English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ W ] / What should i call you

What should i call you Çeviri Türkçe

158 parallel translation
What should I call you?
İsminiz nedir?
No, sir. What should I call you?
Ne dememi istersiniz?
What should I call you?
Ben sana ne demeliyim şimdi?
What should I call you?
Sen nesin?
What should I call you?
Ben seni ne diye çağırayım?
Okay, what should I call you?
Tamam. Sana ne isim vereyim?
What should I call you?
Size nasıl hitap etmeliyim? Benim üstümsünüz.
What should I call you?
Sana ne demem gerekiyor?
What should I call you?
Size nasıl seslenmemi istersiniz?
So... what should I call you?
O zaman... seni ne diye çağırmalıyız?
- What should I call you? - Lily.
- Ne demeliyiz peki?
Now, what should I call you, hmm?
Size nasıl sesleneyim ben?
And in return. ... what should I call you? As you wish
Ve karşılığında ben size ne diyim?
What should I call you?
Size nasıl hitap edeyim?
So, what should I call you?
Seni nasil cagiriyim?
WHAT SHOULD I CALL YOU?
Nasıl seslenmeliyim?
What should I call you?
Seni nasıl çağırabilirim?
Uh. what should I call you?
Sana nasıl sesleneceğim?
So, what should I call you then?
Ne diyeyim peki?
Well, if I'm not supposed to call you "Mom," then what should I call you?
Sana anne diyemeyeceksem nasıl hitap etmeliyim?
So Elizabeth, Liz, I mean, what...? What should I call you?
Peki Elizabeth, Liz,... sana nasıl hitap edeyim?
What should I call you?
Sana nasıl hitab etmeliyim?
- What should I call you?
- Anlaşıldı mı acaba?
So what should I call you?
Peki size nasıl hitap edeyim?
What should I call you then?
Ne diyeyim o zaman?
So what should I call you then?
Sana nasıl hitap edeyim o halde?
So what should I call you?
O halde nasıl seslenmeliyim?
Of course, now you've been crying, you look as ugly as the very devil, but... when you're quite all right and yourself, you're what I should call attractive.
Şimdi ağladığın için şeytanın ta kendisi gibi çirkin görünüyorsun, elbette ki, ama... tam olarak kendinde olduğun zamanlar, çekici olduğunu bile söyleyebilirim.
After what happened this afternoon, I should think you'd call me Scottie.
Akşamüstü olanlardan sonra bana Scottie diyeceğinizi düşünmüştüm.
I mean, I think it's important that when our primitive security precautions are lifted, that the first time you say anything in public, you should talk to what we primitively call the right people.
Yani, sanırım bizim ilkel güvenlik önlemlerimiz kaldırıldıktan sonra ilk defa halkın huzurunda bir şey söyleyeceğiniz sırada bizim ilkelce doğru insan dediğimiz kişilerle konuşmanız önemli bir şey.
I thought I should call you anyway, see what you thought.
Sizi aramam gerektiğini düşündüm, ne düşündüğünüzü öğrenmek için.
You see before you what I've been kind enough to call a rather lovely figure of a super and that's by and breastly as it should be.
Karşınızda duran şeye ben kibarca... süper dedim. Hem de göğsümü gere gere.
Anyway Ted Baker, what should I call you? Baker, Ted, Teddy?
Ted Baker, sana ne diyeyim?
What else should I call you?
Peki ne demeliyim?
What else should I call you?
Başka ne demeliyim ki? Ben yaparım.
Well, maybe what you should do is go and, um... when Gary comes, I'll get him to call you at the office.
Peki, belki de gitmelisin ve... Gary gelince seni ofisten aratırım.
- Are you saying I should call her or what?
- Onu aramamı mı söylüyorsunuz veya nedir?
I think you should just give him a call and ask him what he likes to eat.
Bence ona telefon edip hangi yemekleri sevdiğini sormalısın.
- What should I call you?
- Nasıl hitap edeyim?
What are you going to do with them then? Should I call the cops, the real ones?
Evsizlerle ne yapıyorsun onları kovacakmısın yoksa Polismi çağırıyım.
Even though Poe and I were not what you'd call simpatico that's no reason he should've taken two in the chest.
Evet belki Poe ile aramız pek iyi değildi. Ama bu vücuduna iki kurşun yemesi için yeterli sebep değil.
I stand here before you today... in great sorrow... for what should be a celebration of hope and joy... must instead be looked upon as a call to action.
Büyük üzüntü... Kutlamanın içinde umut ve sevinç olduğu için... Öyle üzerinde bir çağrı bir hareket onun yerine bakılmalıdır.
But maybe I should call Brett, and just, you know, find out what Eli said about your date.
Belki Bret'i aramaliyim ve disarida bulusup Eli randevun hakkinda ne diyor diye sormaliyim.
What do you think I should call her?
Ne diyorsun, o'nu ne diye çağırmalıyım?
[STEVEN] What do you think I should call you?
- Sana ne diye hitap edeyim sence?
What should I do? You never call.
Ne yapabilirdim ki, aradığın yok.
You call me Teacher and Lord... and it is right that you should do so, because that is what I am.
Bana öğretmenim ve efendim diyorsunuz böyle yapmanız doğru çünkü öyleyim.
You know what? Maybe I should call Carrie.
Biliyor musun, belki de Carrie'yi aramalıyım.
OH, YOU KNOW WHAT? MAYBE YOU SHOULD CALL BETH
Belki de Beth'i aramalısın!
That's what I would call a technicality. If you wanna get technical, I should throw you in jail.
buna teknoloji demek istiyorum teknolojik olmak isterseniz sizi şehre götürüp içeri tıkabilirim
Then what should I call an old guy like you, huh?
Senin gibi yaşlı bir adama başka ne diyeyim ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]