We can't go on like this Çeviri Türkçe
143 parallel translation
- We can't let him go on like this.
- Buna izin veremeyiz.
Monsieur, we can't go on like this.
Mösyö, böyle gidemeyiz.
But we can't wait. I can't go on like this.
Bekleyemeyiz, böyle devam edemem.
Rose Smith, we can't go on like this any longer!
Rose Smith, bu iş daha fazla böyle süremez!
We can't go on like this, old man.
Bu şekilde devam edemez ihtiyar.
We can't go on like this.
Böyle devam edemeyiz.
We can't go on like this.
Bu şekilde devam edemez.
- We can't go on like this.
- Böyle devam edemeyiz.
We can't go on like this!
Böyle devam edemeyiz.
- We can't go on like this!
- Bu şekilde devam edemeyiz!
Oh, Paul, we can't go on like this, as members of the gang, as if we had joined willingly.
Oh Paul, bu şekilde devam edemeyiz sanki kendi isteğimizle katılmış çete üyesi gibiyiz.
You said we can't go on like this.
Böyle devam edemeyiz, diyen sendin.
We can't go on like this.
Böyle yaşayamayız artık.
We have to divorce. We can't go on like this.
En iyisi ayrılmamız, bu böyle yürümez.
We can't go on like this.
- Böyle devam edemeyiz.
We can't go on living like this.
Böyle yaşayamayız. Evliyiz yahu.
I mean, we can't go on meeting this way, like in a borrowed apartment or a railroad shack.
Yani, başkalarının dairelerinde, demiryolu kulübelerinde buluşmaya devam edemeyiz.
We just can't go on like this.
Böyle devam etmesine izin veremeyiz.
We can't go on like this!
- Bu şekilde devam edemeyiz!
- We can't go on like this.
- " Ben burada kalamam.
We can't go on like this.
Bu böyle sürüp gitmez.
We can't go on like this.
Bu böyle gitmez kınalı keklik.
Oh, no, Rasheed, we can't go on meeting like this.
Raşit, böyle buluşmaya devam edemeyiz.
We can't go on like this.
Böyle devam edemezsin.
We can't go on like this, Antonia.
Bu şekilde sürdüremeyiz, Antonia.
We can't go on like this.
Artık devam edemeyiz.
We can't go on like this.
Nasıl yani?
Aurore, we can't go on like this.
Böyle devam edemeyiz Şafak Kızılı.
We can't go on like this, can we?
Böyle devam edemeyiz, değil mi?
- Now, look, we can't go on like this.
- Bak, bu şekilde ilerleyemeyiz.
Still, we can't go on like this.
Yine de, bu şekilde devam edemeyiz.
We can't go on like this.
Bu şekilde devam edemeyiz.
We can't go on like this. Next week, we're going away.
Gelecek hafta buradan ayrılıyoruz.
We can't go on like this, things are getting ridiculous.
Böyle devam edemeyiz, işler gülünç hale geliyor.
we can't hide alf forever, and i can't go on like this ;
- Sonsuza kadar Alf'ı saklayamayız ve işler böyle yürümez...
We can't go on like this!
Bu şekilde devam edemeyiz.
I don't think we can go on like this, Ben.
Böyle devam edebileceğimizi hiç sanmıyorum Ben.
- We can't go on like this.
- Bu işi böyle götüremeyiz..
All right, Kel, look. We can't go on like this anymore.
Pekala Kel, bak bu böyle gitmez.
We can't go on dancing like this forever.
Sonsuza dek böyle dans edemeyiz.
Ana, we can't go on like this.
Bu şekilde devam edemeyiz. - Çünkü devam etmek istemiyorsun.
We can't go on meeting like this.
Böyle karşılaşmaya devam edemeyiz.
We can't go on living like this
Bu şekilde yaşamaya devam edemeyiz.
- Martine, please i can't go on living like this.It's as if we'd killed our own son.
- Martine lütfen! Böyle yaşamaya devam edemem! Sanki çocuğumuzu biz öldürdük.
We've come to see our mates, hoping to find a bit of work. It can't go on like this.
Bu da bizi ideolojik baskı ve basın sorununa tekrar döndürür.
We can't go on like this. We need more people.
Daha fazla adama ihtiyacımız var.
Come back here. Come on. If you don't like this place, we can go somewhere else.
Eğer buradan hoşlanmadıysan başka bir yere gidebiliriz.
We can't go on living like this.
Böyle yaşayamayız.
Julián, we can't go on like this.
Julian böyle devam edemeyiz.
Never mind who framed us - we can't let it go on like this.
Kim yaptıysa yaptı, önemli olan nasıl düzelteceğimiz.
"We can't go on living like this any longer."
Biz bu şekilde, uzun bir süre yaşayamayız.