We're going to win Çeviri Türkçe
178 parallel translation
We're going to win!
Kazanacağız!
We're going to win the Gold Cup at Longchamps.
Longchamps altın kupasını kazanacağız.
We're going to win, Max.
Kazanacağız, Max.
We're going to win.
- Kazanacağız.
If we do win, we're going to wreck this fucking establishment and this fucking game
Eğer kazanırsak bu boktan kurumu ve bu kedi fare oyununu yerle bir edeceğiz
We're going to win.
Kazanacağız.
We're not just going out there to win.
Salt maçı kazanmak değil amacımız.
We're going to the Super Bowl to win.
Super Bowl'a kazanmaya gideceğiz.
We're going to the Super Bowl to win. - Sure.
Super Bowl'a kazanmaya gideceğiz.
Come on... oh, we're going to win.
Hadi... kazanacağız.
We're going to win, you know.
Kazanmak için gidiyoruz biliyorsunuz.
We're not going to win the election by ourselves.
O seçimi tek başımıza kazanamayız.
No, I... I think that I can guarantee you that we're going to win.
Hayır, ben... Sanırım size kazanacağımızı garanti edebiilirim.
- You think we're going to win?
- Sence kazanacak mıyız?
Do you think we're going to win this by turning the other cheek?
Öbür yanağımızı çevirerek mi bunu kazanacağız sanıyorsun?
Now, um, until you win, we're going to be scarce on funds, so, we'd really appreciate it if you could move in with us to save us on food and housing expenses.
Şimdi, siz kazanana kadar, paramız yetmeyecek bu yüzden, bizimle taşınıp, yiyecek ve barınak giderlerini bize bağışlarsanız çok memnun oluruz.
Thats why we're going to win in Vietnam.
Onun için Vietnam'da kazanacağız.
Like he said, we're going to win that war.
Onun da dediği gibi, bu savaşı kazanacağız.
We're going to win that fight.
Bu maçı kazanacağız.
But if the driver doesn't trust you, we're never going to win a race.
Fakat sürücü sana güvenmezse asla yarış kazanamayız.
We're going to win if you do as he says.
Dediklerini yaparsak biz kazanacağız.
We're outgunned and undermanned, but we're going to win.
Silahımız az, yetersiziz, ama kazanacağız.
We're going to win now!
Şimdi oyunu alacağız!
We're going to win.
Kazanıyoruz!
One thing I know we're never going to win through the system.
Bildiğim tek bir şey var sistemi asla alt edemeyeceğiz.
We're going to win first prize this year.
Bu yıl birinciliği biz kazanacağız!
We're not going to win this battle with torpedoes.
Bu savaşı torpillerle kazanmayacağız.
Before we're done we're going to win lots of these things.
Yapma, biz bir ekibiz. Bak, pilimiz bitmeden önce bu ödüllerden bir sürü kazanmış olacağız.
But I do know we're not going to win this war with a bunch of amateurs.
Ama bildiğim, bir grup amatörle bu savaşı kazanamayacağımız.
But this one we're going to win.
Ama bu sefer kazanacağız.
We're going to win this one.
Kazanacağız.
We're not going to win without a flaming flugel, are we?
Ve bir "flugel" imiz olmadan kazanamayız, değil mi?
We're going to win?
Kazanacağız?
We're going to win, yes.
kazanacağız, evet.
We're going to win, actually, Robert. We're going to win.
kazanacağız, gercekten, Robert. kazanacağız
You know, I don't want to jump to any conclusions but I think we're definitely going to win!
İyice düşünmeden hemen bir sonuca varmak istemiyorum... ama bence kesinlikle kazanacağız!
If we're going to fight this battle, I intend to win it.
Eğer bir savaşa giriyosak bun kazanma niyetindeyim.
Even lunacy. We're going to win.
Her şeyin bir sebebi vardır, Georgia.
We're going to win.
Biz kazanacağız.
We're going to win Lilly.
Biz kazanacağız, Lilly.
We're going to win on Wednesday!
Çarşamba günü kazanacağız!
We always think we're going to win, right?
Kendinizi sonunda kazandıracağınıza inandırdınız.
We're going to win this ball game. "
Bu oyunu kazanacağız. "
We're going to win. Yeah.
Kazanacağız.
Do you know what we're going to do to you if you win?
Kazanırsan bizim sana ne yapacağımız hakkında senin bir fikrin var mı?
I think we're going to win.
Kazanacağımızı sanıyorum.
So maybe we're going to win. - We're gonna win.
- Böylece belki kazanabiliriz.
- It's not like we're going to win this.
Nasıl olsa kazanamayacağız. - Yanlış bir tavır bu.
Yeah, but we're going to win this time.
Evet ama bu kez kazanacağız.
It's gold. We're going to win.
Biz kazanacağız.
Hey, we're going to win this case.
Bu davayı kazanacağız.
we're going shopping 19
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going 715
we're going to paris 19
we're going home now 17
we're going to dinner 19
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going 715
we're going to paris 19
we're going home now 17
we're going to dinner 19
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17