What were you doing here Çeviri Türkçe
342 parallel translation
- What were you doing here?
- Burada ne yapıyordu?
What were you doing here then?
Siz o zaman neler yapıyordunuz?
And what were you doing here yesterday?
Ve dün ne yapıyordun burada?
What were you doing here?
Sen burada ne arıyorsun?
What were you doing here?
Burada ne arıyordunuz?
What were you doing here?
Burada ne işin var? - Burada mı?
- What were you doing here?
- O sırada burada ne yapıyordunuz?
- What were you doing here?
- Ne işiniz var burada?
- What were you doing here?
- Burada ne yapıyordun?
What were you doing here by yourself?
Burada tek başına ne yapıyorsun?
What were you doing here?
Burada ne yapiyordun?
- What were you doing here?
Ne işin vardı burada? - Sadece babamı arıyordum.
What were you doing here tonight?
Bu gece burada ne yapıyordunuz?
So... what were you doing here, Marcello?
Eee, ne yapıyordun burada Marcello?
- What were you doing here?
- Burada ne arıyorsunuz?
Look here, young fellow, I want you to tell me... just exactly what were you doing tonight?
Buraya bakın, bu gece ne yaptığınızı olduğu gibi anlatmanızı istiyorum.
You'd have to explain what you were doing here.
Çünkü burada ne aradığını anlatmak zorunda kalacaksın.
What were you doing way out here?
Burada ne işin vardı?
What were you doing here?
- Burada ne işin vardı?
What in Hades were you doing here anyway?
Ne işin vardı burada?
Won't you tell me what you're doing here and why you were crying?
Burada ne yaptığını ve neden ağladığını söylemeyecek misin bana?
I trust you'll explain what you were doing here.
Eminim burada ne yaptığını açıklayabilirsin.
- What were you doing round here, anyway?
- Buralarda ne arıyordun?
What were you doing in here?
Burada ne yapıyordun?
What were you doing in here, Jackson?
Burada ne yapıyordun, Jackson?
What were you doing when I arrived here?
Ben geldiğimde ne yapıyordun?
What were you doing down here watching?
Burada izleyip ne yapıyordun?
I didn't know what the hell you were doing here.
Orada neler yaptığını bilmiyordum.
It also states here that when asked what you were doing in the alley, you replied, "I don't know nothing about that taxi-cab robbery."
Burada yazılanlara göre ne yaptığın sorulduğunda... "o taksi hakkında hiçbir şey bilmiyorum" demişsin.
What were you doing over here?
- Ne yapacağız? Çıldırdın mı?
- What were you doing up here?
- Ne yapıyordun sen burda?
I asked you what you were doing here!
"Burada ne işin var" diye sormuştum!
What are you doing here? I thought you were working.
Çalıştığını sanıyordum.
And you two, what the hell were you two doing here?
Siz ikiniz, burada ne işiniz var?
- What were you doing in here?
- Burada ne yapıyordun?
What were you doing up here?
Peki sen burada ne yapıyordun?
If that were the case, sir, I'd have to ask you what you were doing here in the victim's quarters.
Şayet durum öyle olsaydı efendim kurbanın odasında ne işiniz vardı diye sormam gerekirdi.
What were you planning on doing here?
Ne yapmayı planlıyordun?
By the way... What were you planning on doing with the little missus here?
Kadınla ne yapmayı planlıyordun?
What were you doing way out here, Harold?
Burada ne yapıyordun, Harold?
Why did you come here? What did you think you were doing?
Ne yaptığını sanıyordun?
What the hell were you doing here?
Burada ne halt ediyordun?
What were you doing up here?
Burada ne yapıyordun?
What were you two doing here anyway?
Siz ikiniz, burada ne arıyorsunuz?
What is left requires that you be dangerous and I think you would be more comfortable doing that if I were not here.
Yapman gereken şeyler tehlikeli biri olmanı gerekiyor ve bence, ben burada olduğum sürece bunu rahat bir şekilde yapamazsın.
What are you doing here? Your call about those bees prompted me to make inquiries. Seven packages that were sent from canada... to a p.o. Box in payson, south carolina.
- Kanada'dan Güney Carolina'daki bir posta kutusuna yedi tane paket gönderilmiş.
What were you doing back here?
Arkada ne yapıyordun?
I thought you weren't interested in what we were doing here.
- Bu nasıl oldu? Biliyorsun, bizimle misin, yoksa bize karşı mı, karar vermek zorunda olacaksın.
What were you doing smooching here in Altona in front of everybody?
Altona'da herkesin içinde niye öpüşüyorsunuz?
What were you doing out here?
Burada ne yapıyordunuz?
What were you doing in here?
Burada ne arıyorsun?