What do you think it is Çeviri Türkçe
717 parallel translation
What do you think it is?
Ne oluyor sizce?
What do you think it is, poison?
Ne olduğunu sanıyorsun, zehir mi?
What do you think it is?
Sence ne?
- What do you think it is?
- Sence hangi aydayız?
Well, Nelson, what do you think it is?
Ee Nelson, ne düşünüyorsun?
What do you think it is?
Sence nedir?
Briscoe, what do you think it is?
Briscoe, bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
What do you think it is?
Sence nedir o?
What do you think it is, sir?
Sizce bu nedir, efendim?
What do you think it is?
Ne olduğunu zannediyorsun!
What do you think it is?
Ne olduğunu düşünüyorsunuz?
- What do you think it is?
Sence ne demek?
What do you think it is, Miss Martha?
Sizce bu nedir, Bayan Martha?
What do you think it is?
Sence ne çıkacak?
- What do you think it is, your birthday?
- Bugünü doğum günün mü sanıyorsun?
What do you think it is, Joe?
- Sence ne oldu Joe?
What do you think it is?
- Sence nedir?
What do you think it is?
Sizce bu nedir?
What do you think it is?
Ne olduğunu düşünüyorsun
It's a fleet of flying saucers - what do you think it is?
Uçan çay tabağı filosu, sen ne sandın?
What do you think it is, Rukh?
Sence bu nedir Rukh?
What do you think it is?
Bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
- What do you think it is?
- Bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
- What do you think it is?
- Ne olduğunu düşünüyorsun?
- What do you think it is?
- Sen ne olduğunu sanmıştın?
Is it human, or what do you think?
Bu insanca mı, ne dersin?
What fun do you think it is for me to sit all night watching you two dance?
Sence bütün gece ikinizin dans edişini izlememin ne eğlencesi olabilir?
What kind of man do you think it is?
Sizce gerçekte nasıl biri?
And when i think how fond gladys is of you... what has gladys to do with it?
Ve Galdys'in sana duyduğu hayranlığı düşündükçe... Gladys ne yapacak? Umarım hiçbir şey.
- What time do you think it is?
- Saat kaç?
What do you think is wrong with it?
Sence sorunu ne?
Well, we can tell him what the situation is now, but I think you'd better let me do it.
Durumu artık ona açıklayabiliriz... ama bunu bana bıraksanız iyi olur.
Mr. Bolton, tell us something of what it is that you're trying to do... that is, if you think that we're capable of understanding.
Bay Bolton, eğer anlayabilecek kapasitede olduğumuzu düşünüyorsanız bize yapmak istediklerinizden bahsedin.
I'd forgotten how fine it feels to do what you think is right regardless of the consequences.
Sonuçları ne olursa olsun, doğru olduğuna inandığın şeyi yapmanın verdiği üstün duygunun ne olduğunu unutmuştum.
Do you think it is in my power to do what you ask?
Bunu yapma gücünde olduğuma inanıyor musunuz?
- What time do you think it is?
- Sence saat kaç?
People don't know, they don't know how to live and they don't know what to do and they think that if they can come here they can find out. You know, what it is or how to maintain with it.
İnsanların buraya ne düşünüp neden geldiklerini, ve sonunda ne elde ettiklerini, anlarsın işte,... nasıl hazmedeceklerini düşünebiliyor musun?
Do you think they want their stockholders and the public thinking their management isn't imbued with fair play and justice the very values that make this country what it is today?
Hissedarlar ve kamuoyu şirket yönetiminin... adil ve kanunlara uygun davranmadığını bilsin isterler mi sanıyorsunuz? Bunlar ülkeyi bugünlere getiren değerler değil mi?
Is it likely, do you think, that if Mr Robinson couldn't get what he wanted from your agency, he would go to others?
Sizce, Bay Robinson arzu ettiği hizmeti alamayınca başka ajanslara da... -... gitmiş midir?
What do you think? Is it true?
19 yaşındayım.
What I'm asking is, do you think they did it?
Ben siz de öyle mi düşünüyorsunuz diye soruyorum.
What do you think, is it good that we are alive?
Sen ne düşünüyorsun, yaşıyoruz, yetmez mi?
Who do you think — – What is it?
Sen kendini... – Ne oldu?
What time do you think it is?
Sence saat kaç?
- How is it going? What do you think...?
Ne düşünüyorsun...?
What time do you think it is?
Sence saat kaçtır?
Brother, he is rash But for my sake... let that kid's wound heal first I'll teach him one-armed sword techniques... to make up for it, what do you think?
Peki, şu şekilde yapalım ;... lütfen öncelikle... çocuğun yaralarını iyileştirelim... sonra ben ona tek kollu kılıç tekniğini öğreteceğim
I think I do know what really disturbs me about the work you've described... and I don't even know if I can express it.
Bunu ifade edip edemeyeceğimi tam olarak bilmesem de tarif ettiğin iş hakkında beni rahatsız eden şeyin ne olduğunu sanırım biliyorum.
Assuming it is some kind of top-secret weapons system, what do you think Garthe's trying to accomplish?
Farzedelim ki orası çok gizli silahların bulunduğu bir yapı. Sence Garthe ne yapmaya çalışıyor?
- What kind of illness do you think it is, Jakovljevic?
Sence ne tür bir hastalığım var, Jakovljevic?
What time do you think it is over there now?
Şu anda saat kaç olabilir?