English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / We're gonna go

We're gonna go Çeviri Türkçe

4,440 parallel translation
So, we're gonna look at houses, and there's gonna be that awkward conversation about how many bedrooms we need, awkward because this is kind of new and we haven't really talked about kids, and houses have bedrooms, and kids go in bedrooms.
Evlere bakıcaz ve sonra... sonra aramızda o garip sohbet olacak, mesela evimizde kaç yatak odası olmalı falan gibi. Garip çünkü bu yeni birşey ve... biz çocuk sahibi olmak gibi bir konuyu aslında daha önce hiç konuşmadık. ve bilirsin, evlerde yatak odaları olur ve çocuklar orada yatarlar falan.
Dr. Bailey, we're gonna go to Joe's.
Dr. Bailey, Joe'nın oraya gidiyoruz.
- Here we go. - We're gonna start things off with Carrie Cooke...
- Haberlere Carrie Cooke ile başlayacağız...
We're gonna go through your file and go over all the parts of your life that make you the most vulnerable to them - - financially, emotionally, sexually.
- Dosyanızın üstünden geçip hayatınız boyunca sizi onlara karşı zayıf kılan tüm yönlerine bakacağız. Mali olan, duygusal olan, cinsel olan tüm yönler. Hayır, olmaz.
But if we're really gonna do a double date, then we have to go over some ground rules about Emily.
Madem dörtlü bulusma yapiyoruz Emily konusunda bazi temel kurallarimiz olacak.
We're gonna go play mud football in the quad.
Avluda futbol oynayacağız.
Yeah, we're gonna win even if I have to go into the auditorium and personally jerk off every guy in the audience.
Evet. Salondaki seyircilerin hepsine bizzat otuzbir çekmek zorunda kalsam da kazanacağız.
If you ever say "se-end" again, We're not gonna be "fri-ends."
Şayet bir daha gö-önder dersen, aa-arkadaş olmayacağız. "
Take that food to go. We're gonna do this again.
Yemeği yanına al, tekrar deneyeceğiz.
We're gonna call the kid's parents, go over to their house, and we'll apologize.
Çocuğun ailesini arayacağız. Evlerine gider özür dileriz.
Okay, we're gonna work it out. I'm just gonna go and see my dad.
Gidip babamı göreceğim.
We're gonna go to the store.
- Ne?
Guess we're not gonna go play putt-putt tonight.
Sanırım bu akşam hoppidi-hoppidi oynamayacağız.
Hey, we're gonna go, champ.
Artık gitmemiz gerek şampiyon.
We're gonna go and get some reggae stuff for Gustaf's club.
- Gustav'ın kulübü için bir şeyler almaya.
Come on, we're gonna get off the beaten path and go see America.
Hadi, insanlar tarafından pek bilinmeyen yere gidip Amerika'yı görelim.
We're gonna go surf.
Sörf yapacağız.
Hey, we're gonna go out, okay?
Sıcak tutacak bir şeyler giyin, olur mu? Kötü çocukları göremiyorum artık ben vallahi. Hey, dışarı çıkıyoruz, tamam mı?
Yeah, no, no. We're gonna go skating.
Evet, olmaz, olmaz Kayacağız.
Yeah, Lanie, look, I don't know when we're gonna get back, so can you go to my place, pick up the dress, and take it up with you tonight?
Lanie ne zaman döneceğimi bilmiyorum, o yüzden bu akşam benim için evime gidip... -... gelinliğimi alır mısın?
We're gonna go grab some pizza to celebrate.
- Kutlama için pizza yemeye gidiyoruz.
Later on, dude, later on we're gonna [mockingly] Go out and get something to eat.
Sonrasında ise bir şeyler yemek için dışarı çıkacağız.
I'm gonna go see my son, and I'm gonna stop looking over my shoulder all the time, and I'm gonna tell Joey that- - that we can actually have a life now and maybe even someday enjoy it, and you're gonna do the same thing.
Ben oğlumu görmeye gideceğim ve artık, sürekli tetikte olmayı bırakacağım ve Joey'e, sonunda bir hayatımız olabileceğini ve bazı günlerden keyif bile alabileceğimizi söyleyeceğim ve sen de aynı şeyi yapacaksın.
Um, if you're calling to break up with me, just go ahead and say it a-and just get it over with, so we can figure out how we're gonna be friends.
Eğer benden ayrılmak için aradıysan devam et ve söyle. Sonra da nasıl arkadaş kalabileceğmizi düşünelim.
Yeah. I think we're gonna go with the prayer and candles, on balance.
Sanırım mum ışığında dua edeceğiz.
If we're gonna die, we should really go for it.
Eğer öleceksek, Sonuna kadar gitmeliyiz.
Once they go on tour with four-D, we're gonna have the money, and you're gonna be able to pay for your flooring.
Bir kere, Four-D ile tura çıkarlarsa paramız olacak ve sen de döşeme işini halledebileceksin.
I just came down here to let you know you can go ahead and do whatever you care to with Jonathan Sidwell, but if you use his algorithm, we're gonna sue you for every penny that comes from it.
Jonathan Sidwell ile istediğin gibi çalışabilirsin ama onun algoritmasını kullanırsan bununla kazandığın her bir kuruşu almak için sizi dava edeceğimizi haber vermek için geldim.
We're gonna go out of town for a couple days.
Birkaç günlüğüne şehir dışına çıkıyoruz.
Um... dad, I think we're gonna need some coffees to go.
Baba, birkaç kahve lâzım buraya.
Oh, we're gonna go together?
Birlikte mi gideceğiz?
Which is why we're gonna go into one of their offices.
İşte bu yüzden, onların ofislerinden birine gireceğiz.
If we're gonna do nautical puns, we shouldn't... We shouldn't go.
Eğer denizci kelime oyunu yapacaksak, biz şey... gitmemeliyiz.
But we're gonna have to go with what we end up with.
Ama bunu test etmeden gitmek zorundayız.
Are you on your way back? No, we're gonna spend the night here, go talk to polina's adoptive parents again first thing in the morning.
Hayır, geceyi burada geçireceğiz, sonra sabah ilk iş Polina'yı evlât edinen aileyle tekrar görüşmeye gideceğiz.
We're gonna go protect a kid and give his mom another chance.
Bir çocuğu koruyarak annesine bir şans tanıyacağız.
No, we're gonna go home and get some sleep.
- Eve gidip biraz uyuyacağız.
Well, If we're gonna hit to town, I'd better go change clothes.
Madem kasabaya gideceğiz, kıyafetlerimi değiştirsem iyi olur.
No, no, no, no, no. We're not gonna go public with any of this.
Hayır, bunları kamuya açıklamıyoruz.
So go ahead, you keep doing what you're doing, but the next conversation that we have is not gonna be so friendly.
Her ne yapıyorsan yapmaya devam et. Ama sonraki konuşmamız bu kadar dostça olmayacak.
We're gonna go down the main road.
Ana yol üzerinden gideceğiz.
We're gonna go on three, all right?
Üçte çıkarıyoruz, tamam mı?
We're gonna go old school.
Eski bir yöntem kullanacağız.
We're gonna go out to eat.
Bu çok kaba. Yemeğe çıkacağız.
We're gonna go to CSRU, see if they found anything at the scene.
Olay yerinden bir şey çıkmış diye bakacağız.
We're discharging Braden soon, but it does not look like the Morrises are gonna let this go.
Braden'i taburcu edeceğiz ama ailesi bu işin peşini bırakmayacak gibi görünüyor.
So we're gonna put a wire on Randy, and when the buy is a go, we're gonna hop...
Randy'nin üzerine dinleme cihazı takıyoruz ve alış olduğunda gidip...
We're with him, so we're just gonna... Come on. Through you go.
Onunlabirlikteyiz, yani öylece... hadi. geçiyoruz.
If we're gonna start at 212 degrees, we've got no place to go.
Doğrudan 100 dereceden başlarsak, konuşabileceğimiz bir şey kalmaz.
Yeah. * * * You and me are no friends to each other, and I'm not gonna miss you when you're gone, no matter how you go, but we've had enough trouble already this year.
- Biz arkadaş değiliz ve nasıl ölürsen öl seni özlemeyeceğim ama bu sene yeterince sorun yaşadık.
Because I know we're gonna go someplace really fancy And I'll bring you back a nice entree.
Sakın bir şey atıştırma çünkü çok kaliteli şeylerin olduğu bir yere gideceğiz ben de sana gelirken güzel yemekler getiririm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]