Weighed Çeviri Türkçe
771 parallel translation
And that the phony gold weighed more than the real gold.
Ve bu taklit altın, diğerlerinden daha ağırdı.
He must have weighed 250 pounds, if he weighed an ounce.
Herif 110 kilo falandı galiba.
It must've weighed five pounds.
En azından üç kiloydu.
" At times this hereditary flaw weighed heavily upon him. He felt he was paying the price for the generations of his forefathers whose drinking had poisoned his blood.
" Genetik kusurunun dayanılmaz yükü, ona ağır gelmeye başladığı zamanlarda nesillerdir içtikleri içkilerle, kanlarını zehirleyen atalarının bir bedelini ödediğini hissetti.
And after you've deliberated sufficient... weighed all the evidence fair and square... and brought in a verdict of not guilty... you'll be amply rewarded, y'understand?
Tüm delilleri adil bir şekilde yeteri kadar düşünüp tartıp bunun sonucunda da heyet kararını "suçsuz" olarak açıkladıktan sonra bol derecede mükâfatlandırılacaksınız. Anladınız mı?
And I know how greatly your tragedy must have weighed upon his mind.
Ayrıca bu trajedinin zihninizde ne kadar büyük etki bıraktığını biliyorum.
Ten days ago he weighed just 42.
On gün önce sadece 20 kilo gelmişti.
She weighed up everything that I had on
Ü zerimdekileri ölçüp biçti
It must have weighed 900 if it weighed a pound.
Kiloya vursak 400 kilo çekerdi herhalde.
He must have weighed at least 1,000 easy.
Herhalde rahat 500 kilo çekiyordu.
Mazard weighed close to 200 pounds, you know.
- Mazard, yaklaşık 90 kiloydu.
- I know, I weighed them for her.
- Kesinlikle, onları kendim tarttım.
Perhaps he loves you now, but you must fear, his greatness weighed, his will is not his own, for he himself is subject to his birth.
Şimdi belki seviyor seni. Ama büyük adam oluşu korkutmalı seni, dilediğini yapmak elinde olmayabilir. Doğuş üstünlüğünün esiridir kendisi.
This court has heard from both parties and has weighed the evidence they duly submitted.
Mahkeme iki tarafın da sundukları deliller ışığında ortaya koydukları iddiaları tarafsızca gözden geçirdi.
You think we should get her weighed?
Bizim Ona yük olabileceğimizi mi düşündün?
I weigh now what I weighed the summer you left Belle Reve.
Belle Reve'den ayrıldığın o yaz kaç kiloysam, şimdi de öyleyim.
One hundred gold bars, weighed to the value of £ 495,987!
Yüz altın külçe, değeri tam 495.987 pound!
Must have weighed 140, if he weighed a pound.
140 kilo kadardı.
He was weighed down with luggage
Çantası ağırlık yapıyordu.
The wife of the last scientist who was here weighed 180 pounds of pure muscle had a good start on a mustache and every time she spoke to her husband every lion in the territory took off.
Son gelen bilim adamının eşi 80 kilo saf adaleden oluşmuş olup yeni büyümeye başlayan güzel bir bıyığı vardı ve kocasıyla her konuştuğunda bölgedeki tüm aslanlar kaçışıyordu.
I'd say he weighed close up to 700 or 800 pounds.
300-350 kilo arası olduğunu söyleyebilirim.
When you weighed 168 pounds you were beautiful.
75 kilo olduğun zamanlar çok güzeldin.
It helps to hold up their great weight. They weighed about forty tonnes.
Bu onların dev bedenlerini destekliyordu, çünkü yaklaşık kırk ton geliyordu!
I was weighed in the balance and found wanting.
"Terazide tartıldım ve eksik bulundum."
The benefits of the drug must now be weighed against its long-term dangers. "
"İlacın faydaları, yan etkileri dikkate alınarak yeniden incelenmelidir."
There was Lord Aeneas, nephew of King Priam on his way to the palace where the future of Troy was being weighed by the royal council.
Kral Priam'in yegeni, Lord Aeneas saraya dogru yola çikmisti o sirada, sarayda kraliyet meclisi Truva'nin gelecegini tartisiyordu.
His whole, high, broad form... weighed down upon a barbaric white leg carved from the jawbone of a whale.
Balinanın çene kemiğinden oyulmuş beyaz bacağıyla ve zalim görünüşüyle.
You know, Janie, you wouldn't believe it. But when your father and me was married, I weighed only 98 pounds.
Bilirsin, Janie, bana inanmayacaksın ama baban ve ben evlendiğimizde sadece 44,5 kiloydum
After all, the rules of television seem weighed far too much in favor of the viewer.
Ne de olsa, televizyon kuralları izleyici lehine iyice ağır basıyor.
When Mr. Webster first came to me, he weighed nearly 300 pounds.
Bay Webster bana ilk geldiğinde, neredeyse 200 kilo geliyordu.
I'm sure a great many tellers have weighed their chances.
Eminim, çok sayıda veznedar şanslarını denemiştir.
A man short-weighed me when I turned in my crop. She said, "be nice, or you'll get in trouble."
Birisi beni kızdırdığı zaman, "Sinirlenme yoksa senin için kötü olur." derdi.
He said that his pig weighed two hundred pounds.
- Ne dedi, efendim? Dedi ki, domuzu 100 kilo imiş.
- I never weighed.
- Hiç tartılmadım.
I never would have thought that alcohol weighed so heavy.
Bugün ona söyleyeceğim. Alkolün bu kadar kilo yaptığını hiç bilmezdim.
I know Shepard has weighed that very carefully.
Shepard'ın bunu çok dikkatlice hesapladığını biliyorum.
Am I to believe you weighed, appraised and selected me out of all the men on the boat?
Ben, tüm gemideki adamların arasından senin beni tartıp seçtiğine inanayım mı?
- 15. I weighed myself on the meat scales.
Az önce et tartısında tartıldım.
Specifically, the day I went to Vic Tanny, I got on the scale, as they normally do, to check you in, and I weighed 153 pounds, and then after six months,
Vic Tanny'ye ilk gittiğimde özellikle tartıldım, ki bunu normalde yapıyorlar, ve 69 kilo geldim.
I weighed myself on that very same scale, and I found that I weighed 151.
Altı ay sonra tekrar aynı tartıda tartıldım ve o sefer de 68 kilo geldim.
He weighed nearly 30 stone.
Hemen hemen iki yüz kilo geliyordu.
All fish must be weighed in by sundown.
Tüm balıklar günbatımında tartılacak.
Willoughby, I weighed those fish myself.
Evet Willoughby, Bu balıkları kendim tarttım.
Well, he wore steel-rimmed glasses, he weighed about...
Metal çerçeveli gözlüğü vardı. Kilosu...
Step up and have your luggage weighed!
Yürüyün ve bavullarınızı tarttırın!
If I'd told you in advance, I'd have felt like you were there, and the responsibility would have weighed on me, with all the money you've spent.
Sana önceden söyleseydim, benimle oraya gelmek isterdin ve harcadığın onca para yüzünden duyduğum sorumluluk, sınavda beni endişelendirebilirdi.
"She weighed only 112 pounds, but she had plump thighs of satiny flesh, eager for love and kisses."
"Sadece 50 kiloydu ama dolgun, pürüzsüz kalçaları vardı, aşka ve öpülmeye hasret bekleyen."
It weighed almost 100 kilos.
Yaklaşık olarak 100 kilo geldi.
To be honest, the clan's treatment of your family and your attitude in response have weighed on my mind.
Aslına bakarsan, klanın ailene karşı olan tavrı ve senin verdiğin karşılık zihnimi epeyce kurcaladı.
It weighed anchor!
Limana geri dönün!
Weighed on your mind?
Zihnini mi kurcaladı?