağız.
When you get there, you'll need some money. We passed the hat.
Oraya ulaştığınızda, paraya ihtiyacınız olacak.
Stay right there, we'll come get you!
Orada bekle, seni getireceğiz.
We'll appeal to the state, you'll get relief there.
Temyize başvuracağız ve orada serbest kalacaksın.
Not yet, Miss Rispoli, but when we get there, I'll let you know.
Henüz değil. Orada olduğumuzda söylerim.
- I'll tell you when we get there.
- Varınca söylerim.
Because it ain't gonna be too exciting, now, but we'll get you there on time.
Çünkü bu şimdilik çok eğlenceli olmayacak, ama sizi oraya zamanında ulaştıracağız.
If you're on the coast, we'll get together there.
Belki de siz sonra Pierre'in oraya gelirsiniz.
Once we're there, I'll give you the keys to the car and you can go get your girl.
Oraya vardığımızda arabamın anahtarlarını sana vereceğim. Sen de gidip sevgilini alırsın. Tamam mı?
I'll buy you a mink raincoat if we get there.
Geri döndüğümüzde, sana vizon bir yağmurluk alacağım.
- You'll get one when we get there.
- Oraya gittik mi içersin.
If you get tired of talking here, Mr Elving Patrick there will hand you a subpoena and we'll go talk in front of the grand jury.
Konuşmaktan yorulursanız, Bay Elving Patrick... size bir mahkeme celbi verecek. Siz de bu işi jüri karşısında konuşacaksınız.
- I'll tell you when we get there.
- Oraya ulaştığımızda sana söylerim.
We'll have to run for the mines, Toby, can you get us there?
Toby, bizi oraya götürebilir misin?
Oh, we'll get you there, Jenko.
Seni oraya çıkaracağız Jenko.
If there is anything left after we repair the Golden Pagoda... and pay back all the people you've been stealing from around here... then we'll get it back to you.
Golden Pagoda'yı onardıktan ve etrafta parasını çaldığınız insanlara ödeme yaptıktan sonra artan olursa geri getiririz.
Nick, what I'm trying to say is, do you think there's ever a chance that we'll get back together again?
Nick, şunu demek istiyorum... Tekrar bir araya gelme şansımız var mı sence?
All you have to do is walk back in there with me, and we'll get you out of here.
Yapman gereken tek şey benimle oraya geri girmek, ve biz seni buradan çıkarırız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]