We're going back Çeviri Türkçe
1,916 parallel translation
We're going out the back door.
Arka kapıya gidiyoruz. Neden?
Give me the gun, we're going to get back in the car, we'll drive downstairs, we'll talk to my boss.
Bana silahı ver, arabaya binelim. Aşağıya gidelim, sonra patronumla konuşuruz.
We're going to bring those back to town with us, see if they yield some DNA that might already be in the system.
Onları merkeze götürüp.. .. sistemde kayıtlı DNA örnekleriyle karşılaştıracağım.
And I'm fairly certain that when we test them, they're going to come back a perfect match for Harmony Fletcher.
Eminim ki bunları kontrol ettirdikten sonra.. .. Harmony Fletcher ile tam bir uyum çıkacaktır değil mi?
You know, maybe we're just going to hang back here for a few moments and stay out of your way.
Pekala. Belki biz birkaç dakika şurada durup ayak altından çekilsek iyi olacak.
We're not going back, are we
Geri dönmüyoruz, değil mi?
- We're never going back!
- Geri dönmüyoruz!
Okay, since we're both going the same way, would you mind dropping back a few steps so we don't have to walk together?
Aynı yöne gittiğimize göre birkaç adım geriden gelir misin? Beraber yürüyormuşuz gibi oluyor.
We're leaving the group and going back to Belgrade.
Gruptan ayrılıp Belgrat'a dönüyoruz.
- We're going back.
- Geri dönüyoruz.
If we get out of here, we're going to have To throw everybody and everything we have at Sylar, Trying to get a spike into the back of his head.
Eğer buradan kurtulabilirsek, kafasının arkasına bıçağı saplamak için elimizdeki herkesi, her şeyi kullanmamız gerekli.
You send him back to the gate. If we're going to make it, And I'm not just talking the next few hours,
Eğer kurtulacaksak, ki sadece önümüzdeki birkaç saatten bahsetmiyorum gemideki herkesin bir şeyler yapmasına ihtiyacımız olacak.
I'm not here to snap you back or piss you off, but if we're going to be on this ship for any length of time, we need to be on the same page.
Amacım seni geri plana atmak veya kızdırmak değil, ama bu gemide, ne kadar sürerse sürsün, beraber olacaksak, aynı dilden konuşmalıyız.
We can't get a straight answer from anybody about whether or not we're going to make it back to Earth.
Dünya'ya geri dönüp dönemeyeceğimiz konusunda kimseden düzgün bir cevap alamıyoruz.
We're going to have to use the spacesuits we found, but if that brings back a half a ton of ice,
Bulduğumuz uzay giysilerini kullanmamız gerekecek. Yarım ton buz bile getirebileceksek ben varım.
If we don't make it back... You're going to do fine.
Eğer başaramazsak gayet iyi olacaksın.
We're going to make it back in time with your damn ice, which is all you really care about.
Zamanında orada olacağız lanet buzunla birlikte ki tek önemsediğin de o.
- We're going back to Central.
- Merkeze geri dönüyoruz. - Evet.
And now we're going back.
Şimdi de geri dönüyoruz.
- We're not going back in time.
Zamanda geri gitmeyeceğiz.
'I'm back and we're going out on the town tonight.'
Döndüm ve felekten bir gece çalacağız.
This area's unsafe, we're going back.
Tarak, bu alan güvenli değil. Geri dönüyoruz.
And then we're going to go back to our nice little hotel room and pass out.
Sonra otel odamıza dönüp, sızıcaz
We're going back to Sacramento.
Sacramento'ya geri dönüyoruz.
We're going to bring Raditz back to life, right?
Raditz'i diriltmek için mi?
No, we're going back to the office.
Hayır, şimdi ofise gidiyoruz.
We need that if you're going to bring Joshua back.
Eğer Joshua'yı geri getireceksek ona ihtiyacımız var.
- We're not going back, are we?
Geri dönmeyeceğiz, değil mi? Hayır.
- We're going back to the office?
Ofise mi döneceğiz?
Well, we're going back to New York tonight.
Bu akşam New York'a dönüyoruz.
Listen, If you could just call a taxi service, we're just going to go back to the hotel.
Bak, eğer bi taksi çağırabilirsen, Otele geri döneceğiz.
We're not going to take it back!
Geri almak için oraya gidemeyiz!
We're going to leave a planet that is so desperately beaten up that it will probably take hundreds of thousands of years to get it back, to restore it.
Geriye mahvolmuş bir dünya bırakacağız ve büyük ihtimalle, onu geriye getirmek yüzlerce yılımızı alacak.
We're going to do this, then you'll go back to being my best friend.
Bunu yapacağız, ve arkasından benim en iyi arkadaşım olmaya devam edeceksin.
We're going back to the royal palace.
Saraya geri dönüyoruz!
You and me - - we're going in through the back.
Sen ve ben arkadan dolaşacağız.
You know you're going to owe me when we get back home, right?
Biliyorsun eve döndüğümüz zaman bana borçlanacaksın değil mi?
We're going back, Ted. We're going back to the old place of Mars.
bu iki görevin birbiriyle alakası olmadığını anlattık durduk.
We're going to hack into the system... and get it back.
Sisteme gireceğiz ve UAV'yi geri alacağız.
"So we're going back to the bar for a drink, and all you doomsday sayers can actually just take a hike."
"O zaman biz gidip birşeyler içeceğiz ve kıyamet günü habercileri siz de ne haliniz varsa görün"
Everybody else, we're going back to that school.
Kalanlarla da okula gidiyoruz.
You want to tell me why you're here? We keep files from way back. So I've been going through some of Luke's old tubs, trying to learn from him, and...
Bir şeyler öğrenmek için Luke'un eski kutularına bakıyordum.
All right, we're going right back to where we left off.
Pekala, kaldığımız yerden devam ediyoruz.
We're going back to d.C., So you can forget any of this ever happened.
Olanları unutman için başkente döneceğiz.
In the meantime, you're going back into holding until we can process you for assault.
Bu arada siz de saldırı olayınız incelenirken nezarette bekleyin.
I know we're going back inside, we got a few things to talk about.
Biliyorum ki sen ve ben içeri gireceğiz çünkü konuşacaklarımız var.
We're going to light it back there.
Arkada yakacağız.
We're going to hang here, kick back, maybe have a party.
Hayır. Dokunamadığımız bir düşmanla nasıl dövüşebiliriz?
We're going to take your village back from Caldor.
Gidip, köyünüzü Caldor'dan geri alacağız.
To get out of the house, you have to have a midget jump on your back going, we're going outside right now.
evden dışarı çıkacağınız zaman, bir cüce'ye ihtiyacınız olucak sırtınıza atlayacak ve, " şimdi dışarı çıkıyoruz.
Since we're going back Seoul, just take this as an excursion.
Seul'e geri döndükten sonra, küçük bir gezinti yapabiliriz.
we're going shopping 19
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going 715
we're going to paris 19
we're going home now 17
we're going to dinner 19
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going 715
we're going to paris 19
we're going home now 17
we're going to dinner 19
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17