We've got to help him Çeviri Türkçe
37 parallel translation
Now we've got to help him!
Şimdi de yardım etmeliyiz!
- We've got to help him.
- Starbuck'a yardım etmeliyiz.
Look, we've got a friend in trouble, and we have to help him.
Bak, başı dertte olan bir arkadaşımız var, ve ona yardım etmek zorundayız.
We've got to help him.
Ona yardım etmeliyiz.
Gump, we've got to help him.
Gump, ona yardım etmeliyiz.
Maybe the Captain can help us. We've got to find him.
Belki de Kaptan yardım edebilir.
- We've got to help him.
- Ona yardım etmeliyiz.
♪ ♪ We've got to help him, Joe.
Ona yardım etmeliyiz, Joe.
If he's alive, we've got to help him.
Eğer yaşıyorsa, ona yardım etmeliyiz.
- We've got to get him help, fast.
- Ona yardım etmeliyiz, hemen.
We've got to help him, Imam.
Ona yardım etmeliyiz, İmam.
We've got to help him. Quick.
Ona yardım etmeliyiz.
We've just got to help him make the right one.
Sadece ona doğrusunu seçmesi için yardım edeceğiz.
We've got to help him out today, get him together.
Toparlansın. "The View" a katılacak.
What are we - Dean, we've got to help him.
Ne yapa- - Dean, ona yardım etmek zorundayız.
What? We've got to help him.
Ona yardım etmeliyiz.
Dad, we've got to help him!
Baba, ona yardım etmeliyiz!
We've got to help him!
Ona yardım etmemiz gerek!
We've got to help him.
- Ona yardım etmeliyiz.
He may be gone, but this might help us figure out who hired him. We've got to get back to Emily's dad. Want any help?
Kaçmış olabilir ama onu kimin kiraladığını bulabiliriz.
We've got to help him.
Ona yardım etmemiz lazım.
- OK, so, we've got Idaris paying the doctor to help him fake his condition.
- Tamam, Idaris'in... numara yapması için doktoruna para verdiğini bulduk.
We've got to get him some help.
Ona yardım etmemiz gerek.
We've got to help him!
Ona yardım etmemiz lazım.
Hey, about him, we've got nothing in our database, but I know a guy off campus who might be able to help.
Ona gelince, veri tabanımızda onunla ilgili hiçbir şey yok ama kampüs dışında yardım edebilecek birini tanıyorum.
We've got to help him.
- Ona yardım etmemiz lazım.
We've got to help him.
Yardım etmemiz gerek.
Okay, so if he's still in there, then we've got to help him.
Peki, yani hâlâ o yaşıyorsa o zaman ona yardım etmeliyiz.
I know enough to know that if they're what's juicing him up, and they've got that connection with him, however it works, then maybe we can use them to find him and help him.
Onların Downe'u besleyen varlıklar olduklarını ve bir şekilde onunla iletişim kurabildiklerini anlayacak kadar bilgim var. İşe yararsa onlar aracılığıyla Downe'u bulup yardımcı olabiliriz.
We've got to get him some help.
Onun için yardım bulmalıyız.
Here, come help me. We've got to get rid of him. All right, I got him.
2 dakika yalnız bıraktım, uluslararası suç işlediniz.