Weave Çeviri Türkçe
653 parallel translation
We no longer need to weave the story.
Bizimle konuşmaya ihtiyaçları yok.
H Weave A Speedy Little Mouse.
Henry, hızlı ve küçük bir faremiz var.
You weave a pretty fairy tale, crooked neck.
İyi masal anlatıyorsun çarpık boyunlu.
- I'm helping her weave.
- Dokumasına yardım ediyorum.
- And weave.
- Dokuma yapabilen.
Perhaps our friend can weave all the loose ends into a noose.
Belki dostumuz bazı eksik noktaları da tamamlayabilir.
You weave.
Pardon.
I forgot to bob, I forgot to weave.
Hafif vuruşu, hareketli olmayı.
Nat, weave me another.
Nat, bir tane daha doldursana.
"And so, he removed his brocade coat... "... putting on the porter's coarser weave.
Ve öylece güzel narin dokumalı ceketini çıkarıp kaba hamal giyisini örtündü.
Now weave a basket. Circle left.
Şimdi birlikte sola dönsün herkes.
Now we'll weave that basket the other way.
Şimdi de herkes birlikte diğer yana dönsün.
Henderson didn't weave those pajamas himself.
Bu pijamaları Henderson kendi dikmedi.
But still the hands of memory weave
Ama uzun zaman geçmiş olsa da
But still the hands Of memory weave
Ama uzun zaman geçmiş olsa da
There's cloth to weave and nets to make.
... dokunacak kumaşlar ve örülecek ağlar var.
Now here's a new weave from the looms of Gaza.
Bu da Gamzenin dokuma tezgahlarından yeni bir parça.
Little spiders weave their web.
Küçük örümcekler ağlarını örüyor.
Inside stuff... how they weave a rug.
Kilim nasıl dokunur hakkında bir yazı dizisi.
How they weave a Navajo rug?
Bir Navajo kiliminin nasıl dokunduğunu mu?
The needle will simply pass through between the weave as usual.
Alıştığınız gibi, iğne dokumanın arasından kolayca geçecek.
To admire the way that a Queen can weave a mat of reeds?
Bir kraliçe saz örgü bir hasırla neden ilgileniyor diye mi?
I shall teach you to sew and weave
Sana dikiş dikmeyi ve örgü örmeyi öğreteceğim.
Now weave in and out.
Şimdi içe ve dışa kıvrılın.
Should I weave a basket for you?
Senin için bir sepet öreyim mi?
The night will weave its magic spell
Gece sihrini sunacak
I began to look at it... me too... to watch it, to look after it... to weave crowns for it and keep it under glass.
Ben de... O'nu aramaya başladım... izlemeye, ardından bakmaya... O'na çiçeklerden taçlar yapmaya ve kavanozlarda saklamaya başladım.
You stay here, however, for I shall weave back in just one minute.
Bununla birlikte, siz burada kalın, çünkü tam bir dakika içinde döneceğim.
I'll not only grow my own cotton, I'll weave it and market it.
Kendi pamuğumu yetiştirmekle kalmayıp dokuyup öyle satacağım.
You want me to weave a theme of this into my sermon?
Vaazımın içine bunu da katmamı ister misin?
In ancient times, who would weave her tapestry only to unravel it and start again?
Eski zamanlarda, onu çözmek ve yeniden başlamak için işli örtüsünü kim örerdi?
The weave of life.
Yaşamın bir örgüsü.
This winter, I'll come here at night and we'll weave together.
Bu kış, geceleri buraya geleceğim, birlikte dokuyacağız.
The rug is such a delicate weave.
Halı narin dokuludur.
They weave it cleverly, lightly, like a cobweb.
Örümcek ağı gibi akıllıca, ince ince örüyorlar.
I'll weave day and night.
Gece ve gündüz durmaksızın dokuyacağım.
You can eat it, you weave it and you wear it.
Yiyebilirsin, dokuyabilirsin, giyebilirsin.
Except they didn't give us no reservation Or teach us how to weave rugs.
Ama bizlere ne toprak verildi, ne de halı dokuması öğretildi.
Every time it points to the Needle of the Kings, as it does now, then we shall weave songs to praise the gods of light and thank them that they sent the Earth people to save us from the Animus.
Needle of Kings'i gösterdiği her zaman ışığın, tanrılarına şükretmek ve Animus'tan kurtulmamız için bize Yeryüzü insanlarını göderdiklerinden teşekkür etmek için onlara şarkılar yazacağız.
Get real loose and then start to weave.
Rahatla ve sonra salınmaya başla.
Weave a little.
Biraz daha salın.
Weave about now and look for an opening.
Şimdi salın ve bir açık ara.
Perhaps our friend can weave all the loose ends into a noose.
Belki dostumuz bazı eksik noktaları da tamamlayabilir. Ha, McPherson?
We could tangle spiders in the webs you weave.
Örümcekleri bile ağına düşürürsün sen.
Mother spiders weave very sticky webs too.
Anne örümcekler de yapışkan ağlar örebiliyorlar.
For who do you weave?
Kimin için örüyorsun?
I'll weave, I'll sow...
Örgü örerim, ekmek pişiririm...
It is my view that if you don't take immediate action... if you don't weave yourselves into this revolt... you'll be swept away.
Benim fikrime göre hemen harekete geçmezseniz kendinizi bu isyana uydurmazsanız süpürülür gidersiniz.
Weave!
İleri!
Ladies and gentlemen, Hector Bloom continues to weave his spell.
Bayanlar ve baylar, Hector Bloom maharetini konuşturmaya devam ediyor.
Give me three-man weave!
3'lü örme yapın! Başlayalım hadi!