What's that then Çeviri Türkçe
2,234 parallel translation
And then that's exactly what she did do that.
Ve sonra da aynen öyle yapmış işte.
Well, then, that's what she said.
O zaman doğrudur.
And what about that girl that you stroked and then drop kicked?
Peki, ya sıkıştırdığın sonra da tekmelediğin kız?
What's that, then?
Peki o zaman o ne?
So I just... Point the phone at a girl that I fancy, then I sniff through her laundry, just a little bit, until I figure out what it takes to get into her panties.
Ben hoşlandığım bir kız olduğunda telefonumu ona doğrultur biraz iç çamaşırlarını koklayıp sonrasında onunla birlikte nasıl olabileceğimi keşfedene kadar onu tanımaya çalışırım.
If that's what it takes to find the man who ordered my father's death, then I can sacrifice a sister.
Babamın ölüm emrini vereni bulma bedeliyse, o zaman kardeşimi kurban verebilirdim.
Then what was that big green thing that almost ripped my deputy's leg off today?
Öyleyse bugün yardımcımın bacağını koparan şu kocaman büyük yeşil neydi?
What are the chances of that guy telling us it's faster, we take it and then get completely lost?
- Adamın dediğine göre daha hızlı ve kaybolma ihtimalimiz daha fazlaymış.
Forty seven. What's that, then?
Kırk yedi sonra ne oldu?
If a bit of training's what it takes, then that's what I do.
Antrenmanlarımla sürüşümde avantaj elde etmeye çalışırım
I don't know what that is, but if it's German for "cat strangler," then yes.
Onun ne demek olduğunu bilmiyorum ama "kedi gibi" nin Almancasıysa, evet.
And if you've worked hard, and done the absolute best that you can, then no matter what the scoreboard says, you are the winner in the game of life.
Sıkı çalışıp elinizden gelenin en iyisini yaparsanız tabelada ne yazarsa yazsın hayat oyununda galip sizsiniz demektir.
Then what's that?
Peki o zaman bu nedir?
- It's when things don't go as planned that we Jedi are at our best. - What then?
O zaman ne olur?
And if that's what the grownups have done with this world that was given to them, then we'd better get those boys'camps started fast and see what the kids can do.
Eğer yetişkinlerin, kendilerine verilmiş bu dünyaya yaptıkları buysa o zaman çocukların eğitimlerini hızla başlatıp neler yapabileceklerini görelim.
Then it's just the witness manifests for that day, and this is what I got.
O günkü tanık listelerine baktım ve bunu buldum.
I'll admit he's not perfect, but I don't think that- - and what if he doesn't find a solution, what if after two weeks, he loses his nerve, and then he keeps the life support going,
Bence de mükemmel bir insan değil ama sanmıyorum ki- - Ya bir çözüm bulamazsa? İki hafta sonra sinirleri bozulup birkaç günlüğüne bile olsa yaşam desteğini devam ettirirse ne olacak?
That's that, then. What's what?
İşte bu.
Then if that's what it was, then maybe it was just an accident.
O halde, belki de tamamen kazayla oldu aslında tüm bu olanlar sadece bir kazaydı.
And if we tell them first, then they can hide something that we need to know in order to figure out what's wrong with them.
Onlara bunu baştan söylersek sorunlarının ne olduğunu öğrenmeniz gereken şeyleri saklayabilirler.
If he's cremated, then what's buried in that grave?
Eğer onu yaktılarsa, mezara neyi gömdüler?
If you know what t pilot's doing- - That the turbulence isormal- - then it's much easier To sit back and order a cocktail, right?
Pilotun ne yaptığını bilirsen- -... türbülansın normal olduğunu, o zaman yerine oturup içeceğini istemek daha kolaydır.
And when I'm working, when my brain is going as fast as it does, and it goes quite fast, then, you know, I can't be distracted with all that shit, you know what I'm saying?
Ve ben çalışırken... Beynim son hızında ilerlerken ki baya hızlıdır o anda tüm bu bokla dikkatimi dağıtamazlar. Anlıyor musunuz?
If that's what is says, then that's what it...
Teknolojiye göre böyle ve bu şey- -
If that's what I think it was, then your calculator's only, what, a few million years out?
Eğer düşündüğüm gibiyse, hesaplayıcın yaklaşık birkaç milyon yılcık hata yapmış.
Then, ask that woman if what I said is wrong.
O halde, yanlışım varsa git o kadına sor.
Where you've got a mix of fact and then something that you as a director, or an author writing a book, really has an obligation to indicate to the audience what is the historical fact and what is the speculation in a typical work of faction,
Burada karışık bir durum ortaya çıkar ve bir yönetmen veya bir kitap yazarı olarak seyirciye neyin tarihi bir gerçek olduğunu ve tipik bir "gerçek kurgu" işinde neyin spekülasyon olduğunu gösterme zorunluluğun olur.
And then that's what they talk about on E! or something.
Sonra bunları magazin kanallarında konuşurlar.
Don, if you feel that you returned to save this girl then maybe that's exactly what you were meant to do.
Don, bu kızı kurtarmak için geri döndüğünü hissediyorsan belki de yaradılış sebebin tamamen budur.
Then just see if you can lope him right out of his tracks,'cause that's what you might have to do if you're gonna jump out of your tracks on a cow or something.
Sonra bak bakalım onu hızlı koşarken yolundan çevirebilecek misin? Çünkü eğer yolun kenarındaki bir ineğe falan atlamak istersen yapmak zorunda kalacağın şey budur.
If that's true, then what would happen if we built a copy of the human brain?
Eğer bu gerçekse, insan beyninin bir kopyasını yapsak ne olurdu?
If that's what you think, then you two deserve each other.
Eğer düşündüğün buysa, o zaman siz birbirinizi hak ediyorsunuz.
You have to think long and hard about what it is that makes you happy, and then you just have to do it.
Seni mutlu edenin ne olduğunu uzun uzadıya düşünmelisin ve sonra da onu yapmalısın.
So before long you know Toby and I managed to grab her before she could dive back in and the kicker is that she's amnesic so you understand if we don't chase after her, then you know what
İyi Seyirler. Çok geçmeden Toby ve ben, kadın tekrar atlamadan önce onu yakalamayı becerdik ve gizli nokta, kadının hafıza kaybının olması eğer peşinden gitmeseydik, sonra bu durumda ne yaşanabileceğini anlıyorsunuz.
If the customers see me and think that I look too senile... If that's what people think, then I will have no choice.
Eğer müşterilen bana bakar ve çok ihtiyar olduğumu düşünürse... eğer insanların düşüncesi bu olursa, o zaman başka şansım kalmaz.
If that's what you wish then my son gajodhar alone will teach you all a lesson.
Eger ki istediginiz buysa.. .. benim oğlum Gajodhar Hepinize ders verecek.
Get everyone thinking that they know what your next move's gonna be, then break the routine.
Bir sonraki hamlesinin ne olduğu anlaşılsın dedim sonra da o rutini bozmasını söyledim.
He says,'Well, once the introduction of money came in by men's tacit consent then it became...'and he doesn't say all the provisos are canceled or erased - but that's what happens.
Locke şöyle diyor : "Bir kere paraya ihtiyaç insanlığın zımni arzusundan feyz aldı ve ardından para varoldu..." Locke bütün koşulların iptal edildiği ve silindiğini söylemese de sonunda olan budur.
Look, guys, I know what it's like not to have a lot of friends, so you make up a story and then that story gets some traction, and suddenly, all the kids who laughed at your "Quantum Leap" book bag
Bakın gençler, çok fazla arkadaş sahibi olmamanın nasıl bir şey olduğunu bilirim. Bu yüzden bir hikaye uydurursun sonra herkes hikayeyi çeker. Sonra birden, sırt çantanla dalga geçen insanlar seni dinlemeye başlarlar.
And then you'd have to use your book... that would associate what page number, what line number, what word number, and that's how you would decode the message to tell you where to go.
Daha sonra kitabı açıyor kaçıncı sayfada, kaçıncı satır kaçıncı kelime olduğunu buluyordunuz. Ve böylece nereye gideceğinizi söyleyen şifreyi çözüyordunuz.
Sometimes you got to think about what you saw and then ask yourself that question- -
Bazen gördüklerini düşünüp kendi kendine o soruyu sormalısın.
So if he thinks that he can perform a transplant, then that's what he's gonna try to do.
Yani eğer nakil yapabileceğini düşünüyorsa,.. ... bunu yapmayı deneyecektir.
Then little girl tells the nurse what really happened was that the father held her face really close to a wood stove, saying she reminded him of his wife.
Ama küçük kız hemşireye aslında ne olduğunu anlatmış babasının, "bana anneni hatırlatıyorsun" diyerek yüzünü odun sobasına çok fazla yaklaştırdığını söylemiş.
If you don't recognise me'cause I'm bein'me, then that's fine by me, you know what I'm sayin'?
Eğer kendim oluyorum diye beni tanımayacaksan... bununla bir sorunum yok.
What it is is he's gonna text me the word'fuckos', which means that he's hating it and he wants me to get him out of there, and then I start the escape plan, like, that's when I do it.
Eğer ondan "fuckos" yazan bir mesaj alırsam... bu oradan nefret ettiği ve onu kaçırmamı istediği anlamına gelecek. O zaman da kaçış planını devreye sokacağım.
Well, that's what I shall do, then.
O halde, yapacağım bu.
Well, then you need to hold onto that, the good part, what you and Nora have.
O hâlde Nora ile ilişkinizdeki iyi kısımlara tutunmalısın.
She has to know the family that she's becoming a part of. And then what?
Bir parçası olacağı aileyi tanımaya hakkı var.
To be two places at once, and I'm gonna cut you off, and then you're gonna try to make a witty remark, and then I'm gonna top that, and then you're gonna end up doing what I wanted you to do.
Sonra ben seni sıkıştıracağım. Sen zekice bir kaytarma yapmaya çalışacaksın. Sonra bu işin iyice üstüne düşeceğim, ve en başta senden istediğimi yapmayı bitirmiş olacaksın.
Then, Mrs. neumeier, what is it. That's keeping you from accepti the offer. From bayside insurance?
O zaman, Bayan Neumeier, sizi sigorta şieketinin yaptığı teklifi kabul etmekten alıkoyan nedir?
Well, it's mate in 5 unless you notice what I'm doing on my g-file, then it's 7, but that will get tedious.
Zaten eğer g sırasında yaptığımı fark etmeseydin ve 7. sırada, mat olacaktı. Ama o da sıkıcı olurdu.
what's that 9620
what's that supposed to mean 1098
what's that noise 213
what's that over there 34
what's that got to do with it 83
what's that like 67
what's that you say 23
what's that all about 130
what's that face 16
what's that got to do with me 46
what's that supposed to mean 1098
what's that noise 213
what's that over there 34
what's that got to do with it 83
what's that like 67
what's that you say 23
what's that all about 130
what's that face 16
what's that got to do with me 46