We're going to help you Çeviri Türkçe
171 parallel translation
What are we... lf you're going to help a man, you want to know something about him, don't you?
Ne? ... Birine yardım edeceksen onu tanıman gerekiyor.
We're going to do everything we can to help you, but you've got to help, too.
Sana yardım etmek için elimizden geleni yapacağız ama sen de bize yardım etmelisin.
And we're going to help you in every way that we can.
Biz de elimizden gelen her şekilde sana yardım edeceğiz.
We're going to help you.
Sana yardım edeceğiz.
If we're unable to recall them I'd say we're going to have to help you destroy them.
Eğer onları geri çağıramıyor olmasaydım o zaman size onları imha etmenizde yardımcı olacağız.
We'll forget about the stuff... if you're reasonable and going to help us.
Bazı şeyleri unutabiliriz. Eğer bize yardım edeceksin...
I respect you Mr. Neal, believe me. I don't want to make your stay in Rome a nightmare, but we're going to need your help.
Size saygım sonsuz Bay Neal, Roma'daki tatilinizi zehir etmek istemeyiz ama yardımınıza ihtiyacımız var.
If you don't help us we're all going to die.
Bize yardım etmezsen... hepimiz öleceğiz.
You know what, we're going to need a lot more help.
Biliyor musun, daha fazla yardıma ihtiyacımız var.
I'll tell you this, though. There's so much rage going around we're lucky we have the movies to help us vent a little.
Ama ortalıkta öylesine büyük bir öfke var ki bunu hafifletmeye yarayacak filmler olduğu için çok şanslıyız.
And we're going to help you in every way we can, aren't we, honey?
Ve her şekilde sana yardım edeceğiz, değil mi, tatlım?
We're going to help you, Baron Daguerre.
Sana yardım edeceğiz, Baron Daguerre.
We're going to help you.
Sizlere yardım edeceğiz.
Well, we're not even sure that you're going to need his help, Mr. Lake.
Ona ihtiyacınız olacağına bile emin değiliz, Bay Lake.
If you don't help to keep things on the level, each leader is going blame the other, and soon we're all buying headstones.
Eğer bana bazı şeyleri seviyede tutmaya yardım etmezseniz, herbir lider diğerini suçlayacak... - ve yakında, hepimiz mezar taşı alıyor olacağız.
We're going to have peace in this land, and the two of you are going to help bring it about.
Bu ülkede barışı sağlayacağız... ve siz ikiniz onu meydana getirmeye yardım edeceksiniz.
Grace. Now we're going to show Pilgrim here how to help you get on him.
Grace, şimdi Pilgrim'e burada ona yardım etmek istediğimizi göstereceğiz.
- Uh, mind your... mother, smart-ass. If we don't find him, so help me, you're going to be grounded for a month.
Onu bulamazsak bir ay boyunca dışarı çıkamayacaksın.
Yeh, and now we're going to make sure you get the help you need.
Evet, ve şimdi gereken yardımı alacağından emin olmalısın.
We're going to help you get back to your realm.
Evine dönmen için, sana yardım edeceğiz.
Look, Crais, we're all going to die if you don't help us.
Volmae emretmeden olmaz.
WELL, AREN'T YOU AT LEAST GOING TO HELP US SELL REFRESHMENTS AT THE HOMECOMING DANCE? WE'RE TRYING TO RAISE MONEY
En azından Açılış Balosu'nda yeni öğrencilere içecek satmak yardım eder misin?
And we're not gonna be able to help you unless you can tell us what's going on.
Neler olduğunu anlatmazsan sana yardım edemeyiz.
We can both help each other, but you're going to have to be willing to listen to me.
Birbirimize yardım edebiliriz ama önce beni dinlemen gerekiyor.
It's what we're going to do, and you're going to help us.
Bunu yapacağız ve sizde bize yardım edeceksiniz.
Look, Crais, we're all going to die if you don't help us.
Bak, Crais, bize yardım etmezsen hepimiz öleceğiz.
We're not going to help you.
Sana yardım etmeyeceğiz.
Tuvok, if we're going to help you, we need to find out.
Tuvok, eğer yardım etmemizi istiyorsan, ne olduğunu öğrenmeliyiz.
And if you could help us to understand what you're going through, we could move forward.
Eğer neler yaşadığını anlamamızı sağlarsan yeni hayatımıza daha çabuk başlarız.
We're going to bring him down and you're going to help us.
Onu alt edeceğiz ve senin yardımına ihtiyacımız var
We're going to help you, John.
Sana yardım edeceğiz, John.
Dr. Nathan promised that she'd help us out, but she's gone, so as soon as she gets back, we're going to work on getting you out of here.
Dr. Nathan bize yardım edeceğine söz vermişti ama gitti, geri döner dönmez seni buradan çıkartmak için uğraşacağım.
We're going to go to Levi's house, you're gonna ask him for some help getting a job and then you're gonna go over at Lucy's place and ask her to marry ya.
Bilirsin, herkesten iyi bilirim. Sen eşcinsel değilsin. - Öyle mi?
We're going to take you to a place to help you remember.
Seni hatırlamana yardım edecek bir yere götüreceğiz.
If we're going to find the person who did this to you I need your help
Eğer sana bunu kimin yaptığını bulamak istiyorsak, yardımın gerekecek.
But if you want any more help from us, we're going to need some answers.
Ama bizden daha fazla yardım etmemizi istiyorsanız, bazı yanıtlara ihtiyacımız var.
Well, there's no likelihood we're going to help you.
Şey, böyle bir ihtimal yok sana yardım edeceğiz.
If the stone's as powerful as you say... We're going to need help.
Eğer taş dediğin kadar kudretliyse, yardıma ihtiyacımız olacak.
Stan, whatever's happened, we're going to help you.
Stan her ne olduysa sana yardım edeceğiz.
Once the buddy systems are in the water, we're going to have the guided divers and myself, Linda and Junior is going to help you guys get into water.
Dalgıçlarımız ve ben size yardım edeceğiz, sonra Linda ve Junior suya girmenize yardımcı olacaklar.
We're going to write you a prescription for Diflucan to help fight the infection.
Enfeksiyonla mücadele etmek için size Diflucan yazacağım.
We're going to help you out of there no matter what!
Sana yardıım edeceğim.
But I guess this time I'm just going to have to tell them that... once in a while, we could all use a little help, and... they're just going to have to swallow their fucking pride and... say... thank you.
Ama sanırım bu kez onlara, bir defalık da olsa, ufak bir yardımı kabul edebileceğimizi ve o lanet gururlarını bastırıp teşekkür ederim demeleri gerektiğini söyleyeceğim.
And you said it... "Trauma causes pain," and you were right. We're going to get you some help, okay?
Hani demiştin ya "Travma acıya neden olur" diye ;
We're going to get you help, Maria, OK?
Biz sana yardım getirmeye gidiyoruz, Tamam mı, Maria?
We're going to try and help you through this.
Sana buradan yardımcı olmaya çalışacağız.
And we're going to help you do that,
Ve bu yapmana yardımcı olacağız.
We're going to get you help.
Sana yardım edeceğiz.
If you truly desire a life beyond good and evil, Piper, we're going to need your help. Which means... you'll need to decide quickly.
Gerçekten iyi ve kötü, Piper ötesinde bir yaşam isterseniz Yardımınıza ihtiyacımız olacak Hangi anlamına gelir Hızlı bir şekilde karar vermeniz gerekir.
We're going to help you do what you do better.
İşinizi daha iyi yapmanıza yardım edeceğiz.
We're going to get you help. We'll get you help, okay?
Sana yardım edeceğiz, sana yardım edeceğiz, tamam mı?