What have you done with it Çeviri Türkçe
81 parallel translation
What have you done with it?
Ne yaptın ona? - Köpek mi?
What have you done with it?
Onu ne yaptın?
- What have you done with it?
- Onunla ne yaptın?
What have you done with it?
ona ne yaptın?
This is a story of stories, and what have you done with it?
Bu, hikâyelerin hikâyesi. Ona ne yaptın böyle?
- What have you done with it?
- Peki, ona ne yaptın? - Henüz hiçbir şey.
- Johnny, what have you done with it?
Johnny, onu nereye koydun?
- What have you done with it?
- Şifreyi ne yaptın?
What have you done with it?
Beyne ne yaptınız?
What have you done with it?
Parayı ne yaptınız?
But what have you done with it?
Ama bunu nerede kullandınız?
But what have you done with it?
Ama siz ne yaptınız?
- What have you done with it?
- Unuttun mu? Kitabın nerede?
"What have you done with it, you poor, wretched creature?"
"Fişe ne yaptın, seni ezik, sefil yaratık?"
It's been a week since this thing's been coming to you and what have you done with it?
Gazeteyi almaya başlayalı bir hafta oldu ; peki sen ne yaptın? Hiçbir şey!
What have you done with it?
Ona ne yapıyorsunuz?
Where iss the book, What have you done with it?
Ona ne yaptın? - Bunun bir önemi yok.
What have you done with it?
Ona ne yaptın?
I did have half an hour ago. What have you done with it, then? All right.
Yarım saat önce yaptım.
What have you done with it?
Buraya ne yapmışsınız?
What have you done with it? It was right here.
Tam buradaydı, sizin kadar küstah, Alan'ımın heykeli.
We gave you everything, we gave you your name, and what have you done with it?
Sana her şeyi verdik. Adını bizden aldın. Peki onunla ne yaptın?
What have you done with it?
- Onunla ne yaptın?
What have you done with it, O'Brien?
Onunla ne yaptın, O'Brien?
What have you done with it?
Ne yaptınız buraya?
What have you done with it?
Onunla ne yaptın?
What have you done with it?
Ne yaptınız onlara?
What have you done with it, Harry?
Onunla ne yaptın, Harry?
What have you done with it.
Onunla ne yaptın?
What have you done with it?
Ona ne yaptığınız?
Where is it? What have you done with it?
Peki nerede, ne yaptınız?
- What have you done with it?
- Ona ne yaptın?
What have you done with it?
Ne yaptın ona?
Now you have five days... to get the 360.000 together, then you will give it back... together with a 50 percent penalty... for what you have done to us.
Sana 5 gün veriyorum. 360 bin doları toplaman için. Ve ceza olarak % 50 fazlasıyla ödeyeceksin.
I demand to know what you have done with it.
Onunla ne yaptığınızı bilmek istiyorum.
It's the ashes of your dreams that you'll be left with now Hey, what have you done, this isn't happening!
Bırakacak olduğun rüyalarıın külleri
It's what she wants. Well, don't you think? We're gonna have to spend this whole awful afternoon with them, and then after we're done we have this permanent reminder of the whole awful afternoon with them.
Anlamıyor musun, mesela onlarla korkunç bir öğleden sonra geçirip sonra da o korkunç öğleden sonrayı daimi kılacak bir anımız olacak.
What would you have done with it?
Ne yapacaktın ki bununla?
Just for the record... if you'd gotten the information and were able to control wormholes, what would you have done with it?
Sadece kayıtlara geçsin diye soruyorum... eğer bilgiye sahip olsaydın ve solucan deliklerini kontrol edebilseydin, onunla ne yapardın?
What have you done with it?
Ne yaptınız?
Raduca, I have to say it is incredible what you've done with this place.
Dünyanın en berbat günüydü.
What you've done with those kids... I don't even have words for it.
Bu çocuklar için yaptıklarını ifade edecek kelime bulamıyorum.
What would you have done with it?
Sen olsan ne yapardın?
What have you done it with?
Neyle yaptın?
I don't think that you have an accident like that... that doesn't mark you for life... mark what it means to hold a gun, mark what it means to play around with it... when you've done that.
Sanmıyorum böyle bir kaza için, hayat kontrol edilebilsin. Marka bir silah taşımanın ne anlamı olabilir : marka demek onunla yürürken oynamak demek bittiğinde.
If I'd have simply done what she asked me, if I'd have said : "Sure, I'll go with you" I know it wouldn't have happened.
Eğer direk benden istediğini yapıp "Elbette seninle gelirim" deseydim bunların hiçbiri olmazdı.
Hypothetically, what might you have done with it?
Varsayalım ki, ne yapmış olabilirsin onunla?
What you should do is look at the Koran and reconcile it with evolution, which is what Christians have done.
Yapmanız lazım gelen şey Hıristiyanların yapmış olduğu gibi Kuran'a bakmak ve onu evrimle bağdaştırmaktır.
- Yeah? What have you ever done with it?
- Tamam, anlaştık.
It's not what you think. What have you done with Siobhan?
Düşündüğün gibi değil.
It can't be. What have you done with my daughter?
Kızıma ne yaptın?