We need to talk now Çeviri Türkçe
180 parallel translation
You can't be too careful because we need to talk now.
Çok dikkatli olmalıyız çünkü konuşmamız lazım.
Tell the borough we need to talk now.
İlçe heyetine hemen konuşmamız gerektiğini söyle.
We need to talk now.
Hemen konuşmalıyız.
We need to talk now.
Şimdi konuşmalıyız.
We need to talk now.
Konuşmamız lâzım, hemen.
We need to talk now.
Hemen konuşmamız lazım.
If we're going to avoid more killings, we need to talk now.
Daha fazla cinayeti engelleyeceksek, hemen konuşmamız gerek.
We need to talk now.
Şimdi konuşmamız lazım.
I know it's been 15 years since we talked but I really need to talk to you right now. I...
Biliyorum... son konuşmamızın üzerinden 1 5 yıl geçti, fakat... fakat şu an senle konuşmaya gerçekten ihtiyacım var.
- Maybe we need to talk about it now. - No.
Belki de şimdi konuşmalıyız.
I'll be ready. We need to talk, and right now.
- Ted hemen konuşmamız lazım.
We don't need to talk now.
Bunu şimdi konuşmak zorunda değiliz.
- Tell that ant that we need to talk to him right now.
- Şu karıncaya söyle onunla hemen konuşmalıyız.
- No! We need to talk about it now.
Hayır, şimdi konuşmak zorundayız.
I don't have to hear this now. We don't need to talk about it.
Bunu sonra konuşuruz.
- Tell that ant that we need to talk to him right now.
Siz bana inandınız... - Şu karıncaya söyle onunla hemen konuşmalıyız.
Now, we need to talk about merging the sales areas in Asia.
Şimdi şu birleşen satış... alanları ile ilgili konuşmamız gerekiyor.
Nah, we... we don't need to talk about that now.
Hayır bu konuyu konuşmalıyım. Zamanı uygun değil.
- Mom, we need to talk to you. Now.
- Anne, seninle konuşmamız lazım.
I saw you do it! Boys, we need to talk to you about a matter of national security, now.
Çocuklar, sizinle ulusal güvenlikle ilgili bir konu konuşacağız.
Now we need to talk to her. Where is she?
Onunla konuşmalıyız.
We don't need to talk about that now.
Şu anda bunu konuşmamıza gerek yok.
Now we really need to talk.
Artık gerçekten konuşmamız gerekiyor.
Now we need to talk to Varia.
Varia ile konuşmamız gerekiyor.
Now, before we hit the road... we need to have a talk about that horrible thing that's taken over your mother.
Durun ikiniz. Yola koyulmadan önce anneni ele geçiren o korkunç şey hakkında konuşmalıyız.
We need to talk, now.
Konuşmalıyız, hemen.
- You know what? Now, we need to talk.
Ben de bunu konuşmak istiyordum.
We need to talk. Right now, in private. We need to talk right now.
Konuşmamız lazım, hemen, özel!
- Now, just promise to try it. - Joe, we need to talk.
Tadına bakacağına söz ver.
Look, Owen, maybe we can talk about this some other time. No, l--l really need to say it now.
Kahretsin!
- We don't need to talk about that now. - Why not? He's dead.
Nihayet kendimi toparladığımdaysa adım bencile çıktı.
We'll talk about the boy later and everything else because we've got so much to catch up on, but right now, I need you girls to stand over there.
Ve her şey. Biz yetişmek için çok şeyim var. Şu anda, orada durmak.
We need to talk to somebody in security right now.
Hemen güvenlikten biriyle görüşmemiz gerek.
We need to talk alone right now.
- Hemen şimdi konuşmamız gerekiyor!
We need to talk to her now.
- Şimdi onunla konuşmalıyız.
- We don't need to talk cash now.
Gerek yok.
We need to talk. Now, if you're going to disagree with me, which you have every right to... please don't do it in front of the rest of the crew.
Benimle aynı fikirde olmayacaksan ki buna hakkın var,..
I think we need to talk about the driving now.
Sanırım araba kullanma konusunu konuşma zamanı geldi.
Ms. Nash, right now we just need to talk to him.
Ms. Nash, şu anda sadece onunla konuşmak istiyoruz.
I'm so sorry this has come up now, we need to talk.
Şimdi gündeme geldiği için üzgünüm. Konuşmalıyız.
We've talked a lot about Shawn now we need to talk about you and your husband a bit.
Shawn'dan çok bahsettik. Biraz da sizden ve kocanızdan bahsedelim.
Ma'am, please, we need to talk to Derek right now.
Derek'le hemen konuşmamız lazım.
So now we need to talk about your division of labor.
Şimdi iş bölümünden konuşmalıyız.
I just need to deal with this thing now, so we'll talk later, okay?
Halletmem gereken bir mesele var şu an. Sonra konuşuruz, tamam mı?
Now, all we need to figure out is how to bring out the woman so that we can talk to her.
Şimdi yapmamız gereken konuşabilmek için kadın kişiliğini ortaya çıkarmak.
We don't need to talk to you right now. Could you leave us alone, please?
Bizi yalnız bırakır mısın, lütfen?
There's some things that we need to... well, why don't you just give me the money now and we can talk later?
Konuşmamız gereken... Neden parayı vermiyorsun?
We need to talk to the agents on site, right now.
Hemen bölgedeki ajanlarla konuşmamız gerekiyor.
Nothing that we need to talk about right now.
Şu anda konuşmaya değecek bir şey değil.
And we need to talk to Bianca right now!
Ve hemen Bianca'yla konuşmalıyız!
We can talk about a training program later, but right now, we need to focus on maintaining the workforce that we have.
Bir eğitim programını daha sonra da konuşabiliriz, şu an önemli olan elimizdeki iş gücünün bakımını yapabilmek.