We've been there Çeviri Türkçe
1,187 parallel translation
Kawalsky and I have been there before. We know the lay of the land.
Kawalsky ve ben daha önce oradaydık.
You know, I mean, we broke up a few times and there has been an occasional guy here or there, but...
Birkaç kez ayrılmış olabiliriz ve ara sıra olan birisi var, ama...
Well, there's that $ 200 we've been saving for the new air conditioner.
Klima için biriktirdiğimiz $ 200 var.
Look, we've already been out there tonight for a "sisterectomy"... a case of severe butt rot and a leprechaun bite.
Simpson mı? Bu gece oraya "kardeşektomi", şiddetli kıç çürümesi ve cin ısırması için geldik.
it's more than thirty Li away lf we ride fast, we could be there is two hours it's been so long since I've seen a movie!
15 km'den fazla mesafe var. Hızlı gidersek iki saatte orada oluruz. Uzun zamandır film izlemiyorum.
And I've been thinking about that time we drove up there.
Ve seninle oradaki günlerimizi düşünüyordum.
We were flying there, and I'd never been before... and Linda had, so you would think... that she would give me the window seat... but she didn't.
Ben daha önce hiç binmemiştim ve Linda binmişti, bu yüzden pencere yanındaki koltuğu bana verdiğini düşünebilirsin ama vermedi.
But there has been no confrontation as far as we know, and some hope has been generated by suggestions of negotiation. "
Fakat bildiğimiz kadarıyla karşılaşma olmadı ve müzakerelerde sunulan öneriler vesilesiyle biraz umut belirmiş durumda.
There is no question that if it hadn't been solved, and we had invaded Cuba, we would have been in a nuclear war and the number of people who would have been killed around the world in that nuclear war would have been absolutely disastrous.
Sorun çözülmeseydi ve Küba'yı işgal etseydik nükleer bir savaşın içinde olacağımız ve dünya çapında bu nükleer savaştan ölen insanların sayısının kesinlikle felaket seviyelerde olacağı su götürmez bir gerçektir.
Whereas before we went to prison they had not been nearly as scared and there were plenty of undercover arrangements that were made to write scripts under pseudonyms for a good deal less money than you were accustomed to being paid.
Oysa biz hapse girmeden önce bizim kadar korkmuyorlardı ve normalde kazandığımızın çok altında paralara takma adlarla senaryolar yazdırmak için bir sürü gizli tertip etrafta dolanmaktaydı.
We had hot been prepared to have such a high yield, so the fallout area was much larger, and unfortunately there was a Japanese fishing vessel,
Bu kadar yüksek bir tesire hazırlanmamıştık. Bu nedenle serpinti alanı çok daha genişti ve ne yazık ki orada sanırım adı Şanslı Ejder olan bir Japon balıkçı teknesi vardı.
" The idea was, since there had been no reaction in Washington, we had to make it clear to the President that there might be a breakdown in morale, a loss of trust.
" Burada amaç, Washington'dan herhangi bir reaksiyon olmaması nedeniyle Başkana burada morallerin bozulabileceği ve güven kaybı yaşanabileceği konusunu açıkça ifade etmekti.
17 years old. To think we've all been there...
17 yaşında Bizde böyle miydik?
We've been levitated before, and there's always a magnet or wires somewhere.
Daha önce havada asılı kalmıştık, ve her zaman bir yerlerde mıknatıs ya da tel vardı.
There hasn't been any one woman in the time we've been after him.
Biz onun peşindeyken yanında o kız yoktu.
- There's no profit in "might've been" so we learn from our mistakes.
- Keşkelerin bize faydası olmaz. Hatalarımızdan ders çıkarmalıyız.
- We've all been there.
- Hepimiz bunları yaşadık.
We've been all over this scow. There's no life raft, there's no nothing.
Her tarafa baktık, cankurtaran teknesi yok hiçbir şey yok.
We got a guy out there, he's been missing for a couple days now.
Dışarıda bir adam var ve bir kaç gündür kayıp.
- We've all been there.
- Bu tarz şeyleri hepimiz yaşadık.
We've all been there.
Hepimiz orada bulunduk.
We've been informed there's traffic ahead at the airport.
Bayanlar, baylar, bize havaalanın orada trafik olduğu bilgisi verildi.
The liar who's been bragging for months about how we're gonna meet this band on New Year's Eve in New York City, when there ain't no band.
Kaç aydır bu grup ile noelde ve New York da tanışacağız diye böbürlenen yalancıdan bahsediyorum, ve grup falan yok.
We've been living in an old house, holing up there at night.
Geceleri oraya girdik.
- We've been there, done that.
- Biz girdik, yaptık işi.
But if it's reality that I met you, and that we've been together there's nothing that would make me happier.
Ama bu gerçekse seninle karşılaştığım ve birlikteysek beni daha mutlu edebilecek bir şey olamaz.
We've been tracking stray readings for nearly eight months now, but there's still no sign of a vessel.
Sekiz aydır tarayıcıları izleyerek başıboş dolaşıyoruz, ama hala hiçbir gemiden sinyal yok.
We've never been there before.
"Oraya gitme. Oraya daha önce hiç gitmedik. Tehlikeli."
And we know she's been down there.
Ve onun orda olduğunu biliyoruz.
I mean, we've been pretty safe there so far.
Yani, orası da ne zamandır güvenli.
And that he's always been there for us and been a good provider. And that even though we squabble every now and then,
Ayrıca hep yanımızda olduğunu iyi bir aile babası olduğunu ve sık sık didişsek de...
We've all been there.
Hepimiz oradaydık.
Oh, there you are, we've been looking all over for you, Rygel.
Oh, işte buradasın, seni heryerde arıyorduk, Rygel.
No, Roz, Roz, listen, you know, we've all been there.
Roz, hepimiz öyle şeyler yaşadık. Yapma.
Well, you must've been there friday night, 'Cause saturday night we got booed off the stage.
Sen cuma gecesi gelmiş olmalısın çünkü cumartesi gecesi yuhlanmıştık.
We've all been there.
Hepimiz buradan geçtik.
We wanna make a protest with the inspector general. Look, there have been several investigations into the allegations made by the people at Weltech. And we have been repeatedly cleared of any wrongdoing.
Weltech'in iddiaları üzerine birkaç soruşturma yapıldı ve biz yine aklandık.
'Cause I've never been there, and maybe we'd have a hell ofa time... and you could- - you could tell me all about it over breakfast.
Çünkü oraya hiç gitmedim, ve belki harika zaman geçiririz... ve belki de sen bana kahvaltıdan sonra herşeyi anlatırsın.
I don't want to brag, but the word got out that there was a new act in town... and soon we were playing to the packed houses I always knew we'd been destined for.
Övünmek gibi olmasın ama, bu yaptığımız çok ilgi gördü ve var gücümüzle çalışmaya koyulduk. Böyle olacağını zaten umuyordum.
Yeah, we've been there from time to time.
Evet, arada bir oraya gittik.
I always felt I should be grateful that we'd been saved, and that these people had taken us in and that I should be happier there.
Hayatta kaldığımız ve bu insanlar bizi kabul ettiği için minnet duymam ve orada....... daha mutlu olmam gerektiğini hissediyordum.
We can't go right now. You're naive, think they'll listen when you're there? They've been putting bad ideas in their heads for a week :
İnsanlar başka yerde tutuklanırken,... sokaklarımız niye ayrıldı bilmiyorum.
As we know, there were the huge building works by Baron Haussmann. But especially the railroads. Today, all 5 railroad companies have been taxed excessively.
Bu masanın ötesinde ise sinekleri eksik olmayan lağım çukurunun bulunduğu iç avluyla,... devrim ve modern toplum konularını aktörlerle tartışmamızı filme çektiğimiz kafe bulunuyor.
And symbolically, we're happy things are said in there, where we've never been allowed to speak.
Çünkü oradaki insanlar bizi köle haline getirmekten büyük zevk aldılar.
And going to the toilet through a chair, well, we've all been there.
Ve tabi tuvaletini bir koltuğa yapmak da. Takıldığımız nokta o.
There is certainly one thing we must recognise about Saladin and that is that he was successful where many others of his faith and his part of the world had not been.
Selahaddin hakkında bir şeyi kesinlikle hatırlamalıyız O'nun inancında ve dünyasındaki birçok insan başarılı olamazken O bunu başarmıştı...
Look, we've been over this. There is no Intestate 60.
Bak bunu konuştuk, 60 numaralı otoban yok.
After we'd been to America, and we got off great there and the audience was hip enough there to get into us, we came back to London and we didn't have a manager and we got into Blackhill Management.
O gezilerden sonsuz bir ilhâm aldım. Amerika'ya gidip orada iyi iş becerdikten ve de seyirci bizi anlayacak kadar açık olduğundan sonra... Londra'ya geri döndük ve bir menajerimiz yoktu biz de Blackhill Ajans'a girdik.
I've been thinking about what you said- - that I can do anything I want when we get there.
Bana söylediğin şeyi düşündüm amacımıza ulaştığımızda istediğim herşeyi yapabilir.
We've been there.
Biz de oralardan geçtik.
- We should've been in there by now. - Shut up!
- Şimdiye kadar içeri girmiş olmalıydık.
we've been together 23
we've been compromised 17
we've been set up 18
we've been over this 197
we've been robbed 25
we've been waiting for you 81
we've been through this 160
we've been busy 20
we've been married for 28
we've been watching you 22
we've been compromised 17
we've been set up 18
we've been over this 197
we've been robbed 25
we've been waiting for you 81
we've been through this 160
we've been busy 20
we've been married for 28
we've been watching you 22