We have to move fast Çeviri Türkçe
115 parallel translation
- No. We have to move fast.
- Hayır. biz hızlı hareket edeceğiz.
The ministry agrees in principle, but we have to move fast.
Bakanlık prensipte anlaşıyor, ama hızlı hareket etmeliyiz.
We have to move fast. "
Hızlı olmalıyız.
We have to move fast.
Hızlı davranmalıyız.
In an hour, the whole town'll be awake, so we have to move fast.
Bir saat içinde herkes uyanır, Bu yüzden acele etmeliyiz.
Then we have to move fast.
Hızlı hareket etmek zorundayız.
So we have to move fast... and be very tidy.
Artık hızlı ve temiz çalışmak gerekiyor.
Now we have to move fast.
Hızlı hareket etmeliyiz.
- We have to move fast.
- Hızlı hareket etmeliyiz.
But we have to move fast.
Ama hızlı davranmamız gerekli.
There was a cave-in so it's unstable. We have to move fast.
Bir patlama oldu bundan üstündeki baskı dayanılmaz, acele etmemiz gerek.
We have to move fast to beat the other med schools.
Sanırım diğer tıp fakültelerini geçmek için hızlı davranmalıyız. TFKS sonucun.
Gregor has agreed to use his army to help us but we have to move fast.
Gregor bize yardım etmek için ordusunu kullanmayı kabul etti... ama hızlı hareket etmek zorundayız.
We have to move fast, attack her at home.
Hızlı olmalıyız ona evinde saldıralım.
But we have to move fast.
Ama hızlı hareket etmeliyiz.
Alright, but we have to move fast.
Tamam işte. Çabuk hareket etmelisin.
Okay, then we have to move fast.
Hızlı hareket etmeliyiz.
You said we have to move fast.
Biz de öyle yaptık.
- Which is why we have to move fast if we have any hope of catching him or finding this painting.
- Bu yüzden bu adamı ya da tabloyu bulmak istiyorsak hızlı hareket etmeliyiz.
Look, we have to move fast.
Ama çabuk hareket etmeliyiz.
We have to move fast.
Bunu hızlı bir şekilde yapmalıyız.
He said we have to move fast.
Hızlı hareket etmemizi söyledi.
But we're under a lot of pressure, and we have to move fast.
Ama büyük baskı altındayız, ve de hızlı hareket etmeliyiz.
This is our chance, but we have to move fast.
Bu bizim şansımız, ama çabuk hareket etmeliyiz.
But we have to move fast so they don't know what's happening.
Ama hızlı hareket etmeliyiz, böylece ne olduğunu anlamazlar.
I can't tell you yet, my darling, but we have to leave early tomorrow morning and we have to move fast.
Sana şimdilik söyleyemem, canım, ama yarın sabah erkenden ayrılmalı ve çok hızlı hareket etmeliyiz.
We're going to have to move fast.
Hızlı hareket etmek zorunda kalacağız...
We'll have to move fast, Albert.
Hızlı hareket etmeliyiz Albert.
We'll just have to move fast.
Sadece hızlı hareket etmek zorundayız.
However it goes, we're gonna have to move fast.
Ne olursa olsun, hızlı hareket etmemiz gerekecek.
Be quick. If those guards we laid out identify us we'll have to move fast.
Muhafızlar bizi tanırsa hızlı hareket etmemiz gerekecek.
But we're gonna have to move fast and hit'em high.
Ama çok hızlı hareket edip onları etkilemeliyiz.
So we'll have to move fast if we want to enter the film festival.
Peki cabuk olun tabi film festivaline katılmak istemiyorsanız.
- Let's just go. - All I'm saying is, we can move as fast as we want, but if we have no fucking clue where we're moving to, then it really doesn't matter, does it?
Tek söylediğim şu, istediğimiz kadar hızlı yürüyebiliriz ama nereye gittiğimiz hakkında zerre kadar fikrimiz yoksa pek de önemli olmaz, değil mi?
But we'll have to move fast.
Ama hızlı olmalıyız.
Listen, we're gonna have to be able to move fast. Maybe even advance our E.T.A.
- Dinle, daha hızlı davranmalıyız.
We're going to have to move fast.
Çabuk olmak zorundayız.
We're gonna have to move on this, and we're gonna have to move fast.
Bunun üstünde durup bu konu hakkında harekete geçmeliyiz.
- We'll have to move fast.
- Acele etmemiz gerekecek.
We're gonna have to move fast.
Artık hemen harekete geçmemiz gerekiyor.
But we must take you in hand first and we'll have to move fast.
Ama önce seninle ilgilenmeliyiz ve sonra çabuk olmalıyız.
We're gonna have to move fast.
Çabuk hareket etmemiz gerekecek. Beni takip edin.
We'll have to move fast because there's lots of places for it to hide!
Elimizi çabuk tutalım, saklanabileceği çok yer var.
We'll have to move fast, so it'll have to be the poker.
Hızlı hareket etmemiz lazım bu yüzden taktiğimiz poker olmak zorunda.
The compression of her nerve endings is the only thing keeping her from passing out from the pain, and we have to move her fast.
Sinir uçlarındaki baskı, onu acıdan kurtaran tek şey,... bu yüzden onu acele hareket ettirmeliyiz.
We agreed we don't want to move too fast, and yet somehow, we have a baby.
Çok hızlı ilerlememek konusunda anlaştık, ve her nasılsa, hemencecik bir bebeğimiz oldu.
And we have an officer missing, so we need to move fast.
Memurlarımızdan biri de kayıp. O yüzden çabuk olmalıyız.
Once the gate's secure, we're gonna have to move fast.
Geçit güvenli olduğunda, hızlıca hareket etmemiz gerekecek.
We'll have to move fast.
Acele etmeliyiz.
Okay, we're going to have to move fast.
Tamam, hızlı hareket etmeye çalışacağız.
But we have to leave early tomorrow morning and we've to move fast, hmm.
Sana şimdilik söyleyemem, canım, ama yarın sabah erkenden ayrılmalı ve çok hızlı hareket etmeliyiz.