Weebo Çeviri Türkçe
58 parallel translation
Thank you, Weber.
Teşekkürler Weber. Günaydın Weebo.
Not to worry, Weebo.
Endişelenme Weebo.
- Weebo? - Mm-hmm? - The wedding was not on my schedule.
Programımda düğün yoktu.
- Weebo?
- Weebo?
- Weebo! lt`s amazing!
Bu inanılmaz bir şey!
Whoa, Weebo!
Weebo!
- Weebo?
- Weebo? - Efendim?
It`s just an ordinary radioactive isotope... that Weber is now removing from the lead containment unit. It`s perfectly safe, Weebo.
Oldukça güvenli Weebo.
And l`m burning up in here!
Bu elbise içinde yandım ya! Weebo!
Weebo! Over here.
Bu noktada.
- Cross your fingers, Weebo.
- Bana şans dile Weebo.
- I`ve gotta go, Weebo.
- Gitmem gerekiyor Weebo.
Oh, I can`t miss this one, Weebo.
Bu sefer geç kalamam Weebo.
See, Weebo?
Değil mi Weebo?
- You know what this means, Weebo?
- Bu ne demek biliyor musun Weebo? - Ne demek?
Let`s see what`s on the radio, Weebo.
Bakalım radyoda ne varmış Weebo.
Weebo, there is nothing to worry about.
Weebo, endişelenecek hiçbir şey yok.
I`m very sorry!
Çok özür dilerim! Sıkı tutun Weebo!
Oh, Weebo! Oh, now, we`re cookin`!
Şuna bak şimdi!
The shutter`s jammed probably, Weebo.
Kapaklar sıkışmıştır Weebo. Hiç merak etme.
Thanks for the sentiment, Weebo, but... this is really not an area you`re qualified to offer perspective on.
İnceliğin için teşekkürler Weebo, fakat bu senin görüş bildirebilecek kadar bilgili olduğun bir konu değil.
- Good night, Weebo.
- İyi geceler Weebo.
Weebo, I just had this amazing dream!
Weebo, inanılmaz bir rüya gördüm!
- Weebo!
- Weebo!
Weebo!
Weebo!
- Weebo!
Weebo!
- Weebo.
- Weebo. - Efendim?
I know I love her, Weebo.
Ona aşık olduğuma eminim Weebo.
Truth is, Weebo, I`m not absent-minded because l`m selfish or crazy or- - or inconsiderate.
Gerçek şu ki Weebo dalgınlığım ; bencil, çatlak veya düşüncesiz biri olduğumdan kaynaklanmıyor.
Truth is, Weebo, l`m not absent-minded because l`m selfish... or crazy or- - or inconsiderate.
Gerçek şu ki Weebo, dalgınlığım ; bencil, çatlak veya düşüncesiz biri olduğumdan kaynaklanmıyor.
Weebo, it`s me.
Weebo, ben geldim.
Weebo.
Weebo. Yok bir şey.
Weebo?
Weebo? Geçti.
It`s okay. Weebo, can you hear me?
Weebo, beni duyabiliyor musun?
It`s me. Weebo.
Benim, Weebo.
Do it for Weebo.
Weebo için.
- This one`s for Weebo.
- Bu Weebo için.
Freebo stays with his twin brother, Weebo.
Freebo ikiz kardeşi ile kalıyor, Weebo.
Freebo and Weebo?
Freebo ve Weebo?
Which one's Weebo and which one's Freebo? They're twins.
Hangisi Weebo, hangisi Freebo?
There you go.
- Weebo?
Uh, Weebo?
Weebo?
Weebo?
Weebo?
- Oh, Weebo!
- Weebo!
Oh, Weebo.
Weebo.
- I`m not right for her. - But you knew that, didn`t you, Weebo?
- Ama sen farkındaydın değil mi Weebo?
You`re the one for me, Weebo.
Benim en iyi dostum sensin Weebo.
Listen.
Ona aşık olduğuma eminim Weebo.
I know I love her, Weebo. Every neuron in my limbic system is saturated with phenylethylamine.
Sinir sistemimdeki nöronlara peniletlaminlerden gına geldi.