What have you got to say Çeviri Türkçe
140 parallel translation
- What have you got to say?
- Peki buna ne diyeceksin?
What have you got to say about it?
Bunun hakkında ne diyeceksin bakalım?
What have you got to say?
Ne söyleyeceksin?
What have you got to say?
Ne diyeceksin?
Go on. Now what have you got to say for yourselves?
Bunu bana nasıl açıklayacaksınız bakalım?
Just what have you got to say for yourself?
Kendini savunmak için ne söyleyeceksin?
- What have you got to say to that?
- Buna ne diyorsun?
What have you got to say for yourself?
Kendini nasıl savunacaksın?
Well what have you got to say?
Ne diyeceksiniz?
Now what have you got to say?
Şimdi ne söyleyeceksin bakalım?
What have you got to say to that?
Buna diyeceğin bir şey var mı?
Well, Rose, what have you got to say this time?
Evet, Rose, bu sefer ne söyleyeceksin?
- Now, what have you got to say? - It's cold.
- Ne düşünüyorsun?
Well, what have you got to say?
Sen ne demek istiyorsun?
John Silver! Now what have you got to say for yourself?
John Silver kendini kurtarmak için söyleyecek bir şeyin var mı?
Now, Bébert, what have you got to say?
Evet, Bébert? Sen ne söyleyeceksin?
What have you got to say for yourself?
Söyleyecek birşeyin var mı?
Well, what have you got to say?
Pekala, ne diyorsunuz?
- What have you got to say?
- Söyleyecek bir şeyin var mı?
What have you got to say for yourself?
Ne mazeret bulacaksın bakalım?
What have you got to say for yourselves?
Açıklamanız nedir.
What have you got to say to that?
Buna ne demen gerekiyor?
What have you got to say for yourself?
Kendin için ne söyleyeceksin?
Well, what have you got to say for yourself?
Peki, şimdi ne diyeceksin bakalım?
Well, what have you got to say for yourself?
Söyleyecek bir sözün var mı Joey?
Air marshal. What have you got to say?
Korgeneral, siz ne diyorsunuz?
What have you got to say to us?
Bize söylemek istediğin bir şey var mı?
Now, what have you got to say about that, boy? !
Şimdi, söyleyecek neyin var, adamım..!
Xu Ying Hao, you released Jade Raksha what have you got to say?
Xu Ying Hao, Sen Yeşim hayaleti serbest bıraktın Mazeretin nedir?
What have you got to say now... In front of all of us?
Şimdi hepimizin huzurunda... son sözünü söyle?
What have you got to say to that?
Buna ne diyorsun bakalım?
Exactly what have you got to say for yourself?
Kendini nasıl savunacaksın?
Yes, yes, what have you got to say?
- Evet. Ne diyeceksin?
What have you got to say for yourselves, you bunch of dummies?
Kendinizi ve diğer bir avuç kuklayı nasıl savunacaksınız, çok merak ediyorum!
Well. What have you got to say for yourself now?
Şimdi kendin için ne söyleyeceksin?
- What have you got to say?
- Ne söyleyecekmişsin?
Well, what have you got to say for yourself?
Kendinizi nasıl savunacaksınız bakalım.
What have you got to say about it?
Ve bu konuda ne diyeceğini merak ediyorum.
What have you got to say about that?
Bu konuda ne diyeceksin?
- What have you got to say about that?
- Ne diyorsun bu işe?
What have you got to say to him?
Buna ne diyeceksin?
Now, what else have you got to say?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
What right have you got to say a thing like that?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
What have you got to say for yourself?
Kendine söyleyecek sözün var mı?
What have you got to say?
Ne diyebiliriz ki?
You know, I'll have to hear what he's got to say about that.
Biliyorsun, bu konuda onun da ne diyeceğine bakmalıyım.
Now what have you got to say?
Konuşacaksın.
Once I've got involved in your Clan's business I have to listen to what you say Alright, let's go
Ama bir kere davanıza bulaştım işte sen ne dersen onu yapacağım hadi gidelim
Now, what have you got to say to that?
Senin bir itirazın olmazsa!
- What have you got to say, Warren?
- Ne diyorsun, Warren?
Have you got anything else to say? What else should we say, sir? Aren't these enough?
- Daha ne olsun efendim, bunlar bile yetmez mi?