We noticed Çeviri Türkçe
943 parallel translation
Yes, so we noticed.
Evet, bunu fark ettik.
We noticed it last night.
Dün gece farkettik.
We noticed the cover to the sewer was somewhat ajar.
Farkettik ki kanalizasyona giden kapak bir şekilde açıktı.
Now, this next flat, we noticed the doors were unbolted on this side.
Şimdi, bu bitişik daire, kapıların bu taraftan sürgülenmediğini fark ettik.
We noticed it just as we were passing your access road.
Sizin yol sapağını geçerken farkına vardık.
Besides, we noticed nothing unusual or abnormal.
Ayrıca, olağandışı ya da anormal hiçbir şey görmedik.
- Must've noticed what we noticed.
- Bizim gibi sen de farkına varmalısın.
We noticed the engraved stationery, sir. We haven't opened it.
Mühürlü zarf olduğunu fark ettik, efendim.
Once we noticed it didn't have the same band.
Bir keresinde aynı marka olmadığının farkına vardık.
We noticed that alright.
Bunun farkındayız.
And one or two others we noticed on the way over!
Ve buraya gelirken yolda gördüğümüz bir iki gezegeni daha!
We were on foot, doing a routine patrol... when we noticed something in the bushes over there.
Yayan olarak, rutin devriyeye çıktık ve çalılıkların arasında bir şey fark ettik.
Have you noticed him when we talked about the time we were there?
Orada olduğumuz zamanlardan bahsederken aldığı hali gördün mü?
Your houseboy noticed it as we were driving here.
Biz buraya gelirken uşağınız fark etmiş.
Yes. I noticed it the moment we entered the room.
Odaya girdiğim gibi fark etmiştim.
There are no police here haven't you noticed we are quite alone.
Buralarda polis yok, yapayalnız olduğumuzu farketmedin mi?
As you'll have noticed, gentlemen, we are well protected.
Farketmiş olacağınız gibi, beyler, çok iyi korunmaktayız.
Of course we all know you're a busy man, Boris Lermontov, but do you mean to tell me you have noticed nothing?
Tabii hepimiz meşgul bir insan olduğunu biliyoruz Boris Lermontov ama hiçbir şey fark etmediğini söyleyebilir misin?
I've noticed that whenever we disagree with the military we're always right... except that they have to use the stuff and trust their lives to it and we don't.
Ne zaman ordu ile zıtlaşsak biz haklı çıkıyoruz tabii onlar bunları kullanıp hayatlarını emanet ederken bizim öyle bir sorunumuz yok.
But I noticed that he seemed to be different after we came back after Mother had died.
Annem ölünce buraya döndük. Farklı olduğunu 0 zaman fark ettim.
What could we have noticed?
Ne görmüş olabiliriz ki?
- We never even noticed.
- Fark etmemiştik bile.
Have you noticed, darling, since we've had Lady, we see less and less of those disturbing headlines?
GÖRÜLDÜ! Fark ettin mi, sevgilim, Leydi'yi aldığımızdan beri bu rahatsız edici başlıkları her gün daha az görür olduk.
We don't necessarily have to have noticed anything, figured anything out.
Bir şey görmüş olmak, farketmiş olmak zorunda değiliz.
I do not have enough hardware... and if you haven't noticed, we're in the middle of nowhere.
Yeterli donanıma sahip değilim ve farkına varmadıysa, Allah'ın unuttuğu yerdeyiz.
Have you noticed how badly we are put up?
Ne kadar kötü yaşadığımızın farkında mısın?
I've noticed that the more we doubt, the more we cling to a false lucidity, in the hope of rationalizing what feelings have made murky.
Farkettim ki, birbirimizden süphe ettikçe duyguların bulanıklaştırdıklarını daha mantıklı kılma umuduyla, daha da sahte bir berraklığa doğru sürükleniyorduk.
One time I noticed him so I turned around to confront him and then we sat down together at a table at that cafe.
Sonra beraber şu kafede bir masaya oturmuştuk. Şuna. - Sana bir şey demedi mi?
So we'd like to know if you noticed anything that day.
O gün eğer bir şey... fark ettiysen bilmek istiyoruz.
I noticed before we left, Dad was pulling out his silk shirts.
Biz ayrılmadan önce dikkat ettim, babam ipek gömleklerini çıkartıyordu.
I had noticed. United we stand.
Fark ettim.
We came to one of Moscow's universities during the entrance exams, set up our camera in the yard and tried to observe, without being noticed, how people await the results of the exams,
Moskova yüksek okullarının giriş sınavlarından birinde kameramızı okul bahçesine kuruyor, ve farkettirmeden
But since I'm alive and I've noticed we'll be crossing Yankee and Confederate lines a few times I thought you might tell me where we're going.
Hazır bu adamlar gibi değilken, birkaç kere de Kuzeylilerin ve Konfederasyon birliklerinin mevzilerinden geçeceğimizi düşünürsek nereye gittiğimizi söylersin belki diye düşünmüştüm.
Have you noticed we look like one another?
Birbirimize ne kadar benzediğimiz hiç dikkatini çekti mi?
What none of us have noticed is while we've been sitting here the tide has been coming in.
Burada otururken hiçbirimiz denizin yükseldiğini fark etmedik.
Have you noticed how quietly we're speaking?
Ne kadar alçak sesle konuştuğumuzu fark ettin mi?
We have to get out of here. Without being noticed.
Birileri bizi fark etmeden, buradan bir an önce gitmeliyiz.
If the animal is intelligent, Master Sihn... we have not yet noticed.
Eğer bu hayvan akıllıysa bile, Efendi Sihn biz henüz farkında değiliz.
Have you noticed, Cross, that we are being replaced by young men with bright stupid faces, a sense of fashion, and a dedication to nothing more than efficiency?
Yerlerimizin, kendilerini daha verimli çalışmaya adamış modadan anlayan, aptal parlak suratlı genç çocuklarla değiştirildiğini fark ettin mi, Cross?
Right! We never noticed anything special.
Özel bir durum görmedik.
As most of you might have noticed, we have a celebrity with us tonight.
Ve çoğunuzun fark ettiği gibi aramızda bir yıldız var bu gece.
The lady has bean in front of us all the time - so close, in fact that we've not noticed her.
Bu bayan hep gözümüzün önündeydi o kadar yakındı ki, aslında onu fark etmedik.
We'd noticed that the only thing that helped was... sticking her head out the window going eighty mph.
Bize yardımcı olacak tek şeyin saatte 120 kilometre hızla giderken kafasını camdan dışarı çıkarmak olduğunu fark etmiştik.
But I noticed on the map that we pass within a half a mile of the dam.
Ama haritada barajın yakınından geçtiğimizi fark ettim.
I noticed that yesterday right after we met in the restaurant.
Bunu dün restoranda tanıştıktan hemen sonra fark ettim.
Yes, we've noticed more calling in here for food recently.
Evet, son zamanlarda daha fazla yiyecek yardımı isteyen var.
He was asking if we had noticed... anything strange... about the rats on the farm
Bişey farkettiniz m diye soruyordu... herhangi garip... özellikle çiflikteki fareler ile.
- Surely we'd have noticed.
- Şüphesiz biz fark ederdik.
Come off it. We've all noticed how you two go around, looking at each other like lovesick cows. Admit it.
Hadi oradan.Hepimiz birbirinizin etrafında nasıl dolanıp birbirinize aşk hastası inekler gibi baktığınızın farkındayız.İtiraf et artık.
I noticed we lost our garbage pickup this week.
Bu hafta çöp toplama kamyonumuzu kaybettiğimizi fark ettim.
Have you noticed that whenever he deals we lose?
Ne zaman anlaşsa biz kaybediyoruz, farkında mısın?