English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / What's that gonna do

What's that gonna do Çeviri Türkçe

1,353 parallel translation
That's what I'm gonna do!
Sana yapacağım budur!
That's what you're gonna do?
Bu mudur yani?
That's exactly what we're gonna do when we bring our baby home.
Bebeğimizi eve getirdiğimizde yapacağımız da aynen bu olacak.
If paying him might stop the explosion, that's what i'm gonna do.
Ödeyince patlamayacaksa, ben de öderim.
Right, so if it's just a matter of playing out the string, then that's what I'm gonna do.
Mesele sadece, oyunu sonuna kadar oynamaksa, ben de öyle yapacağım.
WE'RE GONNA PUT THEM BACK, THAT'S WHAT WE'RE GONNA DO.
Yapacağımız bu işte.
What's that gonna do?
- Bu ne işe yarayacak?
Now if he says I gots to come all the way over here and listen to your boy, then that's what I'm gonna do.
Eğer buralara kadar gelip oğlunuzu dinlemem... gerektiğini söylüyorsa yapacağım şeyde budur zaten.
You're gonna do what you want and that's okay.
- İstediğini yapacaksın ve sorun değil.
And that's just what I'm gonna do.
Ben de böyle yapacağım.
That's what you're gonna do.
Siz de bunu yapacaksınız.
That's all gone now, and I don't know what I'm gonna do.
Sanırım artık hepsi gitti. Ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.
- That's what I'm gonna do.
- Öyle yapacağım.
That's exactly what I'm gonna do.
Aynen öyle yapacağım. - Sammy.
But if something happens to that congressman, what do you think's gonna happen to Eureka?
Ama Kongre üyesine bir şey olursa Eureka'ya ne olacağını sanıyorsun?
You know what we should talk about is what you're gonna do with all that money once you deposit the check after we don't let you destroy it.
Çeki bozdursaydın bütün bu parayla ne yapacağın hakkında konuşabilirdik. Ama şu anda çeki yok etmeni engellemeye çalışıyoruz.
Come on, what's a working man gonna do in that situation?
İşten eve yeni dönmüş biri ne yapar?
Proving that's what they were gonna do, And i convinced the company's board of directors To let voitski sell the army of allah that missile
Voitski'nin örgüte o füzeyi satmasına izin vermeleri için şirketin kısım amirleri kurulunu da ikna ettim.
Yeah, I've already called my league rep and told him that's what I'm gonna do, so...
Evet, birlik temsilcisini çoktan arayıp ne yapacağımı anlattım.
That's what we're gonna do.
Yapacağımız şey işte bu.
That's what we're gonna do.
İşte böyle oynayacağız.
- That's what I'm gonna do?
- Yapacağım olan bu mu?
My dad did what he had to do to take care of his family, and that's something that Peter is never gonna understand.
Babam ailemize bakmak için ne gerekiyorsa yaptı,... ve işte bunu Peter hiç anlamayacak.
Do you realize what it's gonna take for me to clean up that mess? I need to protect my standing.
Bu pisliği temizlemek için nelerle uğraşacağımın farkında mısın?
So that's what I'm gonna try to do.
Ben de bunu deneyeceğim. 5.
I need to make it right, and that's what I'm gonna do.
Düzeltmem gerek ve yapacağım şey de bu.
- And that's what we're gonna do.
Yapacağımız da bu.
That's exactly what we're gonna do.
Biz de isteğini yerine getireceğiz.
And that's exactly what I'm gonna do.
Ve tam olarak da yapacağım bu.
I'm gonna be cordial, and that's what we should do for kitty's sake.
Samimi olacağım ve Kitty için bunu yapmalıyız.
His right pupil blew. Do what I say or that kid's gonna be dead in ten minutes.
Aynen dediklerimi yapman gerekiyor, yoksa çocuk 10 dakika içinde ölür.
I mean, "we" as in she betrayed me, and you're my best friends, so y're gonna support me because that's what friends do.
Bana ihanet etti ve sizler de benim en yakın arkadaşlarımsınız ve benim yanımda olacaksınız çünkü dostlar böyle yapar.
No, but that's what it looks like I'm gonna do.
Hayır, ama bunu yapmış gibi yapacağım.
That's exactly what I'm gonna do.
Benim de yapacağım bu.
That's what we're gonna do.
Biz de bunu yapacağız.
That's what people on the pub crawl are gonna do.
Bar Turundaki insanların yapacağı şey de bu.
That's what you're gonna do.
İşte senin de yapacağın şey bu.
You said not only are we never gonna play Ship's Mast again, but you also said if you ever do what you trying to do now, to not only refuse, but that I had permission to physically restrain your ass if necessary.
Gemi Direği oynamayacağını söylemenin yanında şu an yapmaya çalıştığın şeyi yaparsan sadece karşı koymakla kalmayıp gerekiyorsa seni fiziksel olarak engellememe izin verdiğini de söylemiştin.
Yeah, That's Exactly What We're Gonna Do.
Evet, bu tam da yapacağımız şey.
I can turn myself in, and that's what I'm gonna do.
Teslim olabilirim, ve yapacağım da tam olarak bu.
I could turn myself in. That's what I'm gonna do.
Teslim olabilirim, ve yapacağım da tam olarak bu.
I'm here to confess, that's exactly what I'm gonna do.
Ben buraya suçumu itiraf etmeye, geldim ve yapacağım da tam olarak bu.
Now, that's what we're gonna do.
Yapılacak şey bu şimdi.
That's what I'm gonna do.
Aynen böyle yapacağım.
Look, I think I'm gonna hide it in Ted's private bathroom... so he thinks the toilet's talking to him. What do you think? No, we're not doing that.
Bak, bence bunu Ted'in odasındaki tuvalete koyalım, o da tuvaletinin konuştuğunu sansın.
What do you think she's gonna do when she finds that she's got the wrong 8-track?
Sence yanlış kaseti aldığını öğrenince bize ne yapacak?
- and that's exactly what I'm gonna do.
- Çıkacağım da.
I promised I'd keep you out of the case and that's what I'm gonna do, now don't ask for anything more.
Seni davanın dışında tutacağıma söz verdim Ve yapacağımda bu. Şimdi başka hiçbir şey sorma
- I want you to say that you're gonna go convince her that she should do the movie, because that's what your director wants, and as a producer, that is your job.
- Onu filme katılmasını için ikna etmeye gideceğini söylemeni istiyorum, çünkü yönetmeninin isteği bu, ve prodüktör olarak senin görevin bu.
I was told to send in my guys, and that's what I'm gonna do.
Adamlarımı içeri sokmam söylendi, ve yapacağım da bu.
To see a big penis like that - what are you gonna do? She's a little girl.
O küçük bir kız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]