English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / We got him

We got him Çeviri Türkçe

5,660 parallel translation
We got him.
Yakaladık.
We got him.
O var ya.
We got him...
Yakaladık.
We got him.
Onu yakaladık.
We got him, we got him.
- Haydi, gidelim, gidelim. Onu alacağız. Onu alacağız.
- You got him? - We got him, detective.
- Siz mi alacaksınız?
- We got him.
- Aldık onu. - Tamam.
All right, all right, Paige, Paige, we got him.
Tamam, tamam. Paige, Paige. Adam elimizde.
- We got him.
- Adam bizde.
We got him.
Adam bizde.
We got him, all right?
Tamam. Adam bizde.
We got him.
Adam elimizde.
We got him dead to rights.
O'nu öldürme hakkımız var.
"dad, we got to find this guy and bring him his stuff back."
"Baba, bu adamı bulmalı ve onun olanı geri vermeliyiz." dedi.
We've got him under police protection.
- Polis korumasına aldık.
Yeah, we got to go visit him in his fucked-up house in Jersey. - Mm-hmm.
Jersey'deki sikik evine gitmemiz gerekiyor.
Yeah, we got to go visit him in his fucked-up house in Jersey.
Jersey'deki sikik evine gitmemiz gerekiyor.
- And we only got him...
- Biz sadece... - Hey.
Give him a O.P.A. We've got a problem.
Sorunumuz var.
Got to do this quick. Raph and mikey, we can't let him escape.
Raph ve Mikey, kaçmasına izin vermemeliyiz.
We've got to find him, now.
Onu hemen bulmak zorundayız.
We got him.
Yakaladık onu.
We just got eyes on him.
- Hayır. Sadece takip ediyorduk.
Not when I already own him and we've got a perfectly good slave at home.
O zaten benimken ve evde mükemmel bir tane daha varken olmaz.
We got to get him out of here.
Adamı götürmemiz lâzım.
I think that Eugene is still in possession of the anthrax, and I've got a notion as to how we can find him.
Sanırım şarbon halen Eugene'da ve onu nasıl bulabileceğimize dair bir fikrim var.
On the plus side, we know why Charlie Simon had that baggie on him the night his pocket got picked.
İyi yanı, Charlie Simon'un cebi soyulduğu gece kesenin neden üzerinde olduğunu biliyoruz.
I was thinking maybe we could stick with the same theme, you know, like, amaze him with a bottle of that Tequila that we got.
Bizdeki bir şişe tekila ile onu şaşırtırız mesela.
We never got to the second part with him.
Onunla hiç ikinci bölüme geçemezdik.
I don't know what's gotten into him since we got here.
Buraya geldiğimizden beri ne kazandığını bilmiyorum.
- He's in V-fib, we got to shock him.
- Fibrilasyona girdi, şok vermeliyiz.
There's got to be something we can do for him, right?
Onun için yapabileceğimiz bir şey olmalı.
But we got nothing to incriminate him, Gibbs.
- Elimizde onu suçlayacak bir şey yok, Gibbs.
We got nothing to make him talk.
Konuşmasını sağlamak zorundayız.
We've got him on the run!
Onu kaçarken yakaladık!
We have got to get him out.
Onu oradan çıkarmamız lazım.
And you're sure Stephen has no idea he's got a bit in his mouth? That he's been led exactly where we want him?
Stephen'ın, onu istediğimiz yere yönlendirdiğimiz hakkında en ufak bir fikri olmadığına emin misin?
Rodney runs hot, so we got a couple cooking under him.
Rodney çok sıcaktır bu yüzden biz de onun altında birkaç yemek yapıyoruz.
It's obvious someone got to Norman before we did, killed him and made off with the list.
Belli ki birisi Norman'ı bizden önce bulmuş, öldürmüş ve listeyle beraber arazi olmuş.
We got to get him out of here.
Biz burada onu almak lazım.
We got to get him to the O.R. right away.
Hemen ameliyathaneye götürmeliyiz.
We've got no witnesses and nothing but the knife to tie him to the murder.
Tanığımız yok, elimizde bıçak haricinde onu suçlu çıkarak bir şey yok.
I have been around, but we've got to work on getting him back now.
Bir şeyler yaşadım ama şu an bu çocuğu geri getirmeyi düşünmeliyiz.
We've got eyes on him.
Görüyoruz.
We got to get him to a hospital.
Onu hastaneye götürmeliyiz.
- We've already given him gas... - I got this.
- Ben hallediyorum.
He was attacke by the ea before we got to him.
Yakalayamadan ölülerin saldırısına uğradı.
I know we said no boys in the bedroom, but maybe we should rethink it'cause I got to get him out of my family room.
Yatak odasında erkek olmayacak dedik ama belki de bunu tekrar düşünmeliyiz. Çünkü onu salondan çıkarmak zorundayım.
Boy's got a lot of nerve... not being home after we drove all this way just to have a beer with him.
Kalktık, o kadar yolu sırf onunla bira içmek için geldik.
Anyway, we know he liked arranging his own paintings, but what amazes me about him is that when he got the great collection of the Queen of Sweden from Rome - she took ten or 15 years to negotiate -
Evet. Her neyse, resimleriyle ilgili düzenlemeyi yapmayı da severmiş. Bana ilginç gelen bir öykü daha var.
We got to get him up to C.T.
Hemen tomografi çektirmeliyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]