We're not done Çeviri Türkçe
823 parallel translation
Get back inside. We're not done.
Daha işimiz bitmedi.
We have children of our own, yet you've done the most for us, and you're not even a blood relative.
Kendi çocuklarımız olmasına rağmen bizim için en çok çabalayan sen oldun. Ve aramızda kan bağı bile yok.
We're not forgetting what you done when you was able, you old warhorse.
İstediğinde neler yapabildiğini biliyoruz, seni yaşlı asker.
We're not very sure how much damage the Daleks have done.
Daleklerin ne kadar hasar verdiğinden emin değiliz.
Quite on the contrary, everything's done to relieve suffering with... uh clothing collections... uh... medical aid and... uh... soup kitchens and in this very clinic, we're dependent on the goodwill, not only of the temporal government but even more on the goodness and understanding of the church and particularly of our friend, Monsieur Laday, eh?
Bilakis, acıyı dindirmek için her şey yapıldı, mesela... eee giysi yardımları... eee... tıbbi yardım ve... eee... aş evleri gibi Ve bu klinikteki bizler iyi niyete muhtacız, geçici hükümetten çok kilisenin fazilet ve anlayışına ihtiyacımız var özellikle de dostumuz Bay Laday'e, ha?
We're not done yet
Daha işimiz bitmedi!
Yes, we're not done here.
Evet, burada bitmedi.
We're here to discuss production... ... pay raises, re-hiring the men you laid off! You're not leaving here until that's done!
Üretimi konuşmak, maaşları ödemek, işten çıkardığınız adamları yeniden işe almak için buradayız.
Glorify, my daughter, glorify, if it weren't for the injustices that they've done... tomorrow will be the first birthday that we're not all together
Öyle kızım, cidden öyle. Evlatlarımın bana yaptıklarına rağmen... - ki beni zevkle öldürürler - hepimizin bir arada olmadığı... ilk doğum günüm olacak.
We're not done doing business.
İşimizi henüz bitirmedik.
We're not done with this place yet.
Daha burayla işimiz bitmedi.
Hey we're not done talking yet.
Hey henüz konu? mam? z bitmedi.
we're not done.
Dışarda milyonlarca kedi var!
Vincente. Yo, we're not done yet.
Anlamıyorsun.
It had a lot of pictures! We're all upset. Why not cooperate and get our jobs done?
Neden işbirliği yapıp, görevimizi bitirmiyoruz?
- No, we're not done but you are.
- Hayır, daha bitmedi ama senin işin bitti.
Let's go - - We're not done
Daha bitmedi.
Oh no, we're not done yet.
Hayır, daha bitirmedik.
We're not done with the Cardassians yet, not with the strategic importance of the wormhole.
Solucan deliğinin stratejik önemi göz önündeyken Kardasyalılarla işimiz bitmedi.
Right? Wade, we're not done yet.
Wade, daha bitmedi.
We're not done yet.
- Dur gitme!
We're not on friendly terms, but I have no reason to avoid him but one : he's done me great wrong.
Aramız iyi değildir. Ondan çekinmem için hiçbir sebep yok ancak bana büyük bir yanlış yaptı.
I want to remind the people outside that we haven't done anything wrong that we're not criminals and that we don't deserve to live like this.
Dışardaki insanlara yanlış bir şey yapmadığımızı, suçlu olmadığımızı ve böyle yaşamayı hakketmediğimizi hatırlatmak istiyorum.
We're not done talking.
Konuşmamız bitmedi.
- We're not done yet!
Henüz işimiz bitmedi.
- We're not done yet, Miss Laird.
Laird.
We're not done yet.
Henüz hazır değiliz.
- We're actually not done, Mr. Lang.
- Aslında işimiz bitmemişti Bay Lang.
- We're not done yet. Ooh!
Henüz bitmedi!
- We're not done!
- Bitmedi!
Mr. Wayland, we're not done yet.
Bay Wayland, henüz bitirmedik.
We're not done yet, crow.
Henüz bitirmedik, Crow.
We're not done with you, bastard!
Seninle işimizi daha bitirmedik, salak!
Not until we're sure the computer has done its job.
Bilgisayar işini bitirene kadar bekle.
We're not done.
İşimiz bitmedi.
- But we're not done yet.
- Ama daha bitirmedik ki.
We're not done, you and me. Not by a long shot.
Sen ve benim işimiz bitmedi... uzun bir atışa ne dersin?
We're not done yet.
İşimiz daha bitmedi.
We're not done yet!
Henüz işimiz bitmedi!
We're not done here. Get back here.
Burada işimiz bitmedi.Gel buraya.
Whether you get something on that guy or not we're done, right?
Adamla ilgili birşey buldun ya da bulamadın.
We're not done until we say it's done.
Biz bitti diyene kadar bitmedi.
Arguably, but we're not getting any work done.
Bu tartışılır, ama artık hiç çalışmıyor.
We do not determine when we're done.
Ne zaman biteceğini biz saptayamayız.
And we're not even done with the scaffolding.
Ve biz iskeleyi sağlamlaştıracak zaman bulamadık.
- We're done. - Not quite.
- Tam olarak değil.
If we're gonna talk about this now you have to promise you will not say one word until I'm done!
Eğer bunun hakkında şimdi konuşacaksak sözümü bitirene kadar tek kelime etmeyeceğine söz vermelisin.
- We're not done.
- Bitirmedik.
We're not done yet.
Henüz işimiz bitmedi.
We're not done yet.
- Hayır. Daha bitmedi.
We're not done yet.
Daha henüz bitmedi.
we're not done yet 77
we're not done here 61
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not lost 34
we're not ready 48
we're not sure 186
we're not going 77
we're not done here 61
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not lost 34
we're not ready 48
we're not sure 186
we're not going 77